Her çocuk doğarken ağlar. Anne rahmine alışan çocuk, orayı anayurdu olarak bilip alıştığı için; oradan hiçbir zaman ayrılmak istemez. Hem neden istesin ki, gıdası eksiksiz ikram ediliyor, havası, oksijeni, istirahat alanı tam istediği gibi. Ondan dolayı, anne rahminden ayrılmak için süresi dolan her çocuk; daha doğar doğmaz başlar ağlamaya. Gurbet diyarına, zorluklar yurduna, bela ve mihnet vatanına gönderildiği için... Nasıl ağlamasın ki, kahrı, cefası, zoru bu kadar çok olan fani bir dünyaya ağlanmaz mı? Hem de çok, ağlanılır.
Aslında bu bir yönüyle, asli olan vatanından gurbet diyarına gönderildiği sürgün hayatına ağlaması demektir! Musîbetler ve zorluklar yurdu veya güzergahı olan dünyada, dertlerin, mihnetlerin, bela ve sıkıntıların ardı arkası kesilmez! Açlık, sefalet, hastalık, yoksulluk, savaşlar, zulümler, haksızlıklar, adaletsizlikler, ardı arkası kesilmeyen bin bir türlü sıkıntı ve musîbetler...
Kim ki dünyada, cennet gibi bir hayat/yaşam arzuluyor veya arıyorsa; hiç boşuna zahmet etmesin çünkü burası dert ve belaların güzergâhı, zorlukların yurdudur.
Ancak dünya, âhireti kazanmak için insanlara sunulmuş ilahi bir ikramdır. Kim ki bu ilahi ikramın gereğini yapar, nimetin hakkını verir, haddini aşmaz, ilahi emir ve yasaklarına riayet ederse; işte o insan, cennet hayatının sebebi olan dünyasını mamur etmekle, ahiretini de kurtarmış olabilir inşaAllah! Belaların ve sıkıntıların güzergâhı, zorlukların yurdu/vatanı olan dünyada, insanın yürüdüğü yol boyunca (ölüme kadar) dert durakları hiçbir zaman tükenmez/tükenmeyecektir!
Önemli olan insanın, bela güzergahı olan diyardan âhiret yurduna göç etmeden önce; yoluna çıkan dert ve zorluk duraklarındaki engellere takılmadan yürüyebilmeyi başarabilmesidir! Nitekim, Rabbimizin şu evrensel ve cihanşümul buyruğu bize; dünya hayatının, aslında âhirete bir geçiş köprüsü, kazancının da tarlası olduğunu öğretmektedir! "İnsana ancak çalıştığının karşılığı vardır."(Necm, 53/39)
Bela ve sıkıntılarının tükenemeyeceği üç günlük bir dünya için, yanar döner olmaya hiçte gerek yoktur? Bir koltuk, bir makam, daha fazla kesesine haksız kazanç doldurmak uğruna; ebedi bir hayatı mahfeden herkesin müflis, iflas etmiş, eli ve avucu boş olarak haşrolacağı sahih hadislerle sabitken hem de! Rabbim, cümlemizi zorluklar yurdu/vatanı olan şu üç günlük fani alemde; hakkı hak bilip ona icabet etmeyi, batılı batıl bilip ondan ictinap edinmeyi şiar/yol ve gaye edinen bahtiyar kullarından eylesin.
Kalın sağlıcakla efendim.