AH URFA! NE ZAMAN GÜNYÜZÜ GÖRECEKSİN?

Şanlıurfa'nın spordan yana mı yoksa yönetimden yana mı bir türlü yüzü gülmüyor? Kenti profesyonel ligde temsil eden iki takım: Şanlıurfaspor ve Karbel Karaköprü Belediyespor Biri TFF 3. Ligde, diğeri TFF 2. Ligde... İki takım farklı liglerde, farklı takımlarla, farklı sahalarda, farklı futbolcular ve yöneticilerle mücadele etse de zaman zaman kıyaslanmıyor değil. Peki bu kıyaslanma neden ortaya çıkıyor, öncülük eden birileri var mı? Neden bu kulüplere eşit destek çıkılması gerekirken, hep araya kaynayan bir 'köstek' çıkıyor? Sonuç olarak bakacak olursak, iki takım da Urfa'yı temsil etmiyor mu? Peki, bu kıyaslanmaların ardı arkası var mı yoksa asılsız mı? Öncelikle iki takımı genel olarak sınıflandıracak olursak kesinlikle Şanlıurfaspor mahallenin zengin, şımarık ve doyumsuz çocuğudur. Elindekini değerlendirmeyi bilmeyen, değerlendiremediği gibi kıymetini de göremeyen ama hep isteyen bir takım. Böyle bir takımın karşısında Karaköprü'nün rolü ise elindekine göz dikilen mahallenin 'sessiz' çocuğu olur. Peki o eldekine göz diken Şanlıurfaspor mu? En basit örneğiyle vermek gerekirse; geçtiğimiz günlerde devre arası kamp döneminde şehrin iki takımı karşı karşıya geldi. Maç öncesi bilgilerin resmi sayfadan yayınlanması taraftarlar arasındaki ateşi yükseltti. Urfaspor taraftarı, Karaköprü'nün şu sözlerine fena bozuldu: 'Profesyonel ligde mücadele eden Şanlıurfaspor.' Yok efendim neden bizim takımı sahiplenmiyorsunuz? Neden Urfasporumuz değil Urfaspor, neden bizi temsil eden değil mücadele eden? Peki, bunu söyleyen taraftar ve sayfa yöneticileri kendi paylaşımlarına neden bakmadı? Aynı duyuru Şanlıurfaspor'un resmi sosyal medya hesaplarından da yapıldı ve aynen şu kelimeler kullanıldı: 'Şanlıurfasporumuz TFF 3. Lig ekiplerinden Karbel Karaköprü Belediyespor ile hazırlık maçında karşılaşacak.' Bu iki duyuru arasında tek bir fark gören var mı? Yoksa iki sayfa yöneticisi de 'sahiplenmeden' düz bir dil mi kullanmış? İki kulüpten de aynı tarz açıklamaların net bir şekilde geldiğini gördük. Ancak daha sonra 'sessiz çocuk' Karaköprü'den bir düzeltme geldi. Urfaspor taraftarının yoğun baskısı üzerine Karaköprü açıklamayı yeniden düzenleyerek paylaştı ve 'Kardeş kulübümüz Şanlıurfaspor' sözlerini kullandı. Bu sonuçta şu örneği net bir şekilde gördük: Şımarık çocuk istediğini yaptırdı! Şimdi gelelim karşılaştırmanın 'en önemli' kısmına... Eğer bir karşılaştırma yapılacaksa bu 'Sen onu paylaştın!, Bana böyle diyemezsin!' olmamalı. Bunların öncesinde takım, yönetim, taraftar var. Transfer sezonunda bir tarafta üst üste futbolcu alan bir kulüp, diğer tarafta elini cebine atamayan bir kulüp gördük. Peki bunun asıl nedeni bir zamanlar Şanlıurfaspor yönetiminin de dediği gibi 'Onlara destek veriliyor, bize verilmiyor' sözü mü? Tabi bu taraftar desteği falan değil, maddi destek... Urfaspor'un bir an olsun aklından çıkaramadığı maddi destek... Urfaspor'un her galibiyete gölge düşüren maddi destek isteği... Karaköprü'ye tamamen belediyenin kulübü demek tam da yerinde olur. Desteği de, geliri de, gideri de belediyeden, 'tek' bir belediyeden... Hemen hemen her karşılaşmasında Karaköprü Belediyesi'nden yetkilileri maçta görmek mümkün. Hatta çoğu karşılaşmayı bizzat Karaköprü Belediye Başkanı Metin Baydilli takip ediyor. Takım, yenilenen stadıyla 'has' taraftar kadrosuna da kavuştu. Transfer eksiklerini kapattı, yeni hocasıyla emin adımlarla ilerlemeye çalışıyor ve tek hedef galibiyet. Gel gelelim Urfaspor'a... Tabi ki vatandaşından, siyasetçisine her kesimin aklına yine ilk gelen bitmek bilmeyen 'maddi destek isteği' oldu. Neden Urfaspor'da maddi sorunlar bitmek bilmiyor? Neden yönetim ve futbolcu arasındaki sorunlar bir türlü çözüme kavuşamıyor? Şöyle de bir şey var: Urfaspor'un galibiyet sevinci o günün akşamına kadar sürer. Çünkü her galibiyet sonrası maddi destek istenmesi ve her mağlubiyet sonrası takımdan birilerinin ayrılması artık gelenekleşmeye başladı. Çünkü tek hedef galibiyet değil, ona gölge düşüren 'maddi destek'... Urfaspor, neden taraftarın sevincini yarıda kesiyorsun? Artık bırak da taraftar şampiyonluk hayali kurabilsin! Kulüp, kimi renklerine bağlasa durmuyor! Her sezon sonu, arası ve hatta lig devam ederken takımdan sürekli birileri ayrılıyor. Bu ayrılıklar öyle helallik isteyen cinsten değil, kavgalı ve mahkemelik... Bu nereye kadar böyle devam edecek? Ayrılıkların tek sorumlusu 'sözleşmeyi tek taraflı fesih eden' futbolcular mı? Evet, Şanlıurfaspor sorunlarla boğuşup duruyor. Peki, Karaköprü'de her şey güllük gülistanlık mı? Hayır, efendim, onların da bir türlü yakalayamadıkları istikrar sorunları var. Karaköprülülerin yüzünün üst üste 3 hafta güldüğünü göremiyoruz. Onlar da teknik direktör değişimine gitti ancak hala bir istikrar yakaladıkları söylenemez. Kaybedilen puanların haddi hesabı yok... Evet, puanlar kaybediliyor. Tek söylenecek şey bu! Çünkü Karaköprü sadece oyunuyla gündeme geliyor. Ya kazanmıştır, ya kaybetmiştir. Ya iyi oynamıştır, ya kötü oynamıştır. Maç günü ya da sonrası konuşulan tek konu kazanılan ve kaybedilen puanlardır. Yok takım şöyle, yok hoca bunu yaptı, yok yönetimin bu isteği var, yok, yok, yok... Karaköprü'nün adını bunlarla aynı cümlede duymadığımız bir gerçek. Kim bilir belki de bu özelliklerdir 2 takımın kıyaslamasını yaptıran... Ah Urfa... Dertlerin didiklenmeye gelmez! Her sorun, yeni bir kaosu doğuruyor...