STK’lara seçimle bol miktarda başkan adayı bulunur; adaylar arası pazarlık yapılır…
Delege, genel kurul üyesi peydahlanır; siz yeter ki “seçim” deyin!
Bakın ne yiğitler çıkıyor meydana…
Hepsi birbirinden merdane…
Vasıf, kariyer, uzmanlık, liyakat…
Matematik, özellikle de bilgi işlem…
Donanım üstüne donanım.
Hangi evsafta isterseniz var.
Zekâ mı? “Doğal zekâ”, yapay zekâya karşı!
Şehrin tek derdi seçim derdi!
E, seçelim ki derdimize derman olsunlar…
Neden geliyor bu başkanlar?
Misal vereyim:
Kaliteli un bulsunlar ki kaliteli ekmek çıksın.
Dışarıdan sermaye getirsinler ki istihdam oluşsun.
OSB’ye gelen iş insanlarını şehrin talancı, tefeci, çökücülerinden korusunlar diye.
Trafik etkisi şoförü var mesela;
Trafik sorununu dert etsinler ki şehrin trafiği akışkan olsun.
Kimdir bu başkan adayları?
Kendileri için bir şey istemeyecek kadar merttirler.
Rakiplerine iftira mı?
Asla!
Başkan namzetleri…
Hepsi seçimden önce yeşil-sarı kaş kol atar boynuna bu “Urfa sevdalısı” son sürümler yani şehir neferleri, patlamant mavisi giyinir…
Herkese sarılır, şapalaka öperler…
Öptükten sonra yüzünde bir miktar ılaklık bırakırlar.
Bu öpücük illerdeki öpeceklerine dair garantidir
Tabii ki dini bütün; istisnasız şehrin muhafazakâr kimliğine uygun hareket ederler.
Şehrin derdi var…
Derman olmaya geliyorlar.
Kesin olan Öpecekler ve öpüleceksiniz.
