Bir toplumun aynası, onun kadınlarıdır. Kadın kendini güçlü hissediyorsa, o toplum da güçlüdür. Yıllar boyunca kadınlara duygularını saklamaları, idare etmeleri, herkes için güçlü durmaları öğretildi. Oysa psikoloji der ki; gerçek güç hiç yıkılmamak değil, yıkıldığında yeniden ayağa kalkabilmektir.
Kadınlara sabır ve fedakârlık en büyük erdem gibi sunulur. Evet, bunlar kadınların içindeki iki büyük hazinedir. Ancak kadın yalnızca sessizce katlanan, başkalarını omuzlayan bir figür değildir. Kadın aklıyla, şefkatiyle, sabrıyla ve dönüşüm gücüyle toplumu ayakta tutan görünmez bir mimardır.
Psikoloji araştırmaları kadınların duygusal zekâlarının yüksek olduğunu gösterir. Bu ise onların zor durumlarda çözüm üretebilmelerini, empati kurabilmelerini, ilişkilere yön verebilmelerini sağlar. İşte tam da bu yüzden kadınlar toplumun sosyal bağ dokusudur koparıldığında herkes dağılır.
Güçlü kadın hatasız olan değildir. Hata yaptığında kendini affedebilen, kendi değerini kendi gözlerinde yüceltebilen kadındır. Gerektiğinde “hayır” demeyi bilen, kendine şefkat gösterebilen, önce kendi mutluluğunu hesaba katmayı öğrenebilendir. Güçlü kadın, yalnızca kendisine değil, onunla birlikte yürüyen herkese için de ışık olabilme kapasitesine sahiptir. Yüzlerce çocuğa umut veren öğretmen, iş yerinde cesurca varlığını ortaya koyan bir çalışan, hayat mücadelesini tek başına omuzlayan bir anne gibi çeşitli vasıfları üstlenebilir. Kadınlar hayatın her köşesinde var olabilir ve güçlü dura bilirler.
Kadınların güçlenmesi sadece bireysel bir kazanım değildir. Kadın güvende ise toplumsal düzen sağlanabilir, kadın mutlu ise bir nesil huzurla büyüyebilir, kadın üretirse dünya gelişebilir. Çünkü bir kadının psikolojik dayanıklılığı, çevresine güven, sevgi ve iyilik olarak yansır. Bu nedenle kadınların desteklenmesi, duyulması ve hak ettiği değeri görmesi tüm insanlığın ortak meselesidir.
Kadın güçlü doğar, bazen sadece gücünün hatırlatılmasına ihtiyaç duyar. Bir kadına uzatılan her el, bir geleceği ve bir hayali daha hayata taşır.
Bir kadın kendine inandığında, sadece kendi kaderini değil, bir şehrin rotasını, bir ülkenin yarınını değiştirir.
Kadına yönelik her türlü şiddet sadece bir hayatı değil, bir toplumun tamamını yaralar. Kadınların gücü kısıtlandığında, geleceğimizin ışığı kısılır. Bir kadın susturulduğunda, yarınlarımız da sessizleşir. Çünkü bir kadın güçlendiğinde, dünya onun etrafında yeniden şekillenir.
Ve hiçbir güç, kendinin farkına varmış bir kadının yürüyüşünü durduramaz.
Kendinize nazik davranmayı unutmayın!
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.