Merkezi Diyarbakır’da bulunan Medrese Alimleri Vakfı (MEDAV), süreçle ilgili bir çalıştay düzenledi. Etkinliğe Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Bitlis, Bingöl, Van, Siirt, Batman ve Şırnak’tan gelen medrese alimleri ile akademisyenlerden oluşan 200’ün üzerinde kişi katıldı.
Amida Haber'dem Serhat Yetüt'ün haberine göre, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan çalıştayda, Prof. Dr. Mehmed Halil Çiçek “Medreselerin Önemi ve Güncel Durumu”, Dr. Molla Tayyip Elçi “Terörsüz Türkiye Süreci”, Seyda Molla Salih Ekinci ve Prof. Dr. Adnan Memduhoğlu “Yeni Anayasa Çalışmaları”, Doç. Dr. Fikret Özçelik ise “Gazze’deki Son Durum ve Âlimlerin Sorumlulukları” başlıklı sunumlar yaptı.
Yapılan sunumların ardından hazırlanan sonuç bildirgesi kamuoyu ile paylaşıldı.
Sonuç bildirgesinde şu hususlara yer verildi:
1.“Terörsüz Türkiye” sürecini destekliyor, örgütün silah bırakma kararını değerli buluyor, sonuna kadar destekliyor, neticeye varmasını can-u gönülden arzu ve ümit ediyoruz. Silah bırakma süreci devletin ilgili birimleriyle örgütün temsilcileri arasında müzakere edildiği için bize burada düşen bir görev olduğunu düşünmüyoruz. Sadece şunu ifade etmek isteriz ki; Mekke’nin fethinden sonra Allah Resulü’nün her türlü zulmü yapmış olmalarına rağmen müşrikleri affettiği gibi, örgüte katılmış ancak öldürmeye sebebiyet veren eylemlere katılmamış kişilere yönelik yasal af çalışmaları yapılmasının hikmet ve sünnete uygun olacağı kanaatindeyiz.
Ancak Kürt meselesi bu silahsızlandırma sürecinden tamamen bağımsız ele alınmalı; muayyen bir şahıs, örgüt, parti gibi özel veya tüzel kişi ya da kişilerin insafına bırakılmamalıdır. Kürtlerin istikbalinin özel veya tüzel birilerinin insafına bırakılması onlara yapılacak büyük bir zulüm olacağından bunu asla kabul etmiyoruz.
Bu süreç Kürt meselesini köklü bir çözüme kavuşturma sürecine evirilecekse, ki bu olmalıdır, Kürtleri ancak; medreseler, tekkeler, Kürt aydınlar, aşiret liderleri, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları ve Kürt siyasiler temsil etmelidir. Oluşturulacak böyle bir konsensüste katkı yapmaya hazır olduğumuzu da beyan ederiz.
2. Allah Resulü’nün (S.A.V.) muallimliği ve Ashab-ı Suffe’nin talebeliği ile başlayan medrese eğitimi Selçuklular döneminde kurumsallaştırılmış, Eyyubiler döneminde gelişmiş ve Osmanlı döneminde zirveye ulaşmıştır. Asırlar boyunca ümmetin ilim-irfan kaynağı medreselerde dini ve fenni ilimlerin yanı sıra sahih İslam inancı ve İslam ahlakı ve adabı talim edilmiştir. Resmî eğitim kurumlarında dini ve ilmi eğitim yapılmakla beraber medreselerin eğitim felsefesi ve kendine özgü programları hasebiyle emsali oluşturulamamış ve boşluğu doldurulamamıştır. Ülkemizin prangalarından kurtulmaya çalıştığı bu süreçte kökleri asr-ı saadete dayanan ecdad yadigarı bu kadim eğitim kurumlarının yeniden değerlendirilmesi ve bir statüye kavuşturulmasını talep ediyoruz.
3. Darbe mahsulü anayasalardan kurtulup sivil bir anayasa hazırlama girişimlerini takdirle karşılıyoruz. Halkının tamamına yakınının Müslüman olduğu ülkemizde yeni anayasa hazırlanırken gayr-i İslamî bir felsefe ve ideolojilere dayanan batı menşeli anayasalara dayanmak yerine kendi medeniyet kodlarımıza dayanan, halkın milli ve manevi değerlerine saygı duyan, kendi inanç, tarih, kültür ve örflerimizle barışık olan adalet ve eşitlik temelli bir anayasanın hazırlanmasını ve İslam Hukuku’nun referans alınmasını talep ediyoruz.
4. Bir asrı aşkındır ümmet coğrafyasının kalbine paslı bir hançer gibi saplanmış ve harim-i ismetini kirletmiş olan Siyonist haydut devlete karşı en ağır yaptırımların uygulanmasını, onlarla hiçbir ticari faaliyetin yapılmamasını, insanlık alemini tehdit eden ve adeta bir kanser uru haline gelen Siyonizm’e karşı antisiyonist bir hareketin başlatılmasını talep ediyor; İslam’ın izzetini savunan Gazze’li mücahitlerin haklı davasına can, mal, dil gibi cihadın her türlüsüyle destek verilmesinin farz-ı ayn olduğunu bir kez daha ilan ediyor, Araplar, Türkler ve Kürtler gibi tüm renkleriyle ümmetin Tevhid etrafında vahdetinin sağlanması yolunda hükümetimizin öncülük etmesini talep ediyoruz.”
0 Yorum