Türkiye’nin en önemli tarımsal ihraç ürünlerinden biri olan fıstıkta hasat mevsimi, Şanlıurfa’nın bereketli topraklarında hummalı bir çalışmayla devam ediyor. Baklavadan çikolataya, çerezden yöresel yemeklere kadar geniş bir kullanım alanı olan fıstığın, ağaçtan sofralara uzanan zorlu yolculuğu renkli ve emek dolu görüntüler oluşturuyor.
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte tarlalara koşan üreticiler, ağaçların altına bezler sererek salkım salkım topladıkları fıstıkları çuvallara dolduruyor. Bu meşakkatli çalışma gün boyu sürerken, toplanan fıstıklar daha sonra işlenmek üzere kavlatma tesislerine götürülüyor.
KAVLATMA TESİSLERİNDE YOĞUN MESAİ
Kentte “yeşil altın” olarak bilinen fıstığın dış kabuğunun soyulması, kavlatma tesislerinde gerçekleştiriliyor. Traktör ve kamyonlarla fabrikalara taşınan ürünler, burada özel makinelerle kabuğundan ayrıştırılıyor. Ardından geniş beton alanlara serilen fıstıklar, güneşte 2-3 gün boyunca kurutuluyor. İşçiler, 40 dereceyi aşan sıcaklık altında tırmıklarla fıstıkları sürekli karıştırarak kuruma sürecini hızlandırmaya çalışıyor.
Kavlatma sürecinin ardından, kabuğu soyulmuş ve kurutulmuş fıstıklar tekrar çiftçilere teslim ediliyor. Bu zahmetli süreçten geçen fıstık, sonrasında iç piyasada ya da ihracat yoluyla yurtdışında tüketicilerle buluşuyor. Şanlıurfa’daki işletmelerde aynı zamanda temizleme, kırma ve paketleme işlemleri de gerçekleştirilerek fıstık tüketime hazır hale getiriliyor.
Binlerce kişinin ekmek kapısı haline gelen fıstık sektörü, Şanlıurfa ekonomisi için büyük bir değer taşıyor. Hasat sürecinin yanında kavlatma tesisleri de sezonun en yoğun dönemini yaşarken, hem üreticiler hem de işçiler, “yeşil altın”ın sofralara ulaşması için alın teri dökmeye devam ediyor.


0 Yorum