Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, Urfa’da son aylarda art arda yaşanan silahlı kavga, saldırı ve ölümle sonuçlanan olayların bireysel silahlanmanın ulaştığı tehlikeli boyutları gözler önüne serdiğini belirterek, konunun tüm yönleriyle araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne araştırma önergesi sundu.
Önergede, basına yansıyan olaylar, güvenlik birimlerinin açıklamaları ve yerel kamuoyunun tanıklıklarının birlikte değerlendirildiğinde, kentte silah kullanımının münferit vakalar olmaktan çıktığı, gündelik yaşamın olağan bir parçası hâline geldiği ve ciddi bir güvenlik krizine dönüştüğü ifade edildi.
Urfa’da bireysel silahlanma düzeyinin birçok kente kıyasla belirgin biçimde yüksek olduğuna işaret eden Ayan, aile içi anlaşmazlıklardan komşuluk tartışmalarına, alacak-verecek ihtilaflarından sokak kavgalarına kadar çok sayıda olayda, en ufak gerilimlerde dahi silaha başvurulmasının silaha erişimin ne denli kolaylaştığını gösterdiğini belirtti. Bu durumun yalnızca adli vakaların artmasına yol açmadığı, aynı zamanda yurttaşların günlük yaşamlarını korku, endişe ve güvensizlik içinde sürdürmelerine neden olduğu kaydedildi.
Önergede, son dönemde gerçekleştirilen kaçakçılık operasyonlarının da tablonun vahametini gözler önüne serdiği ifade edilerek, geçtiğimiz ay Urfa’da yapılan bir operasyonda ruhsatsız ve yivsiz av tüfeklerinin kargo şirketleri aracılığıyla kente sokulduğunun ortaya çıkmasının, bireysel silahlanmanın kaçak silah temini boyutuna ulaştığını gösterdiği vurgulandı. Kaçak silahların bu denli rahat dolaşıma girebilmesinin denetim mekanizmalarındaki yetersizliklere işaret ettiği belirtildi.
Milletvekili Ayan, Urfa’da bireysel silahlanmanın bu derece yaygınlaşmasında geçmiş yıllarda izlenen ruhsatlandırma politikalarının da etkili olduğuna dair kamuoyuna yansıyan ciddi iddialar bulunduğunu hatırlattı. Özellikle önceki dönemlerde, gerekli sosyal, psikolojik ve güvenlik incelemeleri yeterince yapılmadan, para yatırılması karşılığında silah bulundurma ve taşıma ruhsatlarının kolaylıkla verildiği yönündeki iddiaların mutlaka araştırılması gerektiğini kaydetti. Bu incelemenin kişilere yönelik bir suçlama amacı taşımadığını, kamu adına yürütülen idari işlemlerin sonuçlarının ve doğurduğu toplumsal risklerin ortaya konulmasını hedeflediğini ifade etti.
Önergede ayrıca, kentte siyasal ve ekonomik olarak güçlü bazı ailelerin çok sayıda silah bulundurmasının ve “kendini koruma” gerekçesiyle silah taşımasının fiilen olağan kabul edilmesinin toplumda hukukun eşit uygulanmadığı algısını güçlendirdiği belirtildi. Silahın güç ve statü göstergesine dönüştüğü bu ortamda caydırıcılığın zayıfladığı ve silahlı şiddetin körüklendiği vurgulandı.
AYAN: GEÇMİŞTE NEDEN BU KADAR YAYGIN VE DENETİMSİZ ŞEKİLDE SİLAH RUHSATI VERİLDİ
18 yaşını doldurmuş kişilere gerekli sosyal, psikolojik ve güvenlik incelemeleri yeterince yapılmadan, para yatırılması karşılığında silah bulundurma yönündeki iddiaları sorgulayan Ayan, şunları kaydetti:
“Urfa’da bireysel silahlanmanın bu derece yaygınlaşmasında, geçmiş yıllarda izlenen ruhsatlandırma politikalarının da etkili olduğu yönünde kamuoyuna yansıyan ciddi iddialar bulunmaktadır. Özellikle önceki dönemlerde, 18 yaşını doldurmuş kişilere gerekli sosyal, psikolojik ve güvenlik incelemeleri yeterince yapılmadan, para yatırılması karşılığında silah bulundurma ve taşıma ruhsatlarının kolaylıkla verildiği yönündeki iddialar, bugün yaşanan silahlı olaylarla birlikte yeniden tartışma konusu hâline gelmiştir. Mevcut dönemde ruhsatlandırma süreçlerinin görece zorlaştırıldığı ifade edilse de geçmişte neden bu kadar yaygın ve denetimsiz şekilde silah ruhsatı verildiği, bu süreçlerde idari ve adli denetimlerin yeterli olup olmadığı ve verilen ruhsatların günümüzdeki silahlı şiddet olaylarıyla bir bağlantısının bulunup bulunmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Bu inceleme, kişilere yönelik bir suçlama amacı taşımamakta; kamu adına yürütülen idari işlemlerin sonuçlarının ve doğurduğu toplumsal risklerin ortaya konulmasını hedeflemektedir.”
“SON BİR AY İÇİNDE URFA’DA SİLAHLI ÇATIŞMA VE SALDIRILAR SONUCUNDA EN AZ DOKUZ KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ”
Yalnızca son bir ay içinde Urfa’da silahlı çatışma ve saldırılar sonucunda en az dokuz kişi hayatını kaybettiğini hatırlatan vekil Ayan, “Kentte sıkça dile getirilen bir diğer önemli husus ise, siyasal ve ekonomik olarak güçlü bazı ailelerin çok sayıda silah ve tüfek bulundurması, “kendini koruma” gerekçesiyle silah taşımasının fiilen olağan kabul edilmesi ve zaman zaman bu silahların kamusal alanlarda kullanılmasıdır. Bu durum, toplumda hukukun eşit uygulanmadığı, bazı kesimler için silah taşımanın ve kullanmanın fiilen serbest olduğu yönünde tehlikeli bir algı yaratmakta; adalet duygusunu zedelemekte ve toplumsal gerilimi artırmaktadır. Silahın güç ve statü göstergesine dönüştüğü bu ortamda, caydırıcılığın zayıflaması silahlı şiddeti daha da körüklemektedir. Tespit edilebildiği kadarıyla, yalnızca son bir ay içinde Urfa’da silahlı çatışma ve saldırılar sonucunda en az dokuz kişi hayatını kaybetmiş, çok daha fazla sayıda kişi yaralanmıştır. Ancak mesele yalnızca ölü ve yaralı sayılarıyla sınırlı değildir. En basit tartışmalarda dahi silahların devreye girmesi, kent genelinde ciddi bir korku ve tedirginlik iklimi yaratmakta; yurttaşların kamusal alanları kullanma özgürlüğünü fiilen ortadan kaldırmaktadır. Bu tablo, kamu düzeninin bozulduğunu ve mevcut güvenlik önlemlerinin yetersiz kaldığını açıkça göstermektedir.” dedi.


0 Yorum