Gazeteci Arısüt: Biçimsiz büyüyen firmalar Şanlıurfa sektörüne zarar veriyor

Şanlıurfa’da son zamanlarda, özellikle baklava sektörü başta olmak üzere gıda alanında yaşanan skandallar kamuoyunun tepkisini çekiyor. Bazı sorumsuz işletmelerin neden olduğu bu olumsuzluklar, medyaya da sıkça yansırken, gastronomi şehri Şanlıurfa’nın marka değerine zarar veriyor.

İpekyol Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı gazeteci Mustafa Arısüt, skandalların ardından bazı işletmelerin Şanlıurfa’nın imajına verdiği zarar ve bu işletmelerin basın camiasına karşı tavrı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. 

ARISÜT: URFA'NIN MALI KÖTÜDÜR DENMESİN DÜŞÜNCESİNDEYİZ

Şanlıurfa’nın menfaatlerini kendi çıkarlarının üstünde tuttuklarını belirten Arısüt, kentte gıda sektörü hakkında oluşan kötü algıya karşı temkinli yaklaştıklarını aktararak, şu ifadeleri kullandı:

“Şehrimizin menfaatini kendi çıkarlarımızın üstünde tuttuk hep. Bugüne kadar böyleydi bundan sonra da böyle kalacak. Bu nedenle son günlerde başta baklava sektörü olmak üzere gıda sektörümüz hakkında oluşan kötü algıya Gazete İpekyol ve Ajans Urfa olarak temkinli yaklaşıyoruz. Kötü işletmelere en ağır cezalar verilsin, düzelmiyorsa kapatılsın ama sektör topyekün cezalandırılmasın, başka illere ve ülkelere satış düşmesin, "Urfa'nın malı kötüdür" denmesin düşüncesindeyiz.”

“YEREL BASIN YOK SAYILDI”

Sektördeki bazı firmaların yerel basını yok saydığını belirten Arısüt, kurumsallaşma konusunda gereken adımların atılmadığını vurgulayarak, açıklamasına şu ifadelerle son verdi:

“Keşke bu hassasiyeti dengesiz sayılabilecek şekilde büyüyen firmalarımız da taşısaydı. Keşke bakkal dükkanı işletir gibi değil de büyüdükçe kurumsallaşmalarını tamamlasalardı. Şimdi sorsak "organizasyonel yapınız nasıl, kurumsal kimliğiniz ve vizyonunuz var mı, mevzuat uyumluluğunuzu kim takip ediyor, profesyonel yönetim ve insan kaynakları politika anlayışınız nedir, kurumsal iletişiminizi kim sağlıyor, sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk projeleri hiç düşündünüz mü? diye öylece yüzümüze bakarlar. Yerel basını bile yok saydılar, "size ihtiyacımız yok", "biz mal yetiştiremiyoruz" dediler. Sonra vukuatları çıkınca "ismimizi yayınlamayın" diye adeta yalvardılar. Elbette bu yerel basın olarak bize intikam alma hakkı doğurmaz. Her zaman olduğu gibi basın yayın ilkeleri, medya etiği ve kente karşı sorumluluğumuz vazgeçilmezimizdir. Yani bu biçimsiz ve dengesiz gelişen firmalarda, sektörler arası dayanışma ve kente aidiyet duygusu da yok. Ders çıkardıklarını da sanmıyorum. Oysa bir firma, bir marka kolay ortaya çıkmıyor.”