MEVSİMLİK GÖÇTE ÇOCUK OLMAK

Geçmişten günümüze sosyal düşüncenin kendini güçlü bir şekilde hissettirdiği alanlardan birisi de çocukların yaşam alanıdır. Bu açıdan çocuğun korunması, yetiştirilmesi, eğitim hakkı, çocuk işçiliğinin yasaklanması, çocuk suçluluğuna karşı önlemlerin alınması, çocuk mahkemeleri, bakım evleri gibi kavramların ortaya çıkması sosyolojik olarak ele alınması gereken konular arasındadır. Bu yönüyle de, günümüzde çocukların temel haklarının ve ihtiyaçlarının bu derecede çeşitlilik göstermesine rağmen, bugün ebeveynlerin halledemedikleri birçok problemi de beraberinde getirmektedir. Her çocuk bir aile içinde doğar ve aileyi çevrelemiş olan örf, adet, geleneklerin etkisi altında büyür, gelişir. Bu anlamda çocuk büyüdükçe çevresindekileri soru yağmuruna tutar. Bu sorulara karşılık aldığı cevaplardan da yeni yeni sorular üretir. Bir anlamda çocuklar ilim insanlarına benzetilebilir. Çinli bir düşünüre göre, hayatta başarıya ulaşmış seçme insan, çocuk kalbini muhafaza eden insandır. Gelişme/kalkınma çabalarında eğitim önemli bir faktördür. Birey eğitim hakkından mahrum bırakıldığı zaman birçok problemi de beraberinde getirmektedir. Bu anlamda insanların bir yerden başka bir yere çeşitli nedenlerden dolayı yer değiştirmesi başta eğitim olmak üzere birçok imkândan da mahrum olmasına neden olmaktadır. Mevsimlik tarım işçileriyle ilgili birçok sosyal bilimci çeşitli çalışmalarda bulunmuştur. Ülkemizdeki mevsimlik göç dalgasına bakıldığında, genelde insanlar çekim gücüne sahip, değişik iş imkânları sunan ve en yakında bulunan yerlere yönelme eğilimi içerisindedir. Bu anlamda Şanlıurfa’da yeterli gelir düzeyine sahip olmayan aileler, tarımsal işlerin yoğun olduğu ekim ve hasat zamanlarında çalışabilmek için tarımsal iş gücüne ihtiyaç duyulan alanlara yanlarında çocukları da olmak üzere mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmaya başlarlar. Çocuğun belirli bir yaştan sonra en muhtaç olduğu varlık arkadaştır. Çocuk için arkadaş toplumla olan ilişkilerinin düzenlenmesinde en büyük aracı durumundadır. Mevsimlik göç bu anlamda, arkadaşlıkların parçalanmasına, ailenin parçalanmasına, eğitimin dondurulmasına veya tamamen ortadan kaldırılmasına neden olmaktadır. Büyüdüğümüz coğrafyada çocuğun eğitime devam etmesi genelde okuldaki başarı durumuna bağlıdır. Eğer öğrenci derslerinde başarılı ise çocuk okutulur. Eğer derslerinde başarılı değilse okuldan alınır. Ancak unutmamak gerekir ki, dünün tembel öğrencisi yarının parlak öğrencisi olabilir. Eğitim hayatında orta dereceli bir çocuk hayatta en yüksek derecelere yükselebilir. Bilim insanları arasında bunun örneklerine rastlamak mümkündür. Örneğin Edison, Einstein gibi. Yeter ki çocuk elinden gelen azim ve kararlığından vazgeçmesin.