ÖZÜNÜ GÖRMEDEN, ÖZGÜR OLAMAZSIN

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Kend'olmak, öz'ü –kendiliği gürleşmeye bırakmak yani ki özgürleşmek demek. 

Ne var ki, özgürleşmek bedelsiz olmuyor; kend'olmanın yükünü 

yüklenmekle ve teklife muhatap olmakla mümkün olabiliyor ancak.

Özümüz yani kendiliğimiz biz onu yaşarken veya yaşayarak 

gürleşmeye bırakabilelim diye bize verilmiş en has imkânımız. 

Kendimiz var oldukça ve var olarak kazanıyoruz..." 

(Özkan Gözel; Teklif Dergisi Sayı:1)

Modern insan için birçok tanımlama yapılabilir ancak kanaatimce günümüz insanı için yapılabilecek en iyi tespit ve tanımlama; insanın kendini unuttuğu, kendinden uzaklaştığı gerçeğidir. İnsan şaşkındır bugün. Yolunu ve yönünü şaşırmıştır. Kendini görememektedir. Kendini göremediği için de kendini bilmekten, kendini bulmaktan, kendini örmekten uzaktır. Ne yapacağını, hangi yöne gideceğini bilememektedir. İnsan kendini unutmuştur, ruhunu, özünü unutmuştur. Bedeninin ihtiyaçlarını gidermekle yaşam kavgasına girişen insan, ne acıdır ki; ruhunu, gönlünü, özünü unutmuştur. Bugün insan kendini kaybetmiştir. Yitirdiği, unuttuğu, ihmal ettiği insanın kendisidir. Herkesin kendisinden başka her şeye dönüştüğü bir zaman diliminde, insanın kaybettiği kendini araması, kendine yolculuk yapması, kendini bilmesi, kendini hatırlaması hasılı özünü g/örerek öz/ü/gür olması varoluşsal yönüyle hayatiyet arz ediyor. 

Kendilik bilinci, insanı dünyada başkalaşmaktan, varoluşun şokundan, yaşadığı gurbetten ve çektiği öz/lemden kurtararak kendini g/örmeye ve de irfana ulaştıracaktır. İnsanoğlunun tarihin her döneminde yapmış olduğu sorgulamaların temelinde, “varlık” ve “kendi”lik olmuştur. Hem var olmanın, hem de hayatın yeniden anlamlı kılınabilmesi için; modern hayatın sonucu insandan çalınan anlamın yeniden insana iade edilmesi gerekiyor. İnsanın var olması, anlamdan arınmış hayatın girdabından kurtulabilmesi ancak kendini bilmesi, kendini görmesi ve de kendini her dem yeniden örmesi ile mümkün olacaktır. 

Yunus’un, “İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir” derken bilgiye yüklediği anlam da kendözünü görme kaygısını ortaya koyuyordu. Onun içindir ki insanın kendini bilmesine, hayatı anlamasına fayda sağlamayan bilgi insana yük olmanın ötesinde bir anlam ifade etmeyecektir. Beşerden insana ulaşmak da kendini görmek ile mümkündür. Peki nasıl olacak bu. “Sahip olduklarını yokla! İlk sırada kendi-varlık'ın yoksa sahip olduğun diğer her şey sana yüktür” diyen ehli irfana kulak vermek, kendilik bilinci açısından bir başlangıç olacaktır. 

Sözün burasında İhsan Fazlıoğlu’nu dinleyelim. “Kişi ‘kendini bilmeden’, ‘kendini bildiğini bilmeden’ kendi- olmayan hakkında bilgi elde edemez ve dahi eyleyemez… Kendini tanımak ve bilmek, kendilik bilinci insana yüklenen emaneti idrak etmenin insan olmaklığın temelidir. İnsan bir kendilik arayışıdır. Kendilik-bilincine ermiş insan, çağdaş dünyada anlamın yitimini en derinden yaşamış birey ve tür olarak varlığını korumak için var oluşunu, var olmayı ve hayatı yeniden anlamlı kılmalıdır. Nasıl? Kendi olmuş, kendilik bilincine ermiş, ferdiyetini kazanmış kişioğlunun alamet-i farikası “amentu bi...” diyerek iyi, doğru ve güzel/yüce ile bağını en sahih biçimde kurmak; bir meta-fizik var olan olarak kendini yani emaneti yani akletmeyi yüklenmek; hesabı verilmiş bir hayat görüşü içinde yaşam ile ölümü bir süreklilik içinde idrak etmek; madde ile manayı birbirinin yerine ikame etmeksizin sahiplenmek... Ve dahi geçmişiyle geleceğinde buluşmak için teklif sahibi olmak; verili, hazır reçetelerden medet ummadan halis niyetle yola çıkmak ve yolda hatalarını doğrularına azık kılmak...

"Zihninde varlık tasavvuru olmayanın, kendi varlığını tasavvur etmesi imkânsızdır..." Böyle diyordu Fahreddin Razi. Evet, bugün insan kendini kaybetmiştir. Yitirdiği, insanın kendisidir. Herkesin kendisinden başka her şeye dönüştüğü bir zaman diliminde, insanın kaybettiği kendisini araması, kendine yolculuk yapması, kendini bilmesi ve kendini bulması dahası kendini g/örmesi gerekiyor. İnsanı, yaşamın köleliğinden kurtararak gerçekten özgür ve özü gür kılacak olan, kendini herdem örerek, sürekli bir oluş içinde olarak, varoluşundan geçecektir. Kendini kaybeden insanın, yine kendisini kaybettiği yerde; kendinde araması… Kendilik ve varlık bilincine dair sahici bir tasavvura ulaşarak, “endilik cesareti” ortaya koyabilecek öz/ü/gürlüğe ulaşmak insanı dünyaya gelişin şaşkınlığından, ‘varoluşun şokundan’, ‘yaşadığı gurbetten ve çektiği öz/lemden’ kurtaracaktır. 

ÖZÜNÜ GÖRMEDEN, ÖZGÜR OLAMAZSIN

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.