En kutsal mekanda. Secde halinde olan bir insanı boğazından bıçaklayarak katletmek.
Acaba, hangi vicdana sığar. Bu nasıl bir Tanrı tanımazlık.
Bu durumun yaşandığı yer, bir İslam memleketi. Kayseri'de. Bir insanı boğazından bıçaklayarak öldürmek. Yetmiyormuş gibi dönüp dolaşıp defalarca hunharca bıçak darbesiyle bir Müslüman cami de katlediliyor.
Ne Allah korkusu var ne de vicdan.
Ne hale geldik Allah'ım!
Bir insanı secdede iken katletmek.
Hiç mi Allah korkusu yok.
Maalesef.
Tüm insani değerlerden arınmış bir katil.
İşin diğer bir yanıda, adam katledilirken cami cemaatinin aymazlıkları.
Yaklaşık otuz kişi var.
Secde halinde olan adamın yanın da.
Bir de İmam efendi.
Onu da eklesek yaklaşık otuz bir kişi.
Bu kadar cami cemaati varken, bir katil geliyor cemaatin içinden birini boğazından keserek öldürüyor.
Cemaat, bir sağa bir sola doğru kaçıyor.
İmam efendi de seyirci!
Yahu insan bir "dur "der.
Bir müdahale eder.
Katil, tüm bu insanların içinde, adamın üstüne yığılmış bıçak darbesiyle masum adamı öldürüyor.
Sadece birkaç kişi engel olmaya çalışıyor.
O da beyhude.
İmam efendi, belki "dur" dese ya da cemaate "durdurun" dese emin olun, o adamı etkisiz hale getirilecektir.
Ama, ne yazıktır ki, ilk kaçan imam oluyor.
Demek ki, vicdanlarımız paslanmış. Yüreklerimiz dağlanmış.
Öfkeli insanlarımız zinciri koparmış aslan haline gelmiş.
Eyvah!
Ne olacak halimiz.
Sokaklar da işlenen cinayetlere alıştık zaten toplum olarak.
Peki, ya cami de olanlara.
Yeter, artık bu kadar duyarsız kalmaya.
Yanı başımızda bir kadına ya da masum insanlara karşı, işlenen suçlara duyarsız kalmayalım.
Elimiz ile cesaretimiz ile müdahale edelim.
Yanı başımızda bir kardeşimiz katlediliyor, biz de seyirci pozisyonda seyrediyoruz.
Elimizle, dilimizle, yüreğimiz ile bu zalimlere "dur "diyelim.
İman, kötülük karşısında cesaretli yiğitler ister.
Bir canı kurtarmak, dünyanın tüm makamlarından daha evladır.
Susmak ya da seyirci kalmak ise, vicdansızlığın danizkasidir.
Rabbim, bizi kaza ve belalardan muhafaza eylesin.
Kalın selâmet ile...