Şanlıurfa’da krallıklar dönemi!

Şanlıurfa, coğrafi konumu itibariyle tarih boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan ve kültürlerin buluşma noktası olmuştur. Mezopotamya ile Arap yarımadası ve Avrupa arasında bir geçiş noktası olan bu kadim şehir, yüzyıllar boyunca hem ticaretin hem de kültürel etkileşimin merkezi olma özelliğini korumuştur. Birçok büyük devletin hüküm sürdüğü bu topraklarda, her dönem iz bırakmış ve tarihsel süreç boyunca stratejik ve kültürel açıdan büyük bir öneme sahip olmuştur. Krallıklar dönemi, Şanlıurfa'nın geçmişindeki en önemli evrelerden biri olarak, şehrin tarihsel dokusunu şekillendiren, medeniyetlerin harmanlandığı bir dönemi simgeliyor. Bugün de bu zengin miras, Şanlıurfa'nın hem tarihi hem de kültürel kimliğini oluşturuyor.

İşte Şanlıurfa’da krallıklar dönemi…

SELEFKOSLAR DÖNEMİ 

MÖ 331 yılında, Makedonya kralı Büyük İskender'in Şanlıurfa’yı fethetmesiyle başlayan Selefkoslar dönemi, Şanlıurfa için önemli bir dönüm noktasıdır. Büyük İskender'in ölümünden sonra, imparatorluğu komutanları arasında paylaştırılmış ve Seleucus Nikator, Suriye ve Anadolu topraklarında hakimiyet kurmuştur. Şanlıurfa, Selefkoslar döneminde "Edessa" adıyla bilinmeye başlanmıştır. Ancak, bölge halkı, kendi dilinde "Orhay" ismini kullanmayı tercih etmiştir. "Edessa", Helenlerin verdiği bir isim olup, "suyu bol" anlamına gelir; Şanlıurfa'da bolca akan Karakoyun Deresi ve kaynayan pınarlarla bu ismi hak etmiştir.

Selefkoslar, MÖ 132 yılında İranlıların baskısı sonucu zayıflamış ve yıkılmıştır. Bu tarihten sonra, bölge Osrhoene adıyla bilinen bağımsız bir şehir devleti haline gelmiştir.

OSRHOENE KRALLIĞI DÖNEMİ 

Şanlıurfa'nın en parlak ve bağımsız dönemlerinden biri, Osrhoene Krallığı'na ait dönemde yaşanmıştır. Osrhoene adı, Şanlıurfa'nın eski adı "Orhay"dan türediği söylenir. Şanlıurfa, bu dönemde hem kültürel hem de ticari açıdan önemli bir şehir haline gelmiştir. Osrhoene Krallığı, özellikle Abgar ailesinin egemenliği altındadır. Abgarlar dönemi, Şanlıurfa'nın en meşhur ve özgür dönemini simgeler. Şanlıurfa kralları, genellikle "Abgar" adıyla anılır ve bu dönemde şehir oldukça gelişmiş, kültürel zenginlik artmıştır.

Bazı kaynaklara göre, "Osrhoene" ismi Roma İmparatorluğu tarafından verilmiş bir isimdir ve Şanlıurfa, Roma'nın egemenliğine girmeden önce bu ismi taşımaya başlamıştır. Ancak, birçok tarihçi, Osrhoene isminin Şanlıurfa’nın erken dönem isimlerinden biri olduğunu savunmaktadır.

ROMA HAKİMİYETİNE GİRİŞ 

Şanlıurfa, MS 244 yılında Roma İmparatorluğu'na bağlı bir eyalet haline gelmiştir. Başlangıçta bağımsız gibi görünse de, Roma'nın güçlü etkisi altında yönetilen Şanlıurfa’da, krallar Roma tarafından atanmıştır. Roma’nın Osrhoene adını verdiği bölge, Roma İmparatorluğu'nun doğu sınırlarını koruyan bir stratejik yerleşim olmuştur. Bu dönemde Şanlıurfa, Roma İmparatorluğu’nun önemli eyaletlerinden biri haline gelmiştir.

Roma İmparatorluğu'nun 395 yılında ikiye ayrılmasının ardından Şanlıurfa, Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) topraklarına katılmıştır. Bizans İmparatorluğu döneminde Şanlıurfa, güneydoğu bölgesinin merkezi olmuştur. Şanlıurfa, Bizans'ın egemenliğinde, yaklaşık 400 yıl boyunca önemli bir şehir olarak varlığını sürdürmüştür.

ŞANLIURFA'NIN KÜLTÜREL MİRASI

Şanlıurfa, tarihi boyunca farklı medeniyetlerin etkisi altında kalmış, kültürel açıdan zengin bir şehir olmuştur. Selefkoslar, Osrhoene Krallığı ve Roma İmparatorluğu gibi büyük medeniyetler, Şanlıurfa’nın kültürel mirasını şekillendirmiştir. Bugün, Şanlıurfa'da bu medeniyetlere ait pek çok tarihi kalıntı ve yapılar bulunuyor. Şanlıurfa, sadece Türkiye’nin değil, tüm bölgenin tarihsel ve kültürel açıdan önemli şehirlerinden biri olmaya devam etmektedir.

Şanlıurfa'nın bu tarihi geçmişi, şehri sadece geçmişten günümüze bir köprü değil, aynı zamanda farklı kültürlerin buluşma noktası haline getirmiştir.