KUDÜS ŞAİRİ

Hafta başında Şanlıurfalı Şair-Yazar ve Memur-Sen Kurucusu Mehmet Akif İnan kabri başında anıldı. Şanlıurfalı şairin vefatının 21. yıldönümü münasebetiyle Harran Kapı Aile Mezarlığı’nda bir anma programı gerçekleştirildi. Yedi güzel adam’ dan biri olan İnan’ın iki yönü ön plana çıkıyor. Birisi; Barışçıl/sivil hak arama bilinci-ki bu da sendikacılıkla tecessüm etmiştir- diğer yönü ise şair kişiliği. Şair kişiliğinin en önemli özelliği ise Kudüs Şairi olarak anılması. Urfa’nı Kudüs Şairi çıkarması anlamlıdır aslında. Kudüs demek; Urfa demektir aslında. Çünkü ne kadar dikkatimizden kaçırılırsa kaçırılsım, daha yakın tarihte bile bu şehirler kardeştiler. İsrail’in Filistin topraklarında Siyonist terör çetesi kurduğu 1948 yılında Urfa ahalisinden birçok kişi savaşmak için Filistin’e koşmuştu. Bunu unutmamalı. Urfa’ nın asli kimliği budur. Bu bir bilinçtir. Bu bilincin dayanağı nedir? Neden kardeştir bu iki şehir? Birbirine çok benziyorlar. Aslında bu hattaki birçok şehir gibi. Ama Urfa şunu da bilmeli, daha doğrusu Batı Asya’ nın tamamı bilmeli ki; İsrail’ in kendisine inanç edindiği ve gizlemediği ana politikası işgaldir. Nereyi işgal? Vadedilmiş toprakları. İşte o toprakların içinde Urfa da var. Bundan ne sonuç çıkarmalıyız, o önemli. Sonuç ortada: İsrail ve diğer işgalcilerle savaşan, mücadele edenler aslında Urfa için de mücadele etmiş oluyorlar. O tarihlerde atalarımız Filistin’ e koşarken işin bilincindeydiler. Bu gün ise o yolu sürdürenlere karşı müşrikçe demek istemiyorum/daha ilkesiz bir inatçılıkla karşı duruluyor. Biz İsrail’in Urfa’ ya ulaşmasına uyuyarak veya Kudüs için mücadele edenleri kötüleyerek yanlış bir iş yapanlardan değil; Filistin’ e koşan Urfalı atalarımızın çizgisinde olanlardan, İsrail’in Urfa’ya ulaşmasının önünde duranlardan, Gazze için, yemen için içi yananlardan, Kudüs şairimizden yana olmalı değil miyiz? Sonuç olarak demek isterim ki; Urfa sevdalıları, Urfa araştırmacıları biraz da bu konulara eğilmeli. O gün Filistin’ e koşanlar kimlerdi? O günkü haleti ruhiye ne idi? Bu gün neredeyiz? Gönlümüz neye, nereye kadar razı? Kudüs şairimize Allah’ tan rahmet dilerken, Urfa’ mızın Kudüs bilincinden ve aidiyetinden, Filistin’ e koşan atalarının duyarlılığından, yiğitliğinden ayrılmamasını ümit eder ve sizleri onun rüyasıyla baş başa bırakıyorum: “Mescid-i-Aksa Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu Varıp eşiğine alnımı koydum Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu Gözlerim yollarda bekler dururum Nerde kardeşlerim diyordu bir ses İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin Unuttu mu bunu acaba herkes Burak dolanırdı yörelerimde Mi’raca yol veren hız üssü idim Bellidir kutsallığım şehir ismimden Her yana nur saçan bir kürsü idim Hani o günler ki binlerce mü’min Tek yürek halinde bana koşardı Hemşehrimnebi’ler yüzü hürmetine Cevaba erişen dualar vardı Şimdi kimsecikler varmaz yanıma Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde Götür müslümana selam diyordu Dayanamıyorum bu ayrılığa Kucaklasın beni İslâm diyordu.