HEDİYE VE HÜKÜMLERİ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz. 
Efendim;
Hediye, verilen kimsenin olur, izinsiz kullanılmaz.
Birine hediye vermek, ona olan sevgiyi bildirmek olur. 
İki Hadis-i Şerif meali:
“Bir din kardeşinizi seviyorsanız, sevdiğinizi kendisine bildirin.” [Buhârî]
“Allah yolunda, biri din kardeşini sevdiği zaman kendisine bildirsin, çünkü bu, ülfette daha kalıcı, sevgide sebat vericidir.” [İbni Ebi-d-Dünya]
Bunun için hediyeleşmek sünnettir. Külfete girmeden hediye vermeyi âdet edinmelidir. 
Birkaç Hadis-i Şerif:
“Hediyeleşin ki, muhabbetiniz [sevginiz] artsın.” [Taberanî]
“Hediye dostluğu artırır, kırgınlığı giderir.” [Ebu Nuaym]
“Hediye, Allahü Teâlâ’nın gönderdiği güzel bir rızıktır. Kabul eden, Allahü Teâlâ’nın gönderdiğini kabul etmiş olur. Reddeden de Onun gönderdiğini reddetmiş olur.” [Ramuz]
“İstemeden verileni alın. O, Allahü Teâlâ’nın gönderdiği rızıktır.” [Beyhekî]
“Hediye verene, siz de hediye verin. Eğer verecek bir şey bulamazsanız, onun için dua edin ki, hediye karşılıksız kalmasın.” [Nesaî]

Muteber kitaplarda diyor ki:
1- Hediye veya hibe [bağış], mevcut ve bilinen bir malı, birine karşılıksız temlik etmektir. Belli bir karşılık isteyerek vermek de caizdir. Mesela, borcunu ödemesini şart etmek caizdir.
2- Karşılık vermek şartı ile yapılan hediye, karşılığı verilmedikçe sahih olmaz. Hediyenin ve karşılığının, ayrılmadan önce verilmeleri gerekir.
3- “Sen ölürsen benim, ben ölürsem senin olsun” diyerek evini birine vermek bâtıldır.
4- Ali, Veliye, “Yaşadığın müddetçe evim senin olsun” dese, Veli ölünce ev, sahibine verilir.
5- “Al, sarf et” diye verilip, hediye olduğu söylenmeyen para, teslim edilince, ödünç verilmiş olur. “Al, giy” diyerek verilen elbise, hediye olur.
6- Hediye verilmeden önce, veren vazgeçebilir. Hediye verildikten sonra, ancak ikisinin rızası ile vazgeçilebilir.
7- Hâfız, pazarlık etmeden, Allah rızası için hatim veya mevlid okursa, kendisine verilen hediyeyi alması caiz olur. Az diye itiraz ederse, aldığı haram olur.
8- Çocuğun hediye vermesi sahih değildir. Çocuğa verilen hediyenin sahih olması için, çocuğun, hediye edilen şeyi eline geçirmesi gerekir.
9- Fakir, zenginin verdiği sadakayı zengine hediye etse, zenginin alması caiz olur.
10- Biri, “Bu malı sana hediye ettim” dese, öteki de alsa, hediye tamam olur.
11- Müşteri, malı teslim almadan başkasına hediye edebilir.
12- Henüz ele geçirmeden önce, ikisinden biri ölse, hediye bâtıl olur.
13- İki kimse, ortak oldukları bir evi birine hediye etseler, caiz olur. Bir kimse, evini iki kişiye hediye etse, caiz olmaz. Çünkü, taksimi mümkün olan şeyi, Hisse-i Şayıalı olarak vermek caiz değildir.
14- Gelecek ay başında, şu malı sana hediye ettim demek sahih olmaz.
15- Ölünceye kadar nafakasını vermek ve kendine hizmet etmek şartı ile evini birine hediye ve teslim edince, hizmete başlarsa, evi geri alamaz.
Evini, ölünceye kadar içinde oturmak şartı ile satmak Fâsid ise de, hediye etmek caizdir ve evi teslim ettikten sonra, geri alamaz. [Mecelle 855.]
16- Hediye verirken malın mevcut olması şart, hazır olması şart değildir.
17- Zorla alınan hediye sahih değildir. Mesela bir kimse hanımına, “Sana borcum olan Mehrini bana hediye etmezsen, babanın evine hiç gidemezsin” dese, hanımı da hediye etse, sahih olmaz. Çünkü kerhen, zor ile hediye vermek sahih olmaz.
18- Hediye, ancak ele geçince mülk olur. Satın alınan mal ise, ele geçmeden önce mülk olur.
19- Ölüm hastası, malının üçte birini, vârislerinden başkasına bağışlayabilir.
20- Alacağını borçlusuna bağışlayan, vazgeçemez. “Alacağım yok” deyince de, borç kalmaz.
21- Kazançları şüpheli olan, hediyeleşmeli ve ödünç alıp kullanmalıdır! Haramdan geldiği kesin olarak bilinmedikçe, hediye gelen şeyler helaldir.
22- Doğacak yavrusu benim olmak şartı ile bu hayvanı sana hediye ettim demek caizdir. Yavrusu da hediye olur.
23- Mehir vermemek şartı ile nikah sahih olur. Fakat sonradan mehrini verir.
24- Müşterinin başkasına satmaması şartı ile bir mal satmak veya başkasına satmamak şartı ile satın almak sahih olup, bu şartların hepsi boştur, yapılmaz.

Hediye, mevcut ve bilinen bir malı birine karşılıksız vermektir. Belli bir karşılık isteyerek vermek de caizdir. Mecbur kalmadıkça hediyeyi geri istememelidir.
Fakire verilen hediyeyi geri almak caiz değildir; çünkü fakire verilen hediye sadaka olur. Sadakayı ise geri almak caiz değildir. Zengine verilen hediyeyi zaruret varsa geri istemek caizdir; ama çirkindir; çünkü Hadis-i Şerifte, “Verdiği hediyesini geri isteyen, kustuğunu yalayan köpeğe benzer” buyuruldu. (Buhari)

Hediyeyi geri istemek kustuğunu yalamak gibiyse de, bir kimse, sebepli veya sebepsiz verdiği hediyeyi geri isteyebilir. 
Ancak şu yedi (7) şeyden biri varsa, hediyesini geri alamaz:
1- Verilen hediyede kıymetini artıran fazlalık meydana gelmiş olması:
Hediye edilen bir kitabı alan kimse ciltletmişse, hediye edilen hayvan yavru yapmışsa, hediye edilen eve parke döşemek gibi kıymetini artırıcı bir şey ilave edilmişse, hediye edilen araziye bir şey ekilip dikilmişse, hediye edilen cekete astar gibi bir şey dikilmişse, yani verilen hediyenin kıymeti artmışsa, hediyeyi veren artık bunu isteyemez. Hediye edilen bıçak keskinleştirilse, hediye eden artık onu geri isteyemez. Hediye edilen elbise boyanmışsa, boya da elbisenin değerini yükseltmişse, artık bağıştan geri dönülemez. Şayet boyanan elbise kıymeti artırmamış veya eksilmemişse, o zaman bağış yapan şahıs, bunu geri isteyebilir. Hediye edilen koyun, bayramda kurban edilse, sonra hediyeyi veren hediyesinden vazgeçerse, kesilmiş hayvanı alabilir; fakat öteki kurban borcundan kurtulmuş olur, yani onun kurbanı sahih olur.
2- İkisinden birinin ölmesi:
Hediyeyi veren veya alan ölmüşse, artık hediye geri istenemez. Veren ölmüşse, verenin varisleri isteyemez. Hediyeyi alan ölmüşse, varislerinden bu hediye istenemez.
3- Hediyenin karşılığı [ivaz] olduğu bildirilerek bir hediye vermek:
Senin hediye ettiğin şu kıymetli bisiklete karşılık olarak şu kurşun kalemi verdim denirse, bisikleti hediye veren artık hediyesini isteyemez. Kalemi veren de geri isteyemez. Eğer hediyene karşılık demeden verirse, kalemi veren de bisikleti veren de geri isteyebilir. Şayet, verilen hediyede, büyük bir kusur bulursa, onu geri vererek, ona karşılık verdiği bedeli geri alamaz. Mesela bisikletin freni bozuksa, tekerlekleri yırtıksa bisikletini al, kalemimi ver diyemez.
4- Hediye edilen malın, alanın mülkünden çıkması:
Hediye edilen şey, satılmışsa, kaybolmuşsa veya başkasına hediye edilmişse, artık geri istenemez.
5- İkisi arasında nikâh bulunması:
Karı koca, birbirine verdiği hediyeyi geri isteyemez. Erkek Müslüman, kadın kitap ehli bir kâfir olsa, hatta boşansalar da, bağışından dönemez, verdiğini geri isteyemez. Bir erkek, yabancı bir kadına bir şey bağışladıktan sonra onunla evlense, bu durumda bağış yapan, bağışından dönebilir; çünkü nikâh bağıştan sonra yapılmıştır. Bu durum, günümüzde çok görülüyor. Nişanlanıp, oğlan geline hediyeler takıyor. Nikâhtan önce veya sonra ayrılıyorlar. Kustuğunu yalamak gibi olsa da, oğlan, geline nikâhtan önce verdiği hediyeleri geri isteyebilir. Nikâhtan sonra verilenleri ise istemeye hakları yoktur.
6- Aralarında nikâhı ebedi haram eden akrabalık bulunmak:
Usûl ve fürular yani baba, babanın babası ve daha yukarısı, ana, ananın anası ve daha yukarısı, evlatlar, torunlar ve daha aşağısı ile kardeşler, kardeş çocukları, amcalar, dayılar, halalar, teyzeler, verilen hediyeleri geri isteyemezler. Bu şekilde akraba olan, ister Müslüman, isterse kâfir olsun eşittir.
7- Hediyenin değişip başkalaşması:
Hediye edilen buğdayın öğütülüp un haline gelmesi veya bulgur yapılması yahut ekmek yapılması, verilen sütün peynir yapılması, yağının çıkarılması halinde, artık verilen hediye geri istenemez.
Birine bin lira hediye edilse, sonra o kişiden bin lira ödünç istense, o kimse de bin lira hediye edene ödünç verse, ödünç alan kimse, zaten ben bu bin lirayı sana hediye etmiştim, vermiyorum diyemez.
Bir kimse, diğerinde bulunan alacağını bağışlarsa, ona bağışladığı şeyi geri isteyemez.
Bağışlanan şey satılsa, müşteri, onu bir kusurundan dolayı iade etse; önce bağış yapan şahıs, bu durumda bağışından dönemez.
Bağış yapan bedeli teslim aldığı zaman, her ikisi de verdikleri şeye geri dönemezler. Kendine bağış yapılan şahıs, ister akraba olsun, ister yabancı olsun fark etmez.

Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)

HEDİYE VE HÜKÜMLERİ

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.