ŞANLIURFA- Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Şanlıurfa Şubesi, Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), plansız norm kadro ve resen atama uygulamalarının öğretmenleri mağdur ettiğini belirterek yazılı bir açıklama yayımladı.
“NORM KADRO YÖNETMELİĞİ YENİ MAĞDURİYETLER YARATMAYA DEVAM EDİYOR”
Sendika tarafından yapılan açıklamada plansız atamalar hem öğretmenleri hem de öğrencilerin eğitimini olumsuz etkilediğini belirterek “Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) plansız ve öngörüsüz politikaları, eğitim sisteminde derin yaralar açmaya ve sürekli yeni mağduriyetler yaratmaya devam ediyor. Norm Kadro yönetmeliği, okulunda çalışan öğretmeni bir anda ihtiyaç fazlası durumuna düşürmekte; atama yönetmeliği ile de öğretmen ikametgâhından uzak yerlere resen atanabilmektedir. Bu durum özellikle büyükşehirlerde öğretmenleri tedirgin etmektedir. MEB’in yıllardır sorun üreten norm kadro uygulamaları, azalan öğrenci sayıları, kapanan okullar ve plansız atama süreçleri nedeniyle binlerce öğretmeni “fazlalık” olarak etiketlemektedir. Örneğin yalnızca 2024 ya da 2025 yılı içinde … bin öğretmen norm fazlası ilan edilmiş, … öğretmen resen atanmıştır (veri eklenebilir). Bu uygulamalar yüzlerce kilometre uzaktaki bölgelere adeta sürgün anlamına gelmektedir. Sonuç olarak öğretmenlerin mevcut düzenleri altüst edilmekte, aile yaşamları sarsılmakta, çocukları eğitim ve bakım süreçlerinde ciddi zorluklarla karşılaşmakta, meslektaşlarımız ise ağır bir maddi ve psikolojik çöküşün eşiğine sürüklenmektedir.” İfadelerine yer verildi.
“SADECE ÖĞRETMENLERİ DEĞİL, DOĞRUDAN ÖĞRENCİLERİ DE OLUMSUZ ETKİLEMEKTEDİR”
Açıklamada kalabalık sınıfların ikili eğitim uygulamaları ve sürekli değişen öğretmenlerin pedagojik açıdan sağlıklı bir eğitim ortamını imkansız hale getirdiğini belirterek şunları kaydetti: “Bu yılı içinde şeffaf ve zamanında yapılmayan norm kadro güncellemeleri, binlerce öğretmeni mağdur etmiştir. Kimi öğretmenler norm fazlası ilan edilerek resen atamalara maruz bırakılmış, kimi öğretmenler ise sınıfların keyfi şekilde birleştirilmesi sonucu norm fazlası haline gelmiştir. Bu uygulamalar sadece öğretmenleri değil, doğrudan öğrencileri de olumsuz etkilemektedir. Kalabalık sınıflar, ikili eğitim uygulamaları ve sürekli değişen öğretmenler pedagojik açıdan sağlıklı bir eğitim ortamını imkânsız hale getirmektedir. Öğrencilerin öğrenme süreçleri sekteye uğramakta, çocuklar nitelikli eğitim hakkından mahrum bırakılmaktadır. Eğitim, plansızlığın ve keyfi uygulamaların değil; kamusal, bilimsel, pedagojik ilkeler doğrultusunda yürütülmelidir. Öğretmenlerin insanca yaşam ve çalışma hakkının gasp edilmesine seyirci kalmamız mümkün değildir.”
“YAŞAM KOŞULLARINI GÖZETEN BİR YAKLAŞIMLA YENİDEN DÜZENLENMELİDİR”
Yapılan açıklamada, norm kadro hesaplamalarının şeffaf, adil ve öğretmenlerin yaşam koşullarını gözeten bir yaklaşımla yeniden düzenlenmesi gerektiği vurgulanarak” Norm kadro hesaplamaları şeffaf, adil ve öğretmenlerin yaşam koşullarını gözeten bir yaklaşımla yeniden düzenlenmelidir. Hizmet puanı, mazeret durumu ve öğretmenlerin yaşam hakkı göz ardı edilmeden çözümler üretilmelidir. Sınıfların birleştirilmesi politikalarına son verilmeli, öğretmen istihdamı bilimsel planlamaya dayandırılmalıdır. Atamalarda öğretmenlerin aile durumları ve çocuklarının eğitim ihtiyaçları öncelikli olarak dikkate alınmalıdır. Norm fazlası öğretmenler, öncelikle kadrolarının bulunduğu il veya ilçelerde değerlendirilmelidir. Atama süreçlerinden olumsuz etkilenen öğretmenlere yönelik psikolojik ve maddi destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.” İfadelerine yer verildi.
“ADALETSİZLİĞE KARŞI SONUÇ ALINCAYA KADAR MÜCADELE EDECEĞİMİZİ İLAN EDİYORUZ”
Dayanışma içinde olduklarını ve bu adaletsizliğe karşı sonuç alıncaya kadar mücadele edecekleri belirtilen açıklama “Öğretmenleri “fazlalık” olarak görmek yerine onların değerini bilmek ve hak ettikleri saygıyı göstermek, başta siyasi iktidar ve MEB olmak üzere, herkesin ortak sorumluluğudur. Aksi halde eğitim sistemi telafisi zor bir çöküşe sürüklenecektir. “Nitelikli eğitim, nitelikli öğretmenle mümkündür” anlayışı dikkate alınmalı; öğretmenlerin mesleklerini sağlıklı ve güvenli ortamlarda icra etmeleri için gerekli adımlar derhal atılmalıdır. MEB’in ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin plansızlığının sorumlusu öğretmenler değildir. Öğretmenlerin kendi istekleri dışında mevcut iş yerlerinden koparılarak, ikametgâhlarından uzak yerlere resen atanması uygulaması derhal durdurulmalıdır. Bu konuda yeni mağduriyetler yaşanmaması için resen atama kararları gözden geçirilmelidir. Eğitim Sen olarak, norm fazlası ilan edilerek adeta sürgün gibi uygulamalarla yerleri değiştirilen tüm meslektaşlarımızın yanında, onlarla dayanışma içinde olduğumuzu ve bu adaletsizliğe karşı sonuç alıncaya kadar mücadele edeceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz.” ifadeleriyle son buldu.


0 Yorum