Burası, zamanın başladığı, inancın filizlendiği topraklar. Bir yanda 12 bin yıllık Göbeklitepe dikili taşları, insanlığın bilinen en eski tapınak sırrını fısıldarken; diğer yanda dört büyük dinin atası kabul edilen Hz. İbrahim'in efsanevi Balıklıgöl'ü, manevi derinliğiyle ziyaretçilerini büyülüyor. Şanlıurfa, sadece taşın ve suyun değil, aynı zamanda medeniyetlerin ve peygamberlerin kesişim noktasıdır. Ancak bu kadim şehrin tarihi katmanları arasında öyle bir dönem var ki, Hıristiyanlık tarihinin akışı için çok önemlidir.
İLK HIRİSTİYAN KRALIN ŞEHRİ: KRAL V. ABGAR UKKAMA
Şanlıurfa'nın tarihi önemini zirveye taşıyan en dikkat çekici detaylardan biri ise, şehrin aynı zamanda "İlk Hıristiyan Kral" unvanına sahip kişiye yurt olmuş olmasıdır. Tarihi kayıtlar ve özellikle Abgar Efsanesi, Edessa (Şanlıurfa) Kralı V. Abgar Ukkama'nın, Hazreti İsa'nın hayatta olduğu dönemde yeni dini kabul eden ilk kral olduğunu gösteriyor.
EFSANE VAZİFE: KRALI İYİLEŞTİREN MUCİZE MENDİL
Abgar Efsanesi'ne göre, cüzzam hastalığından muzdarip olan Kral V. Abgar, Hz. İsa'nın iyileştirici gücünü duyar. Kendisi gidemediği için kuryesi ve ressamı Hannan'ı, Hz. İsa'yı Urfa'ya davet etmesi ve ona olan inancını bildirmesi için gönderir.
Ancak olaylar Hannan'ın beklediği gibi gelişmez. Hannan, Hz. İsa'nın portresini yapamaz. Bunu sezen Hz. İsa, yüzünü bir mendille siler ve yüzünün izini mucizevi bir şekilde mendile çıkararak Hannan aracılığıyla Kral Abgar'a gönderir.
Rivayetler, bu mendil sayesinde Kral Abgar'ın iyileştiğini ve bunun üzerine Hıristiyanlığı kabul ederek kendi halkına da benimsettiğini belirtir.


0 Yorum