İNSAN VE ŞEHİR

İnsan, şehrin emzirdiği ve büyüttüğü çocuktur. Şehri insandan/insanlarından tanırsınız; insanı da şehirden/şehirlerden aslında. Şehir, insan kalbinin...

İNSAN VE ŞEHİR

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
İnsan, şehrin emzirdiği ve büyüttüğü çocuktur. Şehri insandan/insanlarından tanırsınız; insanı da şehirden/şehirlerden aslında. Şehir, insan kalbinin ve zihnin dışa yansımasıdır bir nevi. Bu yüzden insan bir şehir; şehir de bir insandır. Nasıl ki her insanın ruhu ve nefes alışı varsa şehirlerin de ruhu ve nefes alışı vardır. Hacı Bayram Veli’nin; insan şehri inşa ederken aslında taşın, toprağın arasında kendisini de inşa eder. Gönülde her ne varsa şehir odur. Gönlü taş olanın şehri taş, gönlü aşk olanın ise şehri gülistan olur, ifadeleri insan ve şehri belki de en iyi açıklayan cümlelerdir. Dolayısıyla şehir, orada yaşayan insanların kokusu, ruhudur. Necip Fazıl Kısakürek; “…Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;/Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar./İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim….” dizeleriyle şehrin, insan ruhunun yansıması ve hayal gücünün ürünü olduğunu ifade eder. Şehir, insanın kalbi ve ruhuysa aşkları da ilkin yaşayan ve yaşatan şehirdir/şehirlerdir. Necati Cumali’nin; “Aşkı şehirler yaratır, şehirler yaşatır… Aşkların tarihi bir şehrin tarihidir diyorum” dizeleri, şehirlerin insan gibi kalbe sahip olduğunu gösteren en güzel dizelerdir. İnsan, şiire dökülen, resme konu ve tarihe sahne olan hangi şehri anlatmaya kalksa kendini yüreğinde, yani “şehrinde” bulur, fark eder ve hisseder. Çünkü şehir, insanın sesi, yüreği ve zihnidir. Nazım Hikmet’in şiirinde geçen; “Erzurum yaylasını yalnız türkülerinden tanıyorum.” dizesi, şehrin insanın sesi ve yüreği olduğunu gösteren başka bir kanıttır. Bazen de şehir, insan için hayatta kalma mücadelesidir. “…Bu şehirdedir işim, gücüm,/Ekmek param…” şeklinde duygularını dile getiren şair Orhan Veli Kanık, şehri zorunlu bir yaşama mekânı olarak hatırlatmaktadır denilebilir. Şehir vardır insanı şair, yazar yapar, şehir vardır insanı bilim insanı yapar ve şehir vardır insanı âşık yapar/eder. Şehrin hangi yönü dile getirilmeye çalışılsa söz konusu olan insanın kendisidir yine. Örneğin Sezai Karakoç, dirilişe, medeniyete ve insana dair pek çok şey kaleme almış ve dile dökmüştür. Şair bir nevi ruhunu ve kendisini emziren, büyüten ve şair yapan, şehirlerin hikâyesini anlatmıştır. Başka bir deyişle şair kendisinin hikâyesini anlatmıştır. Sezai Karakoç, Necip Fazıl, Edip Cansever, Turgut Uyar, Cemal Süreya, Ahmet Arif, Nazım Hikmet, Cahit Sıtkı Tarancı, Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi şairlerin her birinin bir şehri, yani duyurmak istediği bir sesi vardır. Bu şairler, kendilerini büyüten şehrin/şehirlerinin ruhunu, yüreğini eserlerine yansıtan usta kalemlerden birkaçıdır. İnsan ne zaman kendisine ait bir şehir inşa etse o zaman ruhunun sonsuzluğunu, yaşama biçimini ve huzurunu inşa etmiş demektir. Söz gelimi Tanpınar’ın şehri “Bursa”sıdır. “Bursa”sı diyorum çünkü şair, yazar; “Başbaşa uyumak son uykumuzu./Bu hayal içinde…” dizelerinde bir insanı hayal etmekte ve bu hayal bir şehirle kurulmakta ve bağdaştırılmaktadır. O da şairin “Bursa”sıdır. İnsan/insanlar artık şehirli değil de kentli. Şehirde “insanoğlu” yaşar; kentte ise bir “canlı türü olan insan”lar. Şehrin bir sırrı, büyüsü vardır; kentin ise bir süsü ve gürültüsü. Şehir insanı başkadır, bambaşkadır. Şehrin insanı yan yanadır, kola koladır ve yürek yüreğedir. Kent insanı ise “üst üste insan türü/Bu ne hayat, götürü!/Yakınlıktan ötürü,/Kaçıp gitmiş yakınlık.” misalidir. Kısaca, her şehir insan yüreğinin kendisidir. Nemrut’un rüyası ve Hz. İbrahim’in rahmeti gibi. Önce kendi yüreğinin şehrini inşa et çocuk! Şehrini inşa et ki! Sonra seni de şehir inşa etsin bir ana gibi…
İNSAN VE ŞEHİR

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.