Şanlıurfa bugün eğitimden sağlığa, spordan çevreye kadar birçok sorunla karşı karşıya. Ne yazık ki bu artık kimsenin inkâr edemeyeceği bir gerçek.
Şehrin tarihi ve turistik alanlarında yapılacak en basit düzenlemeler bile saçma sapan tartışmalara konu oluyor. Mesela trambüs meselesi… Eleştirileri okuyorum, eski Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül’ün açıklamalarına bakıyorum; sanki şehirde derin izler bırakmış, büyük bir değişim başlatmış gibi bir hava estiriyor. Oysa geriye bıraktığı tablo ortada: Büyükşehir Belediyesi 11 milyar lira, eski parayla 11 katrilyon borçla devredildi.
Bu kadar ağır bir yük bırakmış birinin hâlâ sosyal medyada çıkıp algı yapmaya çalışması, gerçekten insanın aklıyla alay etmektir. Böyle insanların Urfa siyasetinde hâlâ yer bulabiliyor olması, bu şehrin talihsizliğidir.
Ama asıl meselemiz bu değil
Mesele, Şanlıurfa’da sistemin her alanında başıboşluk ve denetimsizlik hâkim olmasıdır.
Sağlıkta hijyen ve temizlik en önemli konu olmalı ama hastanelerimizin hali içler acısı.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde öğrencilerin servis sorunlarından tutun da öğretmenlerin kötü çalışma koşullarına kadar geniş bir problem yelpazesi var. Harran Üniversitesi’nde akademisyenlere yapılan mobbing iddiaları, yöneticiler arasındaki kavgalar, gereksiz polemikler… Bunların her biri kamuoyuna yansıyor ve insanların şehre olan güvenini biraz daha sarsıyor.
Bu şehirde güzel şeyler olmasını istiyorsak, önce beceriksizleri tasfiye etmemiz gerekiyor.
Gerçekten iş bilen, sorumluluk duygusu taşıyan, şehrin kaderini dert edinen insanlar yönetime gelmeden Urfa nefes alamaz.
Gazeteci Mustafa Arısüt’ün geçtiğimiz günlerde Gazete İpekyol’da ve sosyal medya hesabında paylaştığı gibi, iki yıl önce yaşanan sel felaketinin ardından Devlet Su İşleri hâlâ gerekli çalışmaları tamamlamadı.
Bu bile tek başına, bürokrasinin ne kadar hantallaştığını ve siyasetin ne kadar işlevsizleştiğini gözler önüne seriyor.
Artık “gemisini kurtaran kaptan” anlayışını bir kenara bırakmalıyız.
Bu şehir hepimizin…
Urfa’nın tarihiyle, kültürüyle, geleceğiyle, eğitimiyle, sağlığıyla ilgilenecek; boşlukları dolduracak; Samimi, üretken, sorumluluk sahibi insanlara ihtiyacımız var.
Yoksa her geçen gün biraz daha eriyen bir şehir haline geliriz.