Gazete İpekyol köşe yazarı Müslüm Yıldırım, bu hafta kaleme aldığı yazısında Şanlıurfa’nın kendi kültürel ve toplumsal aidiyetini sorguladı.
“Urfalı Urfa’nın Kurdudur” başlıklı yazısında Yıldırım, memleket sevgisi ve aidiyet kavramlarını Urfa özelinde irdeleyerek, şehrin kendi insanı tarafından nasıl yanlış anlaşıldığını ve bazen küçümsendiğini gözler önüne serdi.
YILDIRIM: URFA HARİÇ: KENDİ BIÇAĞINI KENDİ SIRTINA SAPLAMAK
“İşte tüm bu evrensel kaideler, söz konusu Şanlıurfa olunca maalesef tepeden tırnağa değişiyor.” diyen Yıldırım, şunları kaydetti:
“Memleketini korumak bir yana, elin yabancısı yanında kendi insanını, köyünü, şehrini ‘gömmek’ olağan bir davranış hâline geliyor.
Karşısındaki kişiye şirin, aydın ve entelektüel görünebilmek için şehri kötülemek, insanını, değerlerini, hatta kullandığı dili dahi alay konusu ederek yabancıya aktarmak, sıkça karşılaştığımız utanç verici bir durumdur.”
“‘İSOTÇU’ YALANI VE KENDİ İNSANINA İFTİRA”
Yıldırım, yazısında Urfa’da kendi içimizde üretilen lakapların ve önyargıların en çarpıcı örneklerinden birine de dikkat çekti. Son dönemde bir gezgin kadına eski Urfa’yı tanıtan bir rehberin mahalleleri tanıtırken söylediği sözleri hatırlatan Yıldırım, şöyle yazdı:
“Bu yabancılaşmanın en çarpıcı örneği, maalesef kendi içimizde ürettiğimiz lakaplardır. Geçenlerde, internette bir gezgin kadına eski Urfa’yı tanıtan bir rehberin sözleri dikkatimi çekti. Mahalleleri sıralarken şöyle diyordu: ‘Şu bölge Ermeni mahallesi, bu bölge Yahudi mahallesi, bu tarafta da İSOTÇU’lar oturuyor.’
Evet, ‘İsotçu’... Şehirde 150-200 yıldır yaşayanlara taşra tarafından takılan bir lakap. Fransız işgali dönemine tarihlenen, yalan yanlış, alçakça iftiralarla süslenerek üretilmiş bir lakap... Oysa en acısı, bu yalana işgalciden çok, maalesef kendi Urfalılarımız inanmış ve bunun pazarlamasını yapar hâle gelmiştir. Kendi kültürel mirasına ihanet eden bir pazarlama! Fransızların Urfa’da yaptığı rezilliklerin kat be katı Adana’da Maraş’ta Antep’te yaşanmasına rağmen hiçbir memlekette kendi insanını aşağılayan bu şekil bir yakıştırmaya rastlayamazsınız. Urfa, bu işgalden merkezi idareden destek almadan kendi öz imkânlarıyla, köylüsü ve şehirlisi el ele vererek kurtulmasına rağmen, kendi torunları bu tür yakıştırmalara inanmaya devam ediyor.”
Kaynak: HABER MERKEZİ


0 Yorum