ATALETİN KONFORU

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Atalet çoğu zaman tembellikle karıştırılır. Oysa atalet, yalnızca hareketsizlik değildir; harekete geçmesi gerekirken durmayı seçmektir. Bilerek ya da bilmeyerek… En tehlikeli hâli de tam burada başlar: fark edilmediğinde.

Eylemsizliğin bir tercih hâline gelmiş olması düşündürücü değil mi? Bir düşüncen vardır ama söyleyemezsin. Yapmak istediğin pek çok şeyi içinde tutarsın. Sorumluluk almamak, göze batmamak, dikkat çekmemek adına kendini pasifize edersin. Okulda, iş yerinde, aile içinde pek çok insan ne yazık ki bu hareketsizliği bilinçli olarak tercih ediyor.

Bugün pek çok sorun karşısında aynı cümleyi duyuyoruz: “Ben ne yapabilirim ki?”
İşte bu cümle, ataletin en sade ama en güçlü ifadesidir. Haksızlık karşısında susmak, yanlışları görüp ses çıkarmamak, değişmesi gereken bir düzenin içinde sessizce yer almak… Bunların hepsi ataletin farklı yüzleridir. Üstelik çoğu zaman her şeyin farkında olarak susarız. Bu da bize bahşedilmiş düşünme, üretme ve değiştirme yeteneklerine yapılmış büyük bir haksızlıktır.

Atalet konforludur. Çünkü sorumluluk almayı, risk göze almayı, bedel ödemeyi gerektirmez. Akan suya kapılmak, yön seçmekten daha kolaydır. Ancak bu konforun ağır bir bedeli vardır: zamanla körelen bir vicdan, silikleşen bir irade… Ardından gelen ise hissizleşme, duygusuzluk, mutsuzluk ve amaçsızlıktır. Kaçınılmaz bir son.

Toplumlar büyük çöküşleri çoğu zaman büyük hatalarla değil; küçük suskunluklarla yaşar. Her “benden geçmez” deyişi, sorunları biraz daha büyütür. Her ertelenen itiraz, yarının daha ağır yükü olur. Atalet bireyde başlar ama sonuçları kolektiftir. Bugün hayatımızda yolunda gitmeyen pek çok şeyin sebebi, yapmamız gerekenler karşısında hareketsiz kalmamız değil midir?

Oysa değişim her zaman büyük devrimlerle gelmez. Bazen bir cümleyle, bazen bir itirazla, bazen de “hayır” demeyi bilmekle başlar. Harekete geçmek kusursuz olmak değildir; sorumluluk almaya niyet etmektir. Üzerine düşeni yapmak ve bu sorumluluğu bilinçli bir şekilde üstlenmek, insanı mutlaka daha iyi hissettirir.

İnsan hiçbir şey yapamıyorsa bile, işe önce kendini anlamakla başlamalıdır. Zamanla hareketliliğin ruhun en temel ihtiyacı olduğunu hisseder; yaşamdan, toplumdan ve kendisinden razı olmanın lezzetine varır. Var olmayı hissetmek, var edene şükretmek insanın asıl mizacında olması gereken hâlidir.

Ve elbet bu ataletsizlik bitecek.
Ruhların yeniden harekete geçtiğini, cesaretin bulaşıcı olduğunu göreceğimiz, özlemle beklediğimiz günler mutlaka gelecektir.

Unutmayalım:
Hayat, hareket edenleri yorar; ama yerinde sayanları tüketir.
Kendine merhamet et.
 

ATALETİN KONFORU

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.