Vakıflar idaresi görevini şu şekilde açıklamış: Vakıfları hayır amaçlarına göre yaşatmakta, vakıf mallarını ekonomik bir şekilde değerlendirmekte, mimari ve tarihi değere sahip vakıf eserlerini korumakta ve ihya etmektedir.
Kağıt üzerinde ne güzel tanımlama değil mi?
Uygulama nasıl? Ya da bu görev tanımı halkta nasıl karşılık buluyor? İnsanlar aynı kanaatte mi? Değil…
Geçmişte insanlara faydası dokunsun diye bırakılan, say say bitmeyecek onca mal mülk hakkıyla değerlendirilerek verimli şekilde toplumun hizmetine neden sunulamıyor.
Neden toplumda vakıf malları sahipsiz gibi algılanıyor. Neden baba malı yiyen tembel mirasyedi evlat gibi taşınmazlar yönetiliyor.
Neden bitişiğinde vatandaş mülkiyeti yapılıp imar edilirken, sahibine katma değer sağlarken vakfın malı yıllarca boş arsa olarak bekliyor.
Neden vakfın mevzuatı güncel ekonomik hayata endeksli değil?
Neden içindeki kiracılar kendilerini mal sahibi gibi görüyorlar?
Neden vatandaş kiracısı ile Vakıf kiracısı kendisini farklı görüyor?
Neden kağıt üzerinde kendisi görünüp başkasına kiralarken ses çıkarılmıyor?
Neden köy sahipleri toplumun zenginleri sayılırken, binlerce dönüm tarım arazisi olan vakıflar aynı geliri elde edemiyor?
Neden Belediyeler imarda vakıf mülkiyetleri ile istedikleri gibi oynarken, vakfa işe yaramaz yerleri verirken, şehrin yollarında, medyalarında, parklarında hala vakıf mülkiyetleri yaşıyor, neden vakıf taşınmazlarına sahip çıkan kimse yok görüntüsü veriliyor?
Neden vakıflar 657 devlet memuru kafası ile yönetiliyor?
Neden vakıflar denilince siyasi aktörler akla geliyor?
Neden vakıf personelleri siyasilerin iki dudağı arasında kendilerini hapsedilmiş hissediyor?
Neden basit bütçeli aşevi binlerce aileye dokunurken vakıflar idaresi piyasada gözükmüyor?
Neden vakıf eserlerinin restorasyonları yıllarca sürüyor?
Neden vakıf eserlerinin restorasyon süresi belli değil?
Neden iş yapım bedeli halkla paylaşılmıyor?
Neden adı kulağına değmiş kişiler vakıf mallarının kiracıları?
Neden Paşabağındaki yıkılan oto alım satım yerleri hala boş duruyor?
Neden Vatandaş malı olsa yüz defa ekonomik hayata girecek şehrin en güzel yerine yıllardır kiracı aranıyor?
Neden İnşaat yapılmıyor, her gün binlerce aracın park yeri haline gelmiş bu alanı tel örgü ile çevirip, yüzlerce fakire dağıtılabilecek otopark geliri neden elde edilmiyor?
Malını vakfeden insanların amacı günümüzde gerçekleşmiyor. Zürriyet vakıfları varislere gelir dağıtırken, mülkleri ticaret merkezleri olarak değerlendirilirken diğer vakıflar üç beş kuruşa talim oluyor.
Acil olarak çok ciddi mevzuat değişikliğine ihtiyaç var, ayrı bir kira mevzuatı, vakıf personeli için şirket benzeri bir yapılanma şart. Ne memurlar, ne mütevelililer dokunulmaz olmamalı. İdareciler Siyasi erkin inisiyatifi ile işbaşına gelmemeliler. Gerekirse her vakfın tamamen mahkeme ile atanmış bağımsız ayrı bir idaresi, personeli olmalı. Vasiler sorumlu oldukları kişinin gelir giderini her yıl mahkemeye nasıl hesap veriyorsa bunlarda aynı şekilde hesap vermeliler. Gerekirse Mahkeme kontrolünde olmalılar…
Eskiden vakıf malına dokunmaktan İnsanlar çekinirdi. Değişen insan profilinde o endişe yok artık. Vakıf malını hazine malı, hatta ucundan kulağından ele geçirirlerse kendi malları olarak görüyorlar. Ciddi bir zihniyet değişikliğine, otoriteye, hesap verme mekanizmasına ihtiyaç var.
Velhasıl günümüz şartlarında malını vakfedenlerin amacı yerine gelmiyor. Birilerinin değil,Fakirin,kimsesizin,yaşlının,öğrencinin,hastanın,yetimin,eğitimin gelir kaynağı olduğunun bize gösterilmesi gerekiyor.
Bekliyoruz…
0 Yorum