ZİHNE İYİ GELEN ANLAR

Günlük yaşamın koşuşturması içinde çoğumuz fark etmeden hızlanıyor, zihnimiz geçmiş ile gelecek arasında gidip gelirken şu anın içinden kayıp gidiyoruz. Psikoloji alanındaki araştırmalar, böylesi yoğun dönemlerde küçük ama düzenli zihinsel bakım pratiklerinin ruh sağlığını belirgin şekilde desteklediğini gösteriyor. Bu pratiklerin en ulaşılabilir olanlarından ikisi de şükür ve mindfulness.
Şükür, hayatın zorluklarını yok saymak değil; aksine, tüm karmaşanın içinde varlığını sürdüren iyi şeylere göz kırpmayı öğrenmektir. Beynimiz doğal olarak tehlike ve eksikliklere odaklandığı için güzel olanı fark etmek özel bir niyet gerektirir. Oysa gün içinde sadece bir dakikanızı ayırıp “Bugün beni rahatlatan, mutlu eden ya da gülümseten  küçük şeyler neydi?” diye sormak bile zihnin karanlıktan aydınlığa yönelmesine yardımcı olur. Bazen bu, eve dönerken esen hafif bir rüzgâr, bazen bir çocuğun kahkahası, bazen de sıcak bir çayın kokusu olabilir. 
Mindfulness ise zihni bugüne, şu ana davet etme becerisidir. Geçmişin pişmanlıkları ya da geleceğin endişeleri arasında sıkıştığımızda bedenimiz gerilir, nefesimiz hızlanır. Bu nedenle en temel mindfulness egzersizi olan nefese odaklanmak, saniyeler içinde sinir sistemini dengelemeye yardımcı olur. Nerede olursanız olun üç derin nefes alıp bedeninizdeki hisleri fark etmeniz, zihne “buradayım ve güvendeyim” mesajını gönderir.
Şükür bakış açısını yumuşatır, mindfulness dikkati berraklaştırır. Biri kalbi sakinleştirir, diğeri zihni düzenler. Birlikte uygulandıklarında stres karşısında daha dayanıklı, ilişkilerde daha anlayışlı ve günlük yaşamda daha huzurlu hissetmeyi desteklerler.
Evde deneyebileceğiniz ufak bir uygulama bile yeterlidir: Beş saniye boyunca derin bir nefes alın, beş saniye boyunca nefesin bedeninizde bıraktığı hissi fark edin ve beş saniye boyunca sahip olduğunuz tek bir iyi şeyi düşünün. Sadece on beş saniyelik bu küçük duraklama bile günün geri kalanına tahmin ettiğinizden daha fazla katkı sağlayabilir.
Kendinize nazik davranmayı unutmayın!