reklam alanı

Şanlıurfa’nın yaşayan kadim değeri! Kalaycılığa adanan bir ömür

Şanlıurfa'nın kadim değeri olan Mustafa Ozan ömrünü adadığı kalaycılık mesleğini icra etmeye devam ediyor.

Şanlıurfa’nın yaşayan kadim değeri! Kalaycılığa adanan bir ömür

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Şanlıurfa'nın tarihi dokusunu yansıtan bakırcılar çarşısında 75 yıldır aynı tezgâhta çalışan 86 yaşındaki kalay ustası Mustafa Ozan, gelişen teknolojiye ve değişen tüketim alışkanlıklarına rağmen mesleğini sürdürüyor.

11 yaşındayken babasının yanında çırak olarak başladığı mesleğini bırakmayan Ozan, çarşının 20 metrekarelik küçük dükkânında her sabah erkenden ocağını yakarak gününü bakır eşyaları kalaylama ve parlatmakla geçiriyor.

KALAYCILIK SON DEMLERİNİ YAŞIYOR

Müşteriler tarafından getirilen sini, leğen, yemek tenceresi, kahve cezvesi ve büyük kazanları önce özel ilaçlarla temizleyen usta, ardından ateşte ısıtarak geleneksel yöntemle kalaylıyor. Kalaycılığın inceliklerini anlatırken mesleğin sabır, el emeği ve dikkat gerektirdiğini vurgulayan Ozan, gelişen teknolojiye direndiğini söyledi. 

Ozan, bakır eşyaların boyutuna göre kalaylama ücretlerinin 300 ile bin lira arasında bir fiyatla yapıldığını aktardı.

"BU MESLEĞİN İÇİNDE BENDEN BAŞKA İHTİYAR KALMADI"

Tek kullanımlık ürünlerin yaygınlaşması ve endüstriyel mutfak eşyalarının tercih edilmesiyle mesleğin giderek azaldığını belirten Ozan, yeni ustaların yetişmediğine dikkat çekerek, "75 senedir bu mesleğin içindeyim. 86 yaşına gireceğim. Kimse evladını bu mesleğe vermiyor, çünkü elin kolun yanık yaralarıyla doluyor. Biz bir defa bu mesleği seçmişiz, sürdürmeye çalışıyoruz. Ömrümüzün son demlerinde kahve köşelerine gitmemek için hala bu mesleği yapıyoruz. Çoluk çocuğumuzun ekmek parasını kazanmaya çalışıyoruz. İşçiliği ağır, parası da az olan bir meslek" dedi.

"BAKIRDA PİŞEN YEMEĞİN TADI BAMBAŞKA OLUR"

Bakır kaplarda pişen yemeğin lezzetine değinen Ozan, "Bakırda pişen yemeğin tadı başka olur. Babamız elimizden tutup bizi ustamızın yanına getirdi. Ustamız dedi ki "Eti senin kemiği benim" oğlumun başına bir şey gelirse senden bilirim. Biz de ustamızın disiplini altında sabah dükkana, akşam eve gidiyorduk. Sigara içmek yasak, yaramaz adamla gezmek yasak, büyüğünü gördüğün zaman hürmet edeceksin, mesleğine dikkat edeceksin. Biz bu disiplin altında büyüdük. Bu memlekete yazık, bu bakırlara yazık, bu bakırı kalay yapamasalar kullanamazlar. Bir kalaylı tasta su için tadına bakın, bir bakır tavada kazan kebabı pişirin görün tadını. Bir de çelik tavada pişen yemeğin tadına bakın, o zaman görürsünüz bakır ile diğerlerinin farkını. Çelikte yemek suyunu çekmez, bakır öyle değil. Devlet babanın bize yardım etmesi lazım" ifadelerini kullandı.

Şanlıurfa’nın yaşayan kadim değeri! Kalaycılığa adanan bir ömür

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.