Zamanla geçirdiği değişimlerle Urfa'nın kadim tarihine adanmış bir yapının hikayesi

Şanlıurfa'nın tarihi ve dini dokusunu yansıtan ve 12. yüzyılda kilise olarak inşa edilen, sonrasında camiye dönüştürülen etkileyici bir yapı! Dini işlevinin ötesinde, tarih ve mimarinin buluşma noktası özelliği taşıyan yapı, Urfa’nın zengin kültürel mirasına bir pencere sunmaktadır. Tarihin zaman tünelinden geçmiş olan bu yapı dolayısıyla tarihi bir hazineyi bünyesinde barındırmaktadır. Gelin bu denli önemli bu yapının tarihine bir göz atalım...

5

Üç semavi dine ev sahipliği yapan, tarihi özellikleriyle ön plana çıkan ve kutsal mekanları ile adeta açık hava müzesini andıran Şanlıurfa geçmişe ışık tutuyor. Kentteki Reji Kilisesi, Germuş Kilisesi, Selahattin Eyyübi Camii, hanlar, türbeler ve daha birçok tarihi yapı, varoluş hikayesi ile adeta zamanda yolculuğa çıkarıyor. Geçmişe dayanan inanç merkezlerinin yanı sıra, 'Tarihin Sıfır Noktası Göbeklitepe' başta olmak üzere birçok döneme ait kalıntıların keşfedildiği Urfa, taşı toprağı ile tarihin derinliklerinden bizlere kadim bilgiler sunuyor.

Şanlıurfa'nın merkez Eyyübiye ilçesine bağlı Vali Fuat Bey Caddesinde (Büyükyol) bulunan ve kilise olarak inşa edilen yapı, kayıtlara kilise olarak geçse de günümüzde cami görevi görmektedir.

TARİHİ

Bölgede en dikkat çeken sanatsal yapılar arasında yer alan 'On iki Havari Kilisesi' olarak kayıtlara geçmiş olan tarihi yapı, kitabesi olmadığından inşa tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte bir dönem bölgede yaşayan Ermeniler tarafından kilise olarak inşa edildiği, bir süre ibadet merkezi olarak kullanıldığı belirtilmiştir. Bazı kaynaklara göre yapı, 12. yüzyılda kilise olarak inşa edilmiş ancak bu yapı daha sonra yıkılmıştır. Sultan I. Abdulaziz'in 1865 yılında verdiği bir fermanla yeniden inşa edilmiştir.

Yine kaynaklara göre Hristiyanlık açısından büyük önem taşıyan ve Van bölgesindeki Varak Manastırı'nda bulunan "Varak Haçı", 1092'de Urfa'ya getirilmiş ve bu kiliseye konulmuştur.

Kilise camiye çevrilmeden önce bir süre cezaevi olarak kullanılmıştır. 1930’lu yıllarda cezaevi olarak kullanılan bu yapı, cezaevi olarak kullanıldığı dönemden izler taşımaktadır.

Kilise olarak inşa edilen ardından bir dönem cezaevi olan yapı daha sonra camiye dönüştürülmüştür. 1950'de İmam Molla Hamit tarafından tarihi bölge satın alınıyor ve satın alınan bölgede bulunan yapı bu dönemde İmam Molla Hamit tarafından camiye dönüştürülüyor. Caminin mihrabı üzerindeki kitabeden anlaşıldığına göre tarihi yapı 1956'da camiye dönüştürülmüştür.

Osmanlı döneminde yapı üzerinde rüzgar gülü benzeri materyaller olduğundan bölgedeki halk tarafından 'Fırfırlı Cami' ismi kullanılmıştır. Her rüzgar estiğinde, rüzgar gülü 'fır fır' ses çıkararak dönmekte, zamanla bu sese aşina olan halk da Urfa ağzı ile artık camiyi 'Fırfırlı' olarak anmış ve ismi bu şekilde kalmıştır.

2018 yılında Şanlıurfa İl Müftülüğü tarafından alınan kararla birlikte İyad Bin Ganem Camii olarak isimlendirilmiştir. İyad Bin Ganem, Şanlıurfa'yı fetheden komutanın adıdır.

MİMARİSİ

Şehrin en eski tarihi yapıları arasında yer alana 'Fırfırlı Cami', üç nefli bazilika plan düzenindedir. Kesme taştan olan yapının batı cephesinde ve köşe kulelerinde son derece güzel bir taş işçiliği dikkati çekmektedir.

Orta nef tromplu bir kubbe ile yan nefler de dörder çapraz tonozla örtülmüştür. Orta nef diğerlerinden daha geniş olup, yüksek kasnağı üzerinde yirmi dört pencere bulunmaktadır.

Yapımında kubbe ve tonozlarda bazalt taşı, mukarnas başlıklı sütunlar ve kemerler kesme taşlar kullanılmıştır. Yapıya karakteristik bir görünüm sağlayan yarım sütunlar ve dış cephelerde taş bezemeler ilgi çekicidir.

Urfa’daki diğer kiliselerde rastladığımız narteks (kiliselerin ön cephesinde bulunan giriş bölümü) ve kadınlar mahfili (gynakion, toplantı yeri) bölümleri bu yapıda yoktur. Yapı camiye çevrilirken güneydeki (apsis bölümündeki) pencerelerden biri mihraba dönüştürülmüş, güney duvarındaki yarım taşıyıcı sütunun önüne minber yapılmıştır.

Yapının dikkat çeken yönlerinden birisi de yarım sütunlar ile dış cephelerdeki taş duvarda bulunan bezemelerdir.

Yapının özellikle batı cephesinde ve köşelerde yer alan dilimli payandalar batı cephesinde üç katlı, diğer cephelerde tek katlı plastik ögelerle bitirilmiştir. Cephe dilimli kemerlerle hareketlendirilmiş, aralara palmetlerle biten madalyonlar yerleştirilmiştir.

Yapının bütünündeki taş işçiliği ve dış cephesindeki zengin taş süslemeler oldukça dikkat çekicidir.

Duvarda asılan tabelada şu önemli bilgiler yer almaktadır;

VAKIF KÜLTÜR VARLIĞININ ADI: FIRFIRLI CAMİİ

AİT OLDUĞU VAKIF: Vakıflar Genel Müdürlüğü

YAPTIRAN: İlk olarak 12. yüzyılda Urfa Haçlı Kontluğu zamanında yapılan ve daha sonra yıkılan kilisenin, 1865 yılında Sultan I. Abdulaziz fermanı ile yeniden yapıldığı bilinmektedir.

MİMARI: Bilinmemektedir.

MİMARİ ÖZELLİKLERİ

12. Yüzyılda Urfa Haçlı Kontluğu döneminde yapıldığı tahmin edilen ve daha sonra yıkılan kilisenin, 1865 yılında 1. Abdulaziz fermanı ile yeniden yapıldığı bilinmektedir. 'Oniki Havari Kilisesi' adıyla anılan yapı, 1930 yılından sonra belli bir süre cezaevi olarak kullanılmış, 1956 yılında camiye dönüştürülmüştür. Daha önce üzerindeki rüzgar gülü (fırfır) nedeniyle, halk dillyle 'Fırfırlı Camii' adıyla anılmıştır. Yapı, apsise dikey üç nefli bazilikal kilise planındadır. Orta nef, doğu batı yönünde sıralanan dört adet tromplu kubbe, yan nefler ise dörder çapraz tonozla örtülüdür. Kubbe ve tonozlar, ortada altı adet bazalt sütuna,yanlarda ise duvarlara bitişik yarım sütunlara oturmaktadır. Kilise camiye dönüştürülürken güney pencerelerden biri mihrap haline getirilmiş ve sağına taş minber eklenmiştir. Batıdaki giriş kapısı, çerden yarım kubbeli, dış cepheden kademeli ve sivri kemerli olup pembe mermerden yapılmıştır. Giriş kapısının üst hizasında mükebbire biçiminde üç cepheli ve üç pencereli balkon bulunur. Üstte dört köşede zengin taş işçiliğiyle yapılmış köşe kuleleri yer almaktadır. Cezaevi olarak kullanıldığı sırada yıktırılan kapı üzerindeki çan kule, restorasyon uygulamasıyla orijinaline uygun olarak yeniden yapılmıştır. Yine kilisenin camiye çevrilmesi esnasında duvarla örülerek pencereye dönüştürülen apsis kısmı, restorasyon uygulamasında orijinal haline dönüştürülmüştür. Zengin taş süsleme ve işçilik bakımından, Şanlıurfa bölgesinde en dikkat çeken sanatsal yapılar arasında yer almaktadır.

FIRFIRLI CAMİİ, 2018 YILINDA VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN ONARILARAK İBADETE AÇILMIŞTIR.