Neredeyse 2 yıldır devam eden İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırımına Şanlıurfa’dan tepkiler devam ediyor.
Daha önce Filistin ve Gazze için birçok eylem gerçekleştiren Kitap Vakfı, dün yine Dergah Camii önünde toplanarak, basın açıklaması düzenledi.
Basın açıklamasını Kitap Vakfı Başkanı Av. Mustafa Fuad Balıkçı okudu. Balıkçı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
BALIKÇI: GAZZE’DE AÇLIKTAN ÖLENLER İNSANLIK İÇİN KARA BİR LEKEDİR
“Değerli Filistin dostları!
Dünya ülkelerinin sessizliği, “çağdaş” Batı’nın koşulsuz desteği ve İslam Dünyası’nın neredeyse tamamının ihaneti altında, işgalci İsrail ve Amerika tarafından yürütülen Gazze soykırımının, 709. günündeyiz. 65 bine yakın şehit, yüz binlerce yaralı, on binlerce kayıp ve bir o kadar da, enkaz altında hâlen çıkarılamayan cesedimiz var.
Siyonist çetenin, yerlerinden ettiği kardeşlerimizin, hayata tutunmaya çalıştıkları çadırlara ve bir lokma ekmeğe ulaşmak için bekledikleri yardım noktalarına yönelik saldırılarında, her gün, yüz civarında kardeşimiz şehit düşüyor. Aylar süren ağır bombardımanların ardından Gazze’deki kuşatma, sivilleri açlığa mahkûm etmektedir. Her gün onlarca kardeşimiz açlıktan şehit düşüyor ve şu ana kadar 500’e yakın kardeşimiz, bu sebeple şehit olmuştur.
Temel gıdaya ulaşamayan çocukların ve yaşlıların açlıktan hayatını kaybetmesi, modern çağda, insanlık için kara bir lekedir. Bu tablo, katil İsrail’in Gazze halkını topluca cezalandırmaya yönelik soykırım politikasının sonucudur.
“SON BİR HAFTA İÇİNDE 50 BİN GAZZELİ DAHA EVSİZ KALMIŞTIR”
İşgalci İsrail son zamanlarda, ayakta kalan binaları hedef alarak, Gazze’de hiçbir yaşam alanı bırakmamayı ve halkı tehcir etmeyi hedeflemektedir.
Son bir hafta içinde 50 bin Gazzeli daha evsiz kalmıştır. İşgalci rejim ayrıca yüksek binaları vurarak, haberleşme antenlerini ortadan kaldırıp, interneti ve iletişimi tamamen felç etmeyi hedeflemektedir.
Siyonistlerin tüm bu katliam, tehcir ve aç bırakma politikalarına rağmen, izzetli Gazze halkı ve kahraman mücahit gruplar, olağanüstü bir direnişle, yurtları Gazze’yi terk etmeyeceklerini, tüm dünyaya göstermektedir.
“GÜVENLİĞİ SAĞLAMAYA YÖNELİK TEDBİRLER ACİLEN ALINMALI”
Filistin’in tamamını, Suriye ve Lübnan’ın bir kısmını işgal eden ve buralara sürekli saldırı düzenleyen İsrail, geçen hafta ayrıca Yemen, Tunus ve Katar’a da saldırılar düzenledi.
İğrençlik ve alçaklıkta sınır tanımayan İsrail, geçen çarşamba, Katar'ın başkenti Doha'da, ateşkes ve esir takası müzakerelerini yürüttüğü HAMAS heyetine suikast düzenledi, müzakere heyetinin kurtulduğu saldırıda, 6 kişi şehit oldu ve çok sayıda kişi yaralandı. Siyonist çete aynı iğrençliği, İsmail Heniye’nin şehadetinde de sergilemişti.
İşgalci İsrail, ayrıca geçen hafta Tunus’ta, Gazze ablukasını kırmak için hazırlıklarını yapan Küresel SumudFilosu’na da iki ayrı saldırı düzenledi.
Gazze’deki direnişi bir türlü kıramamanın öfkesiyle kuduran işgalci İsrail’in, son zamanlardaki bu saçma saldırıları, sadece Filistin halkını veya Gazze ablukasını kırmak için harekete geçen gönüllüleri değil, bütün bölge ülkelerini, halklarını ve dünya barışını hedef aldığını göstermektedir.
Amacı, emperyalist Batı’nın kirli işlerini yaparak savaşla işgali genişletmek ve orta doğuyu ateşe atmak olan siyonist çete, bu saldırılarıyla, esirlerini kurtarmak bir yana, tam aksine, bundan sonra arabuluculuk yapacaklara da kendince gözdağı vermiştir. Bu saldırılar, Türkiye, Mısır, Körfez ülkeleri ve diğer bölge ülkelerinin de her an işgalci İsrail’in saldırılarına maruz kalabileceğini göstermektedir.
İşgalci rejimle ilişkilerini hâlen devam ettiren bütün bölge ülkeleri, bu gafletten bir an önce uyanmalı, bölgesel koordinasyonu güçlendirmeli, bölge güvenliğini sağlamaya yönelik ortak ve somut tedbirleri, acilen almalıdırlar.
“KÜRESEL SUMUD FİLOSU’NUN BİR PARÇASIYIZ”
Devletlerin, özellikle de, ikiyüzlü, işbirlikçi ve korkak, Müslüman yönetici ve hükümetlerin, Ebu Ubeyde’nin ifadesiyle “Allah katında hasımları olan” bu güruhun, üzerine düşen görevi yapmadıkları ve soykırıma karşı harekete geçmedikleri için, Gazze’ye yönelik ablukayı kırmak amacıyla, sivil bir inisiyatifle, Küresel Sumud Filosu oluşturulmuştu.
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 50’ye yakın ülkeden, çoğunun Müslüman olduğu, bini aşkın aktivistin katılımıyla meydana gelen bu filonun, bir parçası olduğumuzu, tekrar ilan ediyoruz.
Filoyu meydana getiren teknelerin 22’si, 31 Ağustosta İspanya’dan, 23’ü de dün Tunus’tan denize açıldı.
Bu tekneler inşallah önümüzdeki günlerde, Akdeniz açıklarında, İtalya ve Yunanistan’dan filoya katılacak teknelerle birleşerek, Gazze’ye doğru yollarınadevam edecekler.
Bir kez daha ifade ediyoruz, bizler de yol boyunca bu filoyu takip edecek, onların direnişini sahada ve meydanlarda yükseltmeye devam edeceğiz. Bu girişimi, yarınlarda daha büyüğüyle tahkim edecek, Gazze ve Filistin özgürlüğüne kavuşana dek mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
“TÜRKİYE, MALEZYA VE İTALYA’DAN GERİDE KALMIŞTIR”
Değerli Urfa Filistin dostları!
Türkiye’nin Filistin meselesi karşısındaki tavrı, Osmanlı’nın son zamanlarında başlayan ve cumhuriyetin kuruluşuyla zirve yapan, kendi inancına, tarihine ve kültürüne yabancılaşmasının, ait olduğu bütüne ihanet etmesinin, Batı karşısında aşağılık duygusuna kapılmasının ve onların kötü bir taklidi olmasının bir sonucudur.
Nitekim bugün Batı’nın kirli işlerini yapan işgalci rejime, Azerbaycan petrolünün hâlâ sevk edilmesi, işgalci rejimle siyasi ve diplomatik ilişkilerin hâlâ devam ettirilmesi, işgalci rejimle ticarete, hileli yollarla, Filistin ve 3. ülkeler üzerinden hâlâ devam edilmesi, Kürecik ve İncirlik üsleri ile Amerika ve İsrail’e istihbarat ve başka hizmetlerin hâlâ sunulmaya devam edilmesi, az önce söylediğimizi doğrulamaktadır.
Bunlar yetmiyormuş gibi, bu konuları gündeme getiren Filistin dostları hakkında onlarca soruşturma başlatan Türkiye, Küresel Sumud Filosu’na destek yönünden, Malezya ve İtalya’dan geride kalmıştır.
Bu iki ülkenin başbakanı da, filoya herhangi bir saldırı olursa, filoya katılan vatandaşlarını koruyacaklarını açıklamış, ancak Türkiye böyle bir açıklama yapmamış ve vatandaşlarını muhtemel bir İsrail saldırısı karşısında korumasız bırakmıştır.
Yöneticilerden, filonun misyonunu tamamlayana kadar güvenliklerinin sağlanacağına, filoya yönelik herhangi bir saldırıya karşılık verileceğine ve katılan bütün gönüllülerin korunacağına dair açıklama yapmalarını, gerekli bütün girişimleri başlatmalarını ve somut önlemleri almalarını istiyoruz.
Yeri gelmişken yaklaşık iki aydır haksız yere tutuklu olan İsmail Çelik kardeşimizin serbest bırakılmasını ve İsmet Yüzügüler kardeşimizin de ev hapsinin kaldırılmasını talep ediyoruz.
“MÜCADELEMİZ SİYONİST KUŞATMA TÜM DÜNYADA KIRILINCAYA KADAR DEVAM EDECEKTİR”
Bir kez daha vurguluyoruz ki, Gazze, Filistin, Lübnan, Yemen ve dünyanın dört bir yanından siyonizme ve emperyalizme karşı sürdürülen direnişin yanındayız.
Türkiye’de bu küresel direniş hattının bir parçası olarak, sürdürdüğümüz mücadelemiz denizden nehire kadar, tüm Filistin özgürleşinceye, emperyalist ve siyonist kuşatma tüm dünyada kırılıncaya kadar devam edecektir.
Hakkın ve adaletin egemen olacağı bir dünya için, uzun soluklu bu yürüyüşümüz kararlı bir şekilde sürecektir.
Rabbimizden niyazımız, bizleri bu yolda sebatkâr ve muvaffak kılmasıdır.
Değerli Kardeşlerim!
Etkinliğimiz sona ermiştir. Katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum ve hepinizi Allah’a emanet ediyorum.”
0 Yorum