Geçtiğimiz 14 Kasım’da Şanlıurfa’nın Bozova ilçesinde, bulunan bir marangoz atölyesinde meydana gelen işkence olayı sonrası ağır yaralanan 15 yaşındaki Muhammed Kendirci kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti.
Şanlıurfa'da infial yaratan bu korkunç olay Türkiye genelinde gündem olunca birçok kesimden tepkiler yağdı.
SAYMAZ: ŞANLIURFA, TEKSAS’A DÖNMÜŞ…
Şanlıurfa adına utanç kaynağı olan bu vahşeti gazeteci İsmail Saymaz da köşesine taşıdı. Saymaz, yazısında “Şanlıurfa, Teksas’a dönmüş” ifadesini kullanarak, kentte yaşanan asayiş olaylarına dikkat çekti. Saymaz yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Şanlıurfa, Teksas’a dönmüş İsmail Bey!” diyor Baro Başkanı Abdullah Öncel.
Son bir aydaki vakaları sayıp döküyor.
Karaköprü’de bir düğüne pompalı saldırı oldu. 17 yaşındaki kız öldü. Dördü çocuk, altı yaralı var.
Haliliye’de inşaat çöktü; iki işçi can verdi.
Eyyübiye’de top kavgasında bir kişi hayatını kaybetti, üç kişi yaralandı.
En son Bozova’da, 15 yaşındaki stajyer Muhammet Kendirci, 20 yaşındaki kalfa Halil Aksoy tarafından kompresörden makatına hava basılarak, hayatını kaybetti.
İnsanlık vicdanının kaldırmayacağı bu işkence 14 Kasım günü meydana geldi.
İç organları parçalanan Kendirci, sonraki gün hayatını kaybetti.
Aksoy’un yurt dışına çıkış tedbiriyle serbest bırakılması kamuoyunda infial yaratınca yakalama kararı çıkarıldı. Aksoy, Gaziantep’te saklandığı evde bulunup tutuklandı.
Aksoy ifadesinde, “Kendirci’nin üzeri kirlenmişti, pantolonunu temizlemek istedim. Kompresör, üzerindeki talaşları temizlerken karnının şiştiğini gördüm” dedi.
Tek görgü tanığı Mustafa Boz ise “Bunlar karşılıklı şakalaşıyordu. Aksoy, kompresördeki havayı makatına tuttu. Muhammet’in karnı şişti, kusmaya başladı” iddiasında bulunuyor.
İş yerinin içinde kamera bulunmuyor.
Baba Kendirci, ‘Oğlumu istismar ettiklerini düşünüyorum’ diyor.
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı yazılı açıklamada “Aksoy, şakalaşmak maksadıyla hava kompresörünü Kendirci’nin makat bölgesine doğrultarak eliyle hortumu bastırmıştır” demesi büyük tepki aldı.
Baro Başkanı Abdullah Öncel, deliller toplanmamışken, Adli Tıp raporu dosyaya girmemişken, tanık dinlemeden, olayı incelemeden şaka neticesinde meydana geldiğinin söylenmesi bende şok etkisi yarattı” diyor.
Öncel, şu soru işaretlerini dile getiriyor:
“Olayın iki kişi arasında meydana geldiği öne sürülüyor ancak bu hayatın olağan akışına uygun değil. Bir eliyle kompresörü makata dayayacak, diğer eliyle çocuğun hareket etmesini engelleyecek. Bu çocuk ya ciddi bir güce sahip olmalı ya da üçüncü kişiden yardım almalı. Beş yaşındaki çocuk olsa kaçmaya çalışır. 15 yaşındaki bir çocuğa bunu yapmak hayatın olağan akışına uygun değil. Ayrıca olay sırasında çocuğun pantolonunun üzerine olduğu ileri sürülüyor. O nasıl bir hava ki pantolonu ve iç çamaşırı geçip vücuda giriyor! Bu suçun sadece Aksoy tarafından gerçekleştirildiği iddia ediliyor. Bu iddianın gerçeği yansıtmadığını düşünüyorum.”
Öncel, yeniden sözü Şanlıurfa’daki asayişsizliğe getiriyor.
Şöyle nokta koyuyor:
“Denetim yok, kurumlar işlevsiz, sosyal politikalar çökmüş ve cezasızlık algısı ölümcül bir seviye ulaşmış. Şiddet, iş cinayetleri, çocuk hakkı ihlalleri normalleşmiş, silahlanma had safhada. Tablo çok vahim”.
Kaynak: Haber Merkezi

0 Yorum