İlginç deney! Ortam aniden karardığında kontrolsüzce yere düşüyorlar... Peki neden?

Sosyal medyada paylaşılan ve sık sık sosyal medya kullanıcılarının karşısına çıkan bu videoda arılara küçük bir deney yapılıyor. Deneyde arılar ışıklandırılmış bir ortamda uçup faaliyet gösterebilirken ışıklar kapandığında bir anda kontrolsüzce yere düşüyorlar. Peki bu neden oluyor? Detaylarına hep birlikte bakalım...

5

Işıklar kapatıldığında karanlıkta kalan arılar anında havadan yere düşüyor. Arıların bu düşüşünün kontrolsüz bir şekilde olduğu görülüyor.

Arılar neden karanlıkta uçamıyor?

Arıların görsel sistemlerinin ışık algılayarak yol bulmak için evrimleştiği varsayılmaktadır. Bu nedenle arılar için karanlık ortamlar, fiziksel çevrelerini anlamak için gereken görsel verilerin eksikliği anlamına gelir ve arıların güvenli bir şekilde uçmasını ve yol bulmasını engelleyebilir.

Bu durumla ilgili çeşitli teoriler var.

Bir teoriye göre, ani hava değişimleri durumunda kovan sürüsünün konumunu hemen kilitlemesini sağlayan bir "gezinme kilitleme mekanizması" olabileceği öne sürülüyor. Arılar, kötü hava koşulları geçtikten sonra, fırtınalı koşullarda bilinmeyen bir yere savrulma riski olmadan kovanlarına dönebilirler. Bu aynı zamanda arıların kovana geri dönmek için güneşin konumunu nasıl kullandıklarıyla da bağlantılı olabilir, bu nedenle güneş ufkun altına düştüğünde hemen hareket etmeyi bırakıyor olabilirler.

Başka bir teoriye göre ise bunun bir av tepkisi olduğu, büyük bir avcının gölgesinin arıların uçmayı bırakmasına ve tespit edilme şanslarının daha az olacağı yere düşmesine neden olduğu öne sürülüyor.

Arılar Hakkında

Dünya üzerinde 20.000’den fazla arı türü bulunmaktadır. Bu türler, boyut, renk, yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları bakımından oldukça çeşitlilik göstermektedir. Bunların çoğu küme halinde yaşamazlar. En sık rastlanan sosyal arı türü balarılarıdır. 80.000 kadar arı tek kovanda koloni olarak yaşayabilir ve çeşitli ritmik hareketlerle aralarında iletişim kurarlar. Arılar saniyede 250 kez kanat çırpabilir. Buna "yelpazeleme" sistemi denir ve genellikle kovanı soğutmak için yapılır. Tehlikeli durumlarda tehlikeyi haber vermek için daha yüksek sesle vızıldarlar. Arılar başında bulunan duyargaların içindeki sinir uçları sayesinde duyularına ek olarak rüzgar hızını ve hava sıcaklığını da algılayabilir.

Kanatları bedenlerine göre küçük olan arılar nasıl uçuyor?

Arıların nasıl uçtuğunu anlamak için önce kanatlarını anlamamız gerekiyor. Arıların kanatları düşünülenin aksine sert değildir. Bu kanatlar uçuş sırasında bükülür ve dönerler. Arılar kanatları ile öne ve arkaya olacak şekilde kısa ve hızlı hareketler yaparlar. Bu hareketler ile arılar kanatlarının altında minik hava girdapları oluşturarak uçmasını mümkün kılacak kadar kaldırma kuvveti yaratır.

Arılar nasıl görür?

Arıların çoğu gündüz uçar. Bu arılar gün batımıyla birlikte, günlük çalışmalarını bitirerek yuvalarına döner. Çünkü onlar için karanlıkta görmek ve engellerden kaçınmak zorlaşır. Fakat bazı arılar düşük ışıkta hatta tamamen karanlıkta uçabilir. Bu arılar, polen ve nektar toplama işini neredeyse karanlıkta bile yapabilecek özelliktedir. Bunlar çoğunlukla gece görmek ve uçmak için evrimleşmiş tropikal türlerdir. Yine de genel olarak, arıların karanlıkta uçma yetenekleri sınırlıdır.

Özetle, tropik arılar hem gece hem gündüz uçabilir. Bilinen bal arıları da geceleri uçabilir ancak güneşin ısı ve ışığını navigasyon aracı olarak kullandıkları için gündüzü tercih ederler. Ay ışığında rahat uçabilirler.

Arılar asla uyumaz

Arılar eceleri ortadan kaybolur ancak uyumazlar. Tüm gece boyunca hareketsiz kalarak bekleyip ertesi günkü yoğun iş tempoları için enerji biriktirirler.

Arılar teknik olarak hiç göremezler! Kendilerini yönlendirmek için güneşin polarize ışığını kullanırlar. Bir arının gözü, binlerce lensli bir bileşik yapıya sahiptir. Bileşik gözlerinin üzerinde, ışığı ve hareketi algılamasına yardımcı olan üç basit gözü vardır. Arıların gözleri, başın üst kısmında bulunan üç tane nokta göz ve başın ön kısmında bulunan iki tane birleşik gözden oluşur. Nokta gözler, arının yakından görmesini sağlar. Birleşik gözler ise, arının uzaktan görmesini ve renkleri ayırt etmesini sağlar.  Bunun yanı sıra gece arılarında farklı özellikler görülür. Bu arıların gözleri, gündüz uçan arıların gözlerinden çok farklıdır.

Arıların birbirleriyle haberleşmek için kendilerine has yöntemleri vardır. Bir arı, bal alınacak çiçeği buldu mu kovanın yanına gelir, diğer arılara çiçeğin yerini kendi uçuş tarzıyla haber verir. Çiçek güneşin bulunduğu yönde ise arı havada bir çember çizip güneşe doğru uçar. Ters yöndeyse çember çizip güneşten uzaklaşır çiçeğe doğru uçar.

Alman bilim adamlarının yaptığı bir araştırmaya göre arıların yönlerini bulabilmek için bir tür haritadan yararlandıkları belirtilmiştir. Buna göre arılar doğadaki birtakım işaretleri akıllarında tutarak hedefe ulaşabilmektedir.

Arılar hastalanabiliyorlar ancak hastalıklarını kovandaki diğer arılara bulaştıramıyorlar. Çünkü arılar bir virüs kaptıklarında yön duygularını yitiriyor ve yuvalarını bulamadıkları için tek başına ölüyorlar.