GAZZE’DE BİR SABAH

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Her sabah gözlerimizi yeni bir güne açıyoruz.
Kimimiz güne kahveyle başlıyor, kimimiz işe yetişme telaşında.
Oysa dünyanın bir yerinde, bir sabahın anlamı çok başka.
Gazze’de, bir sabah gözlerini açmak; yaşamakla ölmek arasında ince bir çizgide durmak demek.

Bir kız çocuğu uyanıyor o sabah.
Annesi “Ateş kes, kalk!” diyor.
Kız, önce inanamıyor.
Yıllardır bombaların altında büyümüş, sessizliğe bile yabancı olmuş bir çocuk…
Sevinciyle hıçkırıkları birbirine karışıyor.
Mutluluğu bile hüznün içinden geçiyor.

Şehir kalmamış; evler, yollar, caddeler yerle bir.
Ama o yine de umutla doğruluyor yataktan.
Savaş bitmiş deniliyor.
Peki ya yıkılan evler, yitirilen hayatlar, kaybolan çocukluklar?
Bir ateşkes, bir halkın yüreğindeki yangını söndürebilir mi?

Gazze’nin çocukları yıllardır “sabır” kelimesiyle büyüyor.
İnançla, direnişle, yoklukla yoğrulmuşlar.
Bir çocuğun kalbine, daha bebekken “Yenilmek yok.” diye fısıldanmış.
Ve onlar, kaybettikleri ne olursa olsun,
bir savaşsız sabaha uyanmayı zafer sayıyorlar.

Kendime soruyorum:
Ben olsaydım, bu kadar kaybın ardından yeniden başlayabilir miydim?
Bir tuğlayı kaldırıp “buradan ev olacak” diyebilir miydim?
Oysa onlar diyorlar.
Çünkü inanıyorlar.
İnanç, yıkıntıların arasında bile bir ışık gibi doğuyor orada.

Gazze’de bir sabah; umutla, sabırla, inançla örülüyor yeniden.
Küçük eller, yıkılmış taşları kaldırırken sadece bir şehri değil, bir davayı da ayağa kaldırıyor.
Ve bize düşen, onların yürekleriyle yüreklenmek…
Unutmamak, unutturmamak.

Çünkü zafer, zarar vermeden inananlarındır.
Barışın diliyle konuşanlarındır.
Toplumlar ancak birlikte “zulme dur” dediğinde zafer gerçekten anlam bulur.

Ve son olarak 
Ve bir damla yağmurun içinde belirdi umut.
Sonra yüreklerdeki sevgi yeşerdi.
Renk renk çiçekler gibiydi yüzlerdeki tebessüm;
Savaşa inat, zulme inat, yokluğa inat…

Güller açtı içimizdeki buruk sevdalar,
İnanmaktı bizi var eden,
Sevmekti kalpleri iyileştiren.

Cennet bahçeleriydi özlem duyulan,
Vuslata duyulan hasret ve umut vardı.
Zordu çoğu şey,
Ama varılmaya planlıydı.

Yârda, yarada, savaşta, barışta bize vardı;
Bunca dertte, dermanına muhtaçtı.
Zafer, dermanını bulan dertlilerindi.
Vesselam 
Kendine merhamet et.

GAZZE’DE BİR SABAH

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.