REKLAM ARASI URFA

Şanlıurfa’nın yıllardır Gaziantep ile arasında yaşanan “O bizim bu bizim” kavgasında hep kazanan tarafın Antep’in olduğu herkesin malumu. Şimdiye kadar suçu hep yöneticilere atan Urfalılara farklı bir bakış açısı sunmak ister ve sorarım: Sizin hiç mi suçunuz yok? Geçtiğimiz yıl Ağustos aylarında 10 yıldır ekranlarda sevilerek izlenen Arka Sokaklar dizisinin seti basıldı bu kentte. Senaryo gereği Harran'ın bir köyünde terör örgütleri yaşıyormuş gibi Harranlıları epeyi kızdırdı. Öyle ki sosyal medyadan yöneticilere "Ya siz el atın yada vatandaş el atacak” çağrıları yapıldı yetinilmedi set basıldı… Dizi, sanırım yayın tarihinde ilk defa açıklama yapmak zorunda kaldı ve Erler Film ders niteliğinde şu açıklamayı yaptı: “Erler Film yurdumuzun hiçbir köşesini terör yuvası olarak görmez ve göstermez. Ancak terör, yurdumuzun her köşesinde sinsice barınmaya ve etkili olmaya gayret eder. Burası, Ankara’dır, İstanbul’dur, Edirne’dir, Hakkari’dir. Ya da bu yazının konusu olan Şanlıurfa Harran’dır. Oysa önemli olan sonuçtur. Dizinin yayını izlenseydi terörün hak ettiği cezayı aldığı görülecek; çekim aşamasında yapılan bu değerlendirmelerin anlamsızlığı da ortaya çıkmış olacaktı. Bir hususun altını çizmeden geçemeyiz… Bize göre Şanlıurfa Harran doğal yapısıyla eşsiz bir açık hava platosudur. Burada yapılacak çekimlerin amaca görsel yönden diğer bölgelere oranda çok daha büyük ölçüde hizmet edeceği açıktır. Sonuç: 60 yıl boyunca bu temel özellikleri ilke edinmiş bir kurum için sosyal medyada yer alan iddialar esef vericidir. Esefle reddediyor; esefle kınıyoruz.” Haliyle övdükleri Harran’dan oyuncuları da toplayıp gittiler. Dizilerin özellikle bölge insanına dair zaman zaman yanlış algı oluşturdukları gerçeğine katılarak; bugüne kadar Mardin aşiret şehri, Urfa silahların konuştuğu kent olarak gösterildi diye turizm veya ekonomide bir aksaklık yaşandığına inanmıyorum. Mardin hala turistlerin gözde şehri, Urfa bu yıl 1 milyon turist ağırladı. Zira diziler turizmi etkileyecek olsa o şehir Urfa olmaz, İstanbul olurdu. İstanbul dizilerinde taciz, tecavüz, hırsızlık, cinayet kol geziyor en çok turisti de İstanbul ağırlıyor. Urfa’da onca soruna ses çıkartmayanların dizilere karşı takındığı bu tavır kenti zarara mı uğrattı derseniz, HİÇ ŞÜPHESİZ! Geçtiğimiz hafta Antep’te çekilen bir diziye rastladım. Konakları eşsizdi, Antep’in genel manzarası veriliyordu geçişlerde ve sokakları çok güzeldi. Kanalı değiştirmedim, izlemeye devam ettim derken karşıma Halfeti çıktı. Dizide bir bölüm Halfeti’de geçiyordu. Haliyle izleyici Halfeti’yi Antep’in olarak bildi. Üstelik dizide kadına şiddet, çocuk yaşta evlilik ve ağalık sözkonusuydu. Ben hiçbir Anteplinin çıkıp da set bastığını, bizde olmaz böyle şeyler dediğini duymadım. Üstelik çaylarını yudumlayıp “Vay be çayhanemiz, konaklarımız, sokaklarımız, çarşımız ne de güzel” dediklerini de duyar gibiydim… Şimdi diziler Urfa’dan çok Antep’te çekilecek, esnaf kalkınacak, turist sayısı daha da artacak, diziler unutulacak, geriye kazanan bir kent kalacak. Şanlıurfa mı? O da uzaktan bakacak yada dizi arası reklamlarda gazoz markalarında adının geçmesiyle yetinecek. Oysa bu kent bir zamanlar Yılmaz Güney, Hüseyin Peyda, İbrahim Tatlıses gibi isimlerin dizi-film adresiydi. Üstüne katmak yerine gelenleri de kaçırır olduk. Dizi seti basanlar ve bu davranışı haklı bulanları eğitimden sağlığa, işsizlikten maddeye bağımlılığına, çarpık kentleşmeden trafik sorunu gibi pek çok çözüm bekleyen yara için aynı kararlılıkla tepki göstermeye davet ediyorum. Belki bu kente bir katkınız olur diye…