Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk resmî ziyaretini Türkiye'ye gerçekleştiren KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman'ı Ankara'da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 19 Ekim'de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin huzur içerisinde gerçekleştiğini hatırlattı.
“BİZİM KIBRIS DAVASINDAKİ DURUŞUMUZ HER ZAMAN NET OLMUŞTUR”
KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman'a bir kez daha yeni görevinde muvaffakiyetler dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Millî davamız Kıbrıs'ta adil, kalıcı ve Ada'daki gerçeklere uygun bir çözüme ulaşılmasına yönelik mücadelemizi Sayın Erhürman'la yakın eş güdüm içerisinde kararlılıkla sürdüreceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı ve kıymetli heyetiyle oldukça kapsamlı ve verimli bir görüşme yaptık. Kıbrıs meselesinin mevcut gidişatı çerçevesinde gelecek dönemde atılabilecek ortak adımları değerlendirdik. Bizim Kıbrıs davasındaki duruşumuz her zaman net olmuştur. Kıbrıs meselesinin bugüne kadar çözümsüz kalışının temelinde, Rum tarafının, Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünü reddetmeleri vardır. Rum tarafı ne siyasi gücü ne de ekonomik refahı Ada'daki Türklerle paylaşmak istemiyor, dahası buna asla yanaşmıyor. Rum tarafı, Kıbrıs için çözümü, 1963'te silah zoruyla ele geçirdiği, bugün ise hiçbir hükmü kalmamış olan ortaklık devletinde Kıbrıslı Türkleri azınlık konumuna indirgemekte görüyor. Bunda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Kıbrıs meselesinin bidayetinde yaptığı yanlışların ve Annan Planı'nı reddetmesine rağmen Rum yönetimini üye olarak kabul eden Avrupa Birliği'nin de hatası olduğunu akılda tutmamız gerekiyor."
“ÇÖZÜMÜN ADA’DA İKİ DEVLETİN BİR ARADA VAR OLMASINDAN GEÇTİĞİNE İNANIYORUZ”
Geçmişin yanlış kararlarıyla Rum tarafına sunulan rehavet imkânının Kıbrıs Türklerinin öz vatanlarında sonu gelmeyen bir hak mağduriyetine uğramalarına yol açtığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunun tadili için verilen sözler de maalesef tutulmamıştır. Sayın Cumhurbaşkanı gerek geçmiş başbakanlık dönemi gerekse 2008-2010 yıllarındaki müzakere heyeti üyeliği tecrübelerinden bu süreci çok iyi bilmektedir" dedi.
"Bu tecrübeleri ışığında, kendisinin Rum tarafına son dönemde verdiği mesajlarda Kıbrıs Türk'ünün egemen eşitliğinden taviz verilmeyeceğini vurgulamasını oldukça isabetli buluyorum" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"1968'den beri yapılan ve bir sonuca varamayan müzakerelere, artık sırf dostlar alışverişte görsün diye devam etmeyeceğimizi 2017'de Rum tarafının masayı terk etmesiyle çökmesinin ardından ortaya koymuştuk. Bu duruşumuzu Kıbrıs Türk tarafıyla tam bir anlayış birliği içerisinde muhafaza ediyoruz. Kıbrıs meselesine en gerçekçi çözümün Ada'da iki devletin bir arada var olmasından geçtiğine inanıyoruz. Ada'daki iki halkın barış, refah ve emniyet içinde, yan yana yaşayabileceği bir çözümün mümkün olduğuna dair tutumumuzu koruyoruz. Bu doğrultudaki samimi gayretlerimizi de sürdüreceğiz. Bugün artık çok daha farklı bir uluslararası konjonktürle karşı karşıyayız. Daha önce de söyledim, 'dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurutulamaz' Eski dönemin ezberleriyle iğneyle kuyu kazmaya uğraşmak bizi bir yere götürmez. Dilerim Kıbrıs Türk'ünün gösterdiği cesaret ve çözüm iradesini ilerleyen dönemde karşı taraftan da görebiliriz. Bunu mümkün kılabilmek için her zamanki yapıcı, sonuç odaklı, adaletli ve insancıl yaklaşımımızı Kıbrıs Türk halkıyla birlikte sürdüreceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı'yla aramızdaki işbirliğinin daha da hızlanması için yapılabilecekleri de ele aldık. Kıbrıs Türk'ünün refahını artırmak, gündelik hayatını kolaylaştırmak ve on yıllardır maruz kaldığı tecritten en az ölçüde etkilenmesini sağlamak üzere hayata geçirdiğimiz projeleri değerlendirdik."
“KIBRIS TÜRK HALKINI HAKLI MÜCADELESİNDE ASLA YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ”
Gelecekte aynı kararlılık ve anlayışla Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın koordinasyonda bu gayretlerin süreceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Keza Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin uluslararası toplumda layıkıyla temsil edilebilmesi, sesini ve uğradığı haksızlıkları dünyaya duyurabilmesi için siyasi ve diplomatik gayretlerimiz eş güdüm hâlinde devam edecektir. Anavatan ve garantör olarak dün olduğu gibi bugün ve yarın da Kıbrıs Türk halkını haklı mücadelesinde asla yalnız bırakmayacağız" ifadelerini kullandı.
KKTC CUMHURBAŞKANI ERHÜRMAN: TÜRKİYE ÜÇ GARANTÖR ÜLKEDEN BİRİ
KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman ise yaptığı açıklamada, "Görev sürem içerisinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki sarsılmaz kardeşlik bağları çerçevesinde, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da iyi bir seviyeye taşımak, ülkemi, halkımı Türkiye kamuoyunda daha da bilinir, daha da tanınır kılmak benim için en önem verdiğim çalışma alanlarından biri olacaktır" dedi ve Türkiye'nin Kıbrıs'ın tamamına ilişkin yetki ve görevleri olan üç garantör ülkeden biri olduğunu belirtti.
Kaynak: Kamu Bülteni

0 Yorum