Ramazan davulu geleneği, yüzyıllardır süregelen ve her Ramazan’da sabahın erken saatlerinde sokakları çınlatan davul sesleriyle hayat bulan, halkın ruhunda derin izler bırakan bir gelenektir. Peki, bu 150 yıllık köklü gelenek, bu yıl Şanlıurfa’da devam edecek mi? Geçmişten günümüze uzanan bu önemli soruyu, Şanlıurfa’daki Ramazan davulu geleneğinin yaşatılması açısından inceleyelim.
RAMAZAN DAVULU GELENEĞİ
Ramazan davulu geleneği, özellikle halkın sahura uyanabilmesi için yapılan önemli bir uygulamadır. Yüzyıllar boyunca, insanları sahura uyandırmak için davul çalan kişiler, sokaklarda dolaşarak maniler söylerler. Teknolojinin henüz olmadığı dönemlerde bu uygulama, toplumsal yaşamda çok önemli bir rol oynamıştır. Bugün, dijital alarm sistemleriyle uyanma imkanımız olsa da, Ramazan davulunun tınısı, geleneksel bir ritüel olarak sürdürülmektedir.
Geçmişte bu gelenek, sadece bir uyanma aracından ibaret değil, aynı zamanda Ramazan’ın manevi havasını güçlendiren, halkın birlikte olmasını sağlayan bir ritüel olarak da kabul ediliyordu. Şanlıurfa’da da bu gelenek, bir halk kültürü olarak nesilden nesile aktarılmaya devam etmektedir. Ancak bu yıl, 150. yılında, bu geleneğin ne kadar yaşatılacağı merak konusu olmuştur.
ŞANLIURFA’DA 150 YILLIK GELENEK YAŞATILACAK MI?
Şanlıurfa, bu yıl da Ramazan davulu geleneğini yaşatacak. Ramazan boyunca davulcular, şehrin çeşitli mahallelerinde sahur vakti insanları uyandırmak için davul çalmaya devam edecekler. Ancak Şanlıurfa’daki davulcular bu yıl da geçmişte olduğu gibi, sadece bir “uyandırıcı” değil, geleneği sürdürücüleri olacaklar.
RAMAZAN DAVULU GELENEĞİ NASIL BAŞLADI?
Osmanlı dönemine dayanan Ramazan davulu geleneği, yaklaşık 150 yıl öncesine uzanır. Ancak ilk Ramazan davulcusunun kim olduğu konusunda kesin bir bilgi yoktur. Osmanlı kaynakları, bu geleneğin bir şekilde halk arasında yayılmaya başladığını ancak kim tarafından başlatıldığını netleştirmediğini belirtir. Bununla birlikte, Osmanlı dönemiyle özdeşleşen bir diğer Ramazan geleneği olan “Ramazan topu” geleneği hakkında daha fazla bilgi bulunmaktadır. Bu gelenek ise 1821 yılında İstanbul Anadoluhisarı'nda başlamış ve yaklaşık 20-25 yıl devam etmiştir.
Ramazan davulu, o yıllarda adeta kutsal bir görev olarak görülmüştür. Çünkü o dönemin teknolojisi ve ulaşım şartları göz önüne alındığında, davulcular, halkın sadece sahura uyanmasını değil, aynı zamanda Ramazan’ın ruhunu yaşatmasını da sağlıyorlardı.
DAVULCULARIN MANİLERİ: RAMAZAN’IN RUHUNU YANSITAN SÖZLER
Ramazan davulcuları, sahura uyanmaya çalışan halkın kapılarını çalarak, çeşitli manilerle onları uyarır. Bu maniler, çoğunlukla dini bir tema taşır ve halkın Ramazan’a olan manevi bağlılığını pekiştirir. Örneğin:
“Hakk’tan bize geldi ihsan, müşkil işler oldu âsan.”
“Bu gecemiz ibtidâdır, ey mâh-ı sultan merhaba.”
“İl teravih, ilk sahur, sahur vaktinde dua, elbette makbul olur.”
0 Yorum