reklam alanı

Şanlıurfa için tehlike çanları: Atatürk Barajı'nın doluluk oranı yüzde kaç?

TEMA Vakfı İl Temsilcisi Ali Rıza Öztürkmen, yıllık yağış miktarının 430 milimetreden bu yıl yalnızca 155 milimetreye düştüğünü ve barajdaki su seviyesinin geçen yıla göre azaldığını ifade etti.

Şanlıurfa için tehlike çanları: Atatürk Barajı'nın doluluk oranı yüzde kaç?

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye’de etkisini giderek artıran kuraklık, artık sadece çevresel bir sorun olmaktan çıkıp hayatın her alanını tehdit eden ciddi bir kriz haline geldi. Azalan tatlı su kaynakları ve yükselen hava sıcaklıkları, ülke genelinde özellikle son yıllarda kaygı verici bir boyuta ulaştı. İklim değişikliğinin etkileri artık sadece teorik tartışmalarla sınırlı kalmıyor; mevsimlerin düzensizleşmesi, aşırı hava olaylarının artması ve düzensiz yağışlar, bu sorunun günlük yaşamda ne kadar derin hissedildiğini ortaya koyuyor.

Kuraklığın etkileri sadece tarımsal üretimde azalmaya yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda içme suyu kaynaklarının da ciddi tehdit altında olduğunu gösteriyor. Azalan yağış miktarları, mevcut su kaynaklarının hem miktarını hem de kalitesini olumsuz etkiliyor.

Bu sorunlar, yaz aylarında rekor sıcaklıkların kaydedildiği ve kış ile bahar yağışlarının her yıl giderek azaldığı Şanlıurfa’da da kendini gösteriyor. Bölgedeki su sıkıntısının derinleşebileceği endişeleri gündemde yer alıyor. Türkiye’nin en büyük su rezervlerinden biri olan Atatürk Barajı, Şanlıurfa ve çevresi için hayati bir öneme sahip.

Gazete İpekyol olarak, su kaynağının güncel durumunu TEMA Vakfı İl Temsilcisi ve Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen ile konuştuk.

Öztürkmen, barajın su seviyesinin geçen yıla kıyasla gözle görülür bir azalma gösterdiğini belirtti. Öztürkmen, her ne kadar mevcut su rezervinin sulama açısından henüz kritik bir tehlike arz etmediğini ifade etse de, gelecekte yaşanabilecek olası risklere karşı acil önlemler alınması gerektiğinin altını çizdi. 

ÖZTÜRKMEN: YAĞIŞ MİKTARI 430 MİLİMETREDEN YALNIZCA 155 MİLİMETREYE DÜŞTÜ

Uzun yıllar ortalaması 430 milimetre olan yağış miktarının bu yıl yalnızca 155 milimetreye düştüğünü belirten Öztürkmen, “Şanlıurfa özelinde, 1990 yılından günümüze kadar yağış ortalaması 430 milimetredir. Ancak bu yıl ekim ayından bugüne kadar düşen yağış miktarı yalnızca 155 milimetre olmuştur; bu da ortalamanın yaklaşık üçte biri demektir. Türkiye genelinde birçok ilde yağış miktarında yüzde 30 ile yüzde 60 arasında azalma yaşanırken, Şanlıurfa’da bu oran yüzde 55.7’a kadar çıkmıştır. Ayrıca yağış azalma oranlarında Mardin’de yüzde 58.5, Gaziantep yüzde 59,5 ‘kadar yağış kaybı yaşandı.“ dedi.

“BARAJIN AKTİF DOLULUK ORANI İSE YÜZDE 40 CİVARINDA “

Barajın aktif doluluk oranının yaklaşık yüzde 40 seviyelerinde olduğunu belirten Öztürkmen, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bölgenin can damarı Atatürk Barajı’nda geçen yıla oranla bir azalma olduğunu belirten Öztürkmen,” Atatürk Barajı’nda geçen yıla oranla bir azalma var. Ancak genel olarak bu yılki rezerv, sulama ya da başka bir önlem alma açısından tehlike arz etmiyor. Türkiye’deki birçok barajın kritik eşiğin altında olması ve bazı barajlarda kuruma riskinin son raddeye gelmiş olması üzücü bir durum. Fakat Fırat Nehri’nin üst havzalarından gelen su ve bu yılki kışın kar yağışı, Atatürk Barajı’ndaki rezervin aktif olarak problem yaşamadığını gösteriyor. Barajın aktif doluluk oranı ise yüzde 40 civarında. Yine de, geçen yıla kıyasla su rezervinin biraz daha düşük olduğu görülüyor. Sulama ve su kullanımı açısından herhangi bir kriz beklenmiyor.”

“MODERN SULAMA YÖNTEMLERİ TEŞVİK EDİLMELİ”

Su kaynaklarının verimli kullanılabilmesi adına çeşitli önlemlerin hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Öztürkmen, sulama birliklerinin su kullanımını miktara bağlı olarak ücretlendirmesinin önemine dikkat çekti ve şunları kaydetti:

“Bundan sonraki yıllar için kesin bir öngörüde bulunmak mümkün olmasa da su tasarrufu konusunda gerekli önlemler alınabilir. Son dönemde yaşanan su kesintilerine gelince elektrik tüketimi ile birlikte bitkisel üretimin en önemli unsurlarından biri sudur. Suyun zamanında verilmesi, verimi doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Suyun gecikmesi, ürün verimliliğini olumsuz etkiler. Bu kapsamda, sulama birliklerinin su kullanımını miktara göre fiyatlandırması önemlidir. Ne kadar su kullanılıyorsa o oranda ücretlendirme yapılmalıdır. Ayrıca damla sulama, yağmurlama gibi modern sulama yöntemleri teşvik edilmeli ve bu yöntemleri kullanan çiftçilere daha düşük su fiyatı uygulanmalıdır. Böylece sulama tasarrufu sağlanabilir. Bunun yanında, önümüzdeki dönemlerde modern sulama, dijital tarım gibi suyun kontrolünü sağlayacak sistemlerin uygulamaya alınması şarttır. Bu durum hem kuru tarımı hem de sulama sistemlerindeki birikimi olumsuz etkilemektedir.”

Şanlıurfa için tehlike çanları: Atatürk Barajı'nın doluluk oranı yüzde kaç?

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.