Şehirlerin atası olan Şanlıurfa, Göbeklitepe ve Balıklıgöl gibi dünya çapında değerlere sahip olsa da, bu zenginliğinden yeteri kadar yararlanamamaktadır. Bunun temel nedeni, şehrin kaderini belirleyen yerel yöneticilerin, şehrin çıkarlarından çok kendi dar gündemlerine, siyasi hesaplarına ve kendilerini o makama getirenlerin-ki bunlar ister siyasiler ister kendi çevreleri olsun, onların gönlünü hoş tutmaya odaklanmasıdır. Şehri ve onun kültürünü tam olarak benimseyememiş, Şehire ait değerleri ve o kültürü meydana getiren yerli insanını alay konusu yaparak onlara üstten bakanların idaresindeki Urfa, nasıl olurda hak ettiği ilgiyi ve tanıtımı görebilecektir. Bu durum, Şanlıurfa'nın kültürel ve turistik gelişimini engelleyen en büyük handikap olarak ortaya çıkmaktadır.
Şehrin tanıtım ve marka değerini artıracak uzun vadeli projeler yerine, yerel yöneticiler daha çok kısa vadeli ve siyaseten popüler olan işlere yönelmektedir. Halı saha, park yapımı, yol gibi halkın gözünü boyayan, ancak şehrin makro düzeydeki sorunlarına çözüm sunmayan projelere öncelik verilmektedir. Çünkü bu tip projeler, bir sonraki seçimde kolayca propaganda malzemesi olarak kullanılabilmektedir. Bu hesaplar yapılırken, Şanlıurfa'nın tarihi değerlerinin korunması, yöresel lezzetlerinin tescillenmesi, kültürünün tanıtılması gibi konular sürekli ötelenmekte veya tamamen göz ardı edilmektedir.
Bu politik atalet, Şanlıurfa'nın gastronomi ve kültür alanındaki değerlerinin başka şehirler tarafından sahiplenilmesine zemin hazırlamaktadır. Şanlıurfa'ya ait olan sıra geceleri "Gaziantep sıra geceleri" adı altında pazarlanmakta, Göbeklitepe Mardin ve Gaziantep tarafından kullanılmakta, lahmacun ve çiğ köfte gibi tescilli ürünler bile komşu illerin kendi mutfak lezzetleriymiş gibi pazarlanabilmektedir. Urfa’nın adının geçtiği, Urfa ile özdeşleşmiş şarkılar bile komşu illerin adı ile gelen ziyaretçilerine servis edilmektedir. Ünlü markalar Mardin ve Gaziantep sokaklarında reklam filmleri çekerek o illerin tanıtımını yaparken Urfa bu konuda hak ettiği ilgiyi görememektedir. Yöneticilerin kişisel ve siyasi kaygıları, şehrin kültürel kimliğinin ve ekonomik potansiyelinin erozyona uğramasına yol açmaktadır. Bu durum, Şanlıurfa'nın sadece ekonomik bir kayıp değil, aynı zamanda kültürel bir kimlik krizi yaşadığını göstermektedir.
Çözüm Yolları: Şanlıurfa'nın bu döngüyü kırması, yerel yöneticilerin kişisel ve siyasi çıkarlar yerine şehrin gerçek ihtiyaçlarına odaklanmasına bağlıdır. Halkın ve sivil toplum kuruluşlarının bu konudaki baskısı, yöneticileri daha vizyoner ve uzun vadeli projelere yöneltebilir. Şanlıurfa'nın eşsiz mirasını korumak ve dünyaya tanıtmak için, bu kültürel değerlerin siyasi çekişmelerin dışında tutulması ve gerçek bir kalkınma aracı olarak görülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, Şanlıurfa'nın zenginliği, yöneticilerin sığ gündemlerinin gölgesinde kaybolmaya devam edecektir.
