MELANKOLİNİN ANATOMİSİ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Orhan Pamuk'un İstanbul Hatıralar ve Şehir kitabı. Sayfalar arasında halvet. Yirmi iki yıl önce alıp okumuşum. Çoğu sayfanın altını çizerek. Tekrar aldım elime. Altını çizdiğim yerleri ve diğer bazı bölümleri tekrar okudum. Özellikle "Din" başlığı altında yazılanlar dikkat çekici. Şöyle bir cümle sarf ediyor: "Ben Allah'tan korkmuyordum, Allah'a fazla inananların öfkesinden korkuyordum." Kitabın son bölümünde annesiyle ressamlık, mimarlık, yazarlık üzerine yaptığı enfes bir tartışma var. Gerçek bir final bölümü olmuş. Sahici bir edebiyat tadı var. Orhan Pamuk'un en güzel kitabı diyebilirim. Cevdet Bey ve Oğulları, Benim Adım Kırmızı, Kar, Kara Kitap, Öteki Renkler, Beyaz Kale, Masumiyet Müzesi, Kırmızı Saçlı Kadın hiçbiri bunun kadar güzel değil.

Kitap bir İstanbul romanı. Ama Orhan Pamuk'a göre en büyük İstanbul romanı Tanpınar'ın Huzur'u. Kitabın en güzel tarafı siyah beyaz fotoğraflar. Çoğu duayen fotoğraf sanatçısı Ara Güler'in eseri. Şehir kitaplarının ayrılmaz parçası siyah beyaz fotoğraflar. Manzaranın güzelliği hüznünde yatar. Siyah beyaz fotoğraflardan akan biricik duygu hüzün. Ruhumun Masalı Şehr-i Urfa'nın ilham kaynaklarından biri. İlginçtir, vakti zamanında Şehr-i Urfa'yı okuyan bir dost bu kitapta göze çarpan en yoğun duygu hüzün, her cümlesinden hüzün damlıyor demişti.

Köy. Çocuklar. Gezi. Dinlenmek. Yarın ölüm yıldönümü. Yine Atatürk tartışmaları. Sonu gelmeyen anlamsız tartışmalar. Ağzı olan konuşuyor. Atatürk mitolojik bir varlık sanki. Günlük tutma hastalığı. Daha doğrusu sayıklama hastalığı. Mesleksizlik. Kendini avutamama, teselliye inanamama. Mantıklı görünmek zorunluluğu. Alaycı bakışlardan rahatsızlık. Paranın gücü. Paranın cazibesi. Açmadığı kapı yok. Ahmet Ümit'in uzun imza kuyrukları. Hayal mi, hakikat mi? Eski bir televizyon programı. Sekiz yıl önce. Duru TV'de. Ali Tutluoğlu ile birlikte. Şehir, şiir, medeniyet, modernlik, entelektüellik, entelektüel yalnızlık gibi mevzular. İnsanın kendisini seyretmesi tuhaf. Sekiz yıl önceki ben. Bir saatlik konuşma. Sohbet daha doğrusu. Yazı daha rahat, daha serbest. Konuşmak ve hitabet zor. Konular arkaik olunca dinleyici kalmıyor.

Popüler olana ısınamamak. Mazi, medeniyet, melal, melankoli. Pitoresk. Yani kelimelerle resim yapma. Nerval gibi, Mallarme gibi, Tanpınar gibi. Ne lüzum var? Ara Güler'in fotoğrafları dururken. Bir resmin anlattığı şeyi binlerce kelime anlatamıyor. Ülkede resmin ve ressamın değersizliği. Öksüzlük ve köksüzlük. Bir kişinin içine çekilmesi, iç sıkıntısı yaşaması melankolidir; bütün bir şehrin içe çekilmesi, iç sıkıntısı yaşaması melaldir. "Melankolinin Anatomisi." Şehr-i Urfa'nın arka sokakları arasında saatlerce yürüyüşten sonra hasıl olan duygu ne melankoli ne melal. Sadece hüzün. Yalnızca hüzün. Sebepsiz hüzün. Yıkıntıların hüznü. Harabelerin hüznü. Yıkılışın hüznü. Yirminci yüzyılın en büyük şairi Yahya Kemal ile en büyük romancısı Tanpınar'ın yaşadığı duygu.

Açıklayamamak. Hissetmek, yaşamak sadece. Kendine, şehrine dışarıdan bakınca oluşan duygu melankoli, içeriden bakınca oluşan duygu melal. Bomboş kelime oyunları hepsi. Sanat böyle bir şey. Oyun ve eğlence. Kelimelerle oynanan bir oyun. Büyüklerin oyunu. Ama oyun. Körlük kitabının yazarı haksız değil. "Her günün sonunu telafisi imkansız bir kayıp gibi hissetmek yaşlılık denen şey de muhtemelen budur. Bir gün güneş kayboluverir ve her şey de bitiverir.  Ve evren var olmuş olduğumuzdan bile habersizdir." Gerçek melankoli, melal ve hüzün budur. Bu duygunun derinden derine hissedilişi.

İbn-i Teymiyye, sultan Allah'ın yeryüzündeki gölgesidir diyor. Nasılki Allah dilediğini sorguluyor, kimse onu sorgulayamıyor, dilediğini zengin, dilediğini fakir yapıyor, dilediğine makam-mevki, dilediğine zillet ve meskenet veriyor. Sultanlar da dilediğini sorguluyor, kimse onları sorgulayamıyor,  dilediğini zengin, dilediğini fakir yapıyor, dilediğine makam mevki, dilediğine hapis cezası veriyor. Yani kendi mülkünde dilediği gibi tasarruf ediyor. Bu tarihsel ve toplumsal bir yasa. Bin yıllarca böyle devam etti. Demokrasi ile birlikte bu durum biraz değişir gibi oldu ama yine aslına rücu ediyor gibi. Günümüzde hemen hemen her yerde Allah'ın gölgeleri olan güya seçilmiş idareciler var. Ağızlarından çıkan kanun.

MELANKOLİNİN ANATOMİSİ

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.