Arap coğrafyasının kadim sözlerinden biri şöyle der: “Mazlum olacağına zalim ol.” İlk duyulduğunda insanın içini burkan, sert, hatta acımasız görünen bu atasözü … Aslında, derinliğine inildiğinde çok daha başka bir hakikati işaret eder. Burada zalim olmak değil; zalim karşısında boyun eğen, kendi hakkını çiğneten, zulme rıza gösteren bir mazlum olmamaya çağrı vardır. Yani söz, zulme karşı zalimleşmeyi değil, zalimden korkmamayı öğütler.
Yeryüzünde yüzyıllardır ezilen halkların ortak kaderi değişmemiştir. Saraylarında adalet, dillerinde merhamet olduğunu söyleyen nice diktatör; aslında aynı maske altında, aynı kibirle kendi halkının üzerine çökmektedir. Gücü kutsayan iktidarlar, makamlarını tapınak yapan yöneticiler; halkın ekmeğini, onurunu ve emeğini çalarken hâlâ adaletin temsilcisi olduklarını iddia ederler.
Ama adalet, onların saraylarının mermerinde değil; ezilenlerin yüreğinde yankılanır.
Bu nedenle söz konusu atasözü, bir teslimiyet değil; bir uyanıştır.
Zalimin karşısında susmak, onun haksızlığına boyun eğmek, aslında zulmü onaylamaktır. Kimi zaman merhamet adı altında bize dayatılan sessizlik, gerçekte zalimlerin ömrünü uzatır. Mazlumdan merhamet istemek; hem akla hem vicdana hakarettir.
Çünkü merhamet; zalimin değil, mazlumun hakkıdır.
Bize bugün merhameti hatırlatanlar, kendi yaptıkları zulmün gölgesini görmezden gelirler. Oysa biz görüyoruz. Halklarımız görüyor. Yıllardır ateşe atılan hayatlar, yağmalanan gelecekler, suskun bırakılan halklar görüyor. Ve kim ne derse desin, bu halkların kalbi artık zulme rıza göstermeyecek kadar yorgun; onurlu durmaya mecbur kalacak kadar da güçlüdür.
Gün gelecek —ki tarih bunu defalarca ispatlamıştır— zalim, mazlum sandığı insanların sabrının yumruğunu göğsünde hissedecektir. Hiçbir zulüm ebedî değildir. Hiçbir despot, kendi kurduğu karanlığın içinden bedel ödemeden çıkamamıştır.
O gün geldiğinde, bugün sessiz bırakılan kalabalıklar kendi acılarının ağırlığını bir kenara bırakıp zalimden hesap soracak cesareti kuşanacaktır. İşte o zaman, despotun karşısında diz çökmeyenlerin, zulme zulümle değil; onurla, dirençle, hakikatle karşılık verenlerin selâmı yeryüzünde yankılanacaktır.
Ve bilinsin ki…
Mazlumun ahı yerde kalmaz; zalimin saltanatı sonsuz olmaz.