Şanlıurfada maddi durumu iyi olmayan ailelerin kızları komisyon alan ‘aracılar vasıtasıyla batıya gelin olarak gönderiliyor. Aracılar sırf 3-5 kuruş komisyon almak için iki tarafa da yalan söyleyerek yaptıkları evliliklerin sonu hüsran oluyor. Bu tecrübeyi yaşayan ailelerden bazıları, “Kızınızı verdiğiniz insan sakat olsun, fakir olsun, yeter ki kendi insanınız olsun” diyerek uyarıda bulundu
MUSTAFA ARISÜT/ÖZEL HABER-İPEKYOL
Şanlıurfa merkez ve bağlı köylerin yanı sıra Bozova, Suruç ve Halfetinin köylerinde evlenme yaşı gelen genç kızlar, aracılar tarafından ücret karşılığında batı illerine gelin olarak gönderiliyor. Sadece Yaylak beldesi ile Yukarı Göklü beldesi arasında bulunan yaklaşık 20 köyden onlarca genç kadın, komisyon karşılığında Kütahya, Eskişehir, Afyon, Sivas, Tokat ve Çorum gibi illerin köylerine gelin olarak gönderildi. Aracıların iki tarafa da yalanlar söyleyerek gerçekleştirdiği evliliklerin ardından damatların yaşlı ve anlatıldığı kadar ekonomik durumunun iyi olmadığı ortaya çıkıyor. Her zaman olduğu gibi bu durumun da en dezavantajlısı kadınlar oluyor. Zira yüzünü dahi görmeden evlendirildikleri kocaları ve onların aileleri, geldikleri baba ocağından daha yoksul çıkabiliyor. Böylece “tam rahat edeceğim” derken mutlu olmadıkları bir evliliği yaşamanın yanı sıra hem köle gibi çalıştırılıyorlar hem de sefalet çekmeye devam ediyorlar. Üstelik yıllarca memleketlerine gelip ailelerini göremeyen birbirlerinin yüzünü unutan gelinler var.Kızlarını soyadlarını dahi bilmedikleri erkeklere veren ailelerden bazıları kızlarının mutlu olduğunu savunurken, bazıları da ne kadar pişman olduklarını itiraf ederek çağrıda bulunuyor.
ARACILAR KOMİSYON İÇİN İKİ TARAFA DA YALAN SÖYLÜYOR
Bu insanlık dışı gelin pazarlama olayı aracıların devreye girmesi ile başlıyor. İlk önce batı illerinde telefon numaraları elden ele dolaşan aracılara ulaşan aileler; oğullarını evlendirmek istediklerini, bu aracının da devreye girerek kendilerine gelin bulması konusunda yardımcı olması yönünde talepte bulunuyor. Erkek veya kadın aracı önceden gözüne kestirdiği kızların özelliklerini bir bir sıralıyor. Ailenin beğenmesi durumunda iki aile arasında arabuluculuğu başlıyor. Saydığı özelliklerin beğenilmemesi durumunda hemen piyasa araştırması yapan aracı, bu aileye gelin buluncaya kadar işin peşini bırakmıyor. İlk etapta her şeyden habersiz olan kız tarafı genellikle böyle bir olaya sıcak bakmıyor. Ama bu işte profesyonelleşen aracı kadın ise kızın annesinin, erkek ise kızın babasının bir şekilde aklını çelmeyi başarıyor. Aileleri ikna etme yöntemlerinde en başarılı oldukları yol; kıza talip olan ailenin zengin ve iyi yürekli bir aile olduğu yalanını söylemek oluyor. Oysa doğunun kızlarına talip olan aileler çoğu zaman kızın ailesinden daha yoksul çıkabiliyor. Zaten bu damatların kendi memleketlerinde gelin bulamamasının en büyük nedeni, yaşça büyük ve yoksul olmaları. Sadece damadın fotoğrafını göstererek gelin bulan aracıların ellerindeki fotoğraflar da gençlik fotoğrafı oluyor.
BOŞANDIKTAN SONRA KAYBOLAN DA VAR
Tüm bu yalanlar ve ayak oyunları aracının 1 ile 3 bin lira arasında bir komisyon alarak zengin olma hırsından kaynaklanıyor. Aslında aracılar komisyonla da yetinmeyerek, Urfaya gelen damadın ailesini götürdükleri anlaşmalı giyimci ve kuyumculardan da komisyon alıyor. İki tarafa da söylenen tüm bu yalanlar ve yapılan ayak oyunları gelin batıya gidip damadı görünceye kadar ortaya çıkmıyor. Batıya gittikten sonra artık geri dönüşü olmayan gelin, anlatılan her şeyin yalan olduğunu anlıyor fakat girdiği yolun artık geri dönüşü olmayan bir yol olduğunu düşünüyor. Hemen hemen hiçbir ortak yönleri olamayan çiftlerin büyük kısmı ya köle gibi bir hayat sürdürüyor yada boşanıp geri dönüyor. Aracıların 3-5 kuruş gelir elde etmek için yaptıkları bu insanlık dışı girişimlerin sonucunda anlaşamayarak boşandıktan sonra Urfaya dönen kadınların olduğu gibi, boşandıktan sonra nereye, hangi ile gittiği belli olmayan Urfalı kadınlar da var. Köylerinde tarlada çalışmamak için tanımadıkları kişilerle evlenmeyi kabul eden kızların en büyük beklentisi rahat ve huzurlu bir hayat iken batı illerinde baba ocağından daha fazla yoksullukla karşılaşıyorlar. Buna bir de kültür farklılığı da eklenince hayatları dayanılmaz bir hal alıyor.
‘KADIN OLMAK ZOR, BİZ ÇALIŞIYORUZ ERKEKLER YATIYOR
Evlendikten sonra giden gelinler, kendilerinden yaşça çok daha büyük kişilerle evlendirilmelerinin en büyük nedenini, aileleri tarafından okuldan alınıp tarlada çalıştırıldıkları için kabul ettiklerini belirtti. Henüz nişanlı olanlar da, maruz kaldıkları baskı nedeniyle bilmedikleri ve tanımadıkları kişilerle yaşamı kurtuluş olarak tercih ettikleri için evlenmeyi kabul ettiklerini anlattı.
Bozovanın Kosar köyünden Karanfil A. isimli bir anne, kızları Besimeyi yedi yıl önce Kütahyalı Yakup diye biri, Songülü ise dört yıl önce yine Kütahyadan Ramazan diye biri ile evlendirdiğini kaydederek, soyadlarını dahi bilmediği çocuklarını, davul zurna eşliğinde uğurladığını dile getirdi.
Çocuklarının rızasını aldığını savunan Karanfil A, Demek ki kısmeti oradaymış ki oraya gitti. Çocuğu olduğu zaman da yanına gittik. Damat tarafı dininde, imanında, niyazında olan bir ailedir. Maddi durumları da yerindedir. Damadın ailesi Türk. Ne onlar benden bir şey anlayabiliyor ne de ben onlardan. Okula gitmemişim Türkçeyi nasıl bileyim dedi.
Ablalarının gelin gitmesine anlam vermeye çalışan 19 yaşındaki kardeşleri Fatma A ise, Ablalarım Kütahyaya gelin olarak gitti. Ailelerini seviyorlar. Ara sıra gidip geliyoruz. Her gün telefon açıyorlar. Herhangi bir sorun olmadığını söylüyorlar. Mecbur kaldılar ve oraya gittiler. Akrabalarımız çok az, babam tek kişidir. Dayılarım var onlar da sahiplenmedi. Onlar da sonuçta kendi gönlüyle oraya gitti. Hiçbir eksiği de yok diye konuştu.
Geleceğini hayal eden Fatma A, yaşadıkları zor koşullar nedeniyle kendi geleceğinin de çok parlak olmadığını kabullenmiş bir şekilde şunları anlattı: Ben de şimdi evli değilim. Ama kısmetim orada olsa ben de giderim. Neticede abilerinin hanımları sana bakmaz. Orada burada sürüneceğime ben de kardeşlerim gibi gitmek zorunda kalırım. Bana sorarsan ben akrabalar ile evlenmem. Ablalarıma sahip çıkmayan bana da sahip çıkmasın. Kardeşim çok uzakta doğal olarak onu çok özlüyorum, sadece telefonla konuşup hasret giderebiliyoruz. Bu bölgede genel bir sorundur. Batıya gelin gitme vakaları hep yaşanıyor. Buradaki yaşantımız başlı başına büyük bir sorundur. Sabahtan akşama kadar 20 TL için tarlaya çalışmaya gidiyoruz. Çapa yapıp, pamuk topluyoruz. Sulama yapıyoruz. Erkekler de öğlene kadar yatıyorlar. Kimse de onlara karışmıyor. Yani anlayacağınız bütün yük kadınların omuzlarındadır.
‘ANNESİNİN DİZİNİN DİBİNDE OTURSUN DAHA İYİ
Aynı köyden yedi yıl önce adı ve soyadını dahi hatırlamadığı Tokatlı biri ile kardeşi Filizi evlendiren Mahmut A, şu an kardeşinin simasını dahi hatırlayamadığını belirtti. Filiz Tokata gelin olarak gitti diyen Mahmut A. şöyle konuştu: Tabi kardeşimi gelin olarak verdikten sonra pişman olduk. Keşke vermeseydik. Tokat 600 kilometre uzaklıkta ve kardeşimi göremiyorum. Bazı insanlar araya girerek kızlarımızın uzak yerlere gitmelerine neden oluyorlar. Sonuçta kandırılıyoruz. Aileyi de tam olarak tanıyamıyoruz. Nedir, neyin nesidir? Bilemiyoruz. Bu konuda Kürtlere sesleniyorum; kesinlikle kızlarınızı ve kardeşlerinizi uzak yerlerdeki yörelere vermeyin. Annelerinin dizlerinin başında otursunlar. Anne, babalarına hizmet etsinler daha iyidir. Kendi yörelerindeki insanlarla evlensinler. Kör, topal birisiyle evlensinler; ama batıdan herhangi birisiyle evlendirmeyin.
Yaşadıklarından ders çıkartmadıklarını söyleyen Mahmut A, Kendini uyanık sananlar, ailelerin yakasına yapışıp arabuluculuk yapıyorlar. Aileleri kandırıyorlar. Bir aile var, varlıklı, zengin, iyi bir aile diyerek insanlarımızı kandırıyorlar. Para karşılığında kızlarımızın da hayatlarını mahvediyorlar diyerek, çocuklarının resmen para karşılandığında satıldığını anlattı. Filizin annesinin cenazesine dahi gelemediğini hüzünlü bir şekilde anlatan Mahmut A, Ondan önce de annesi yaklaşık 3 ay yoğun bakımda kaldı. Aradaki mesafeden dolayı gelemedi. Eşi de ona Tek başına gidiyorsan git, gitmiyorsan senle gelemeyiz dedi. Telefonla konuşuyoruz ama insan birbirlerini göremedikten sonra rahat olamıyor diye konuştu.
‘KIZLARIMIZI ORADA KÖLE YAPIYORLAR
Anne ve babası yaşamını yitirdikten sonra Afyonun Dinar ilçesine gelin olarak verilen Şakire isimli genç kadının ağabeyi Muhittin Ş. de kardeşinin şu anki soyadını bilmediğini belirtti. Muhittin Ş, kardeşi Şakireninevlilik öyküsünü şu şekilde anlattı: Sonuçta farklı bir yer ve kültür. Şüphesiz oraya giden kızlarımız belli bir zamandan sonra büyük sorunlarla karşılaşıyorlar. İnsanlar genelde maddiyata önem veriyorlar. Ben kardeşimin evini görmüş değilim. Sadece telefonla bazen konuşuyoruz. Batıdan gelip kızlarımızı isteyenler de genelde fakir, ekonomik durumları zayıf olan insanlardır. Orada da kız verilmeyen kişiler geliyorlar ve bizim güzel Kürt kızlarımızı resmen köle niyetine alıyorlar. Kızlarımız oraya gidip tarlada çalışıp hayvanlara bakıyorlar. Anlayacağın oraya gidip kölecilik yapıyorlar.
‘ZENGİN DEDİLER MEĞERSE HİÇBİR ŞEYLERİ YOKMUŞ
Şakirenin ablası Adile Ş, kardeşinin evini görmediğini söyledi ve Biz onların kızlarını istesek onlar bize vermez bunu çok iyi biliyorum. Bizlerle dalga geçiyorlar. Ve bunu bile bile yine de çocuklarımızı veriyoruz maalesef. Şimdi iki çocuğu var. Ve perişan haldeler. Önce geldiklerinde bunlar zengin, varlıklı kişiler diye tanıttırılıyorlar. Ama sonradan hiçbir şeylerinin olmadığı ortaya çıkıyor. Gittikten sonra çok üzüldüm. Üç gün ağladığımı hatırlıyorum. Kaderimiz böyleymiş demek. Kesinlikle bizim düştüğümüz hataya kimse düşmesin dedi.
KENDİ KIZLARINI VERDİKTEN SONRA O DA ARCI OLMUŞ
Kadınların para karşılığı evlendirilmesine aracılık yaptığı ileri sürülen Dina köyünden Faik A, kendi dört çocuğunu da bu yöntemle Kütahyaya gelin vermiş. Ancak o zaman kendisi aracı değilmiş, kayın pederi aracıymış. Yedi yıl önce kızını kayın pederinin aracılığı ile gelin verdiğini söyleyen Faik A, Aradan 3-4 yıl geçti ve benim diğer kızlarım Tevrat, Yemen ve Kudrete de aynı yerden üçkardeş talip çıktı. Yavaş yavaş kız kardeşlerin dördü de gitti. Oralar da Türklük, Kürtlük diye bir şey yoktur diyerek kendini savundu. Faik A, para karşılığı aracılık yaptığı yönündeki iddialara ilişkin ise şöyle savunma yapıyor: Dışarıdan bazen misafirlerim geliyor, onlara gelin bulmak için yardımcı oluyorum. Senin tanıdığın iyi akrabaların varsa almak istiyoruz diyorlar. Ben de varsa var diyorum. Yoksa zaten yok diyorum. Hatta karşılığında bana para da teklif edildi, ben reddettim. Öyle bir şey olur mu dedim. Akrabayız, dostuz ve bu tür hayırlı işler de para alınır mı? diyerek kesinlikle olmaz dedim. Benim aracılığımla onları tanıştırıyorum. Çocuklarından uzak kalmanın acısı yüzüne yansıyan anne Telli A. ise, sadece kızlarının mutlu olduğunu söylemekle yetindi.
‘BU KÖYDEN KURTULMAK İÇİN KABUL ETTİM
İki ay içinde Afyona gelin olarak gidecek olan ve annesinin yanında iken konuşmak istemeyen, daha sonra yalnız kaldığında yaşadıklarını anlatan Z, kendisini bekleyen yaşam ile köyde maruz kaldığı sıkıntıları anlattı.
Bir kez tanışma fırsatı bulduğum nişanlıma İsmimi yanlış söylüyorsun dedim ve doğru söylemesini istedim. O da bana Sonra bakarız dedi. Daha sonra ismimin değiştirilmesinden çok korkuyorum diyen Z, şunları dile getirdi: Köyden kurtulmak istiyordum. Aklınıza gelebilecek bütün işleri yaptırıyorlar. İlk başta geldiklerinde çok uzaktır diye kabul etmedim. Ama köyden kurtulmak için kararımı değiştirdim. Çünkü köyden nefret ediyorum. Bu köyde çok baskı var. Ağır işler yaptırıyorlar. Bu köyde yapmadığım iş kalmadı. Böylece şehre gitmeyi bir kurtuluş olarak görüyorum. Okulumu okumaya izin vermediler. Kardeşimi de okuldan aldılar zaten. Okumayı seviyordum. Ama izin vermediler. Eğer bir aile çocuğunu okul yerine pamuğa gönderiyorsa, insan bu aileden bir an önce kurtulmak ister. Orada neyle karşılaşacağımı bile bilmiyorum. İsmimi mi değiştirirler, artık ne yaşayacağımı bile bilmiyorum. Ben sadece bana dediklerine, konuştuklarına inanarak yola çıkıyorum.
Znin annesi duygulu ve gözleri dolu bir biçimde çocuğuna bakarak, Kızıma baskı yaparlarsa geri alırım demekle yetindi.
Urfa, batı yoksullarının gelin pazarı oldu!
Şanlıurfada maddi durumu iyi olmayan ailelerin kızları komisyon alan aracılar vasıtasıyla batıya gelin olarak gönderiliyor. Aracılar sırf 3-5 kuruş komisyon almak için iki tarafa


0 Yorum