reklam alanı

Şanlıurfalı vekilden yaz saati isyanı! Halk karanlıkta şirketler aydınlıkta

CHP Şanlıurfa Milletvekili Av. Mahmut Tanal kalıcı yaz saati uygulamasına ilişkin” Halk karanlıkta, şirketler aydınlıkta kalıyorsa, bu sistemin adı “enerji politikası” değil, siyasi zulümdür!" dedi.

Şanlıurfalı vekilden yaz saati isyanı! Halk karanlıkta şirketler aydınlıkta

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Şanlıurfa Milletvekili Av. Mahmut Tanal, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında kalıcı yaz saati uygulamasına tepki gösterdi.

Tanal, Avrupa ülkelerinin 25 Ekim’de kış saatine geçeceğini hatırlatarak, Türkiye’nin yaz saatinde kalmasının yol açtığı sorunlara dikkat çekti.

Uygulamadan en çok çocukların etkilendiğini vurgulayan Tanal, “Eğitim, aydınlıkla başlar. Çocuk sabah ışığında uyanır, güne güvenle başlarsa öğrenir. Ama biz çocuklarımızı, karanlıkta yola çıkarıp karanlıkta okutuyoruz” dedi.

TANAL: KARANLIĞA DEĞİL, AYDINLIĞA SAAT TUTUYORUZ

Milletvekili Tanal, 2016’dan bu yana yaz saatine geçilmediğini, raporlara göre sabah saatlerinde enerji tüketiminin arttığını kaydederek “ Bugün burada bir saatin değil, bir yönün, bir tercihin, bir devlet anlayışının tartışmasını yapıyoruz. Türkiye, 2016 yılından bu yana, bilimsel temeli olmayan bir kararla, kalıcı yaz saati uygulamasına mahkûm edilmiştir. Resmî gerekçe “enerji tasarrufu” olarak sunulmuştur. Ancak gerçekte olan, enerji şirketlerinin kasasının doldurulmasıdır. Boğaziçi Üniversitesi ve Elektrik Mühendisleri Odası’nın raporlarına göre, bu sistem tasarruf sağlamamış, aksine sabah saatlerinde enerji tüketimini artırmıştır. Bu artan tüketim, doğrudan vatandaşın cebinden çıkan para anlamına gelmektedir. Yani hükümet, “tasarruf” diyerek vatandaşa değil, özel elektrik tekellerine kâr sağlamıştır. Enerji hukuku açısından bu durum, kamu yararı ilkesinin ihlali demektir. Devletin enerji politikasını düzenlerken temel ölçüt, özel şirket kârı değil, toplumun genel yararı olmalıdır. Ancak bugün enerji sistemi, kamusal bir hak değil, ticarî bir araç haline getirilmiştir.” dedi. 

“BU UYGULAMA, ÇOCUKLARIN FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK SAĞLIĞINI RİSKE ATMAKTADIR” 

Bu uygulamanın toplumsal olarak en fazla çocukları etkilediğini belirten Tanal, şunları kaydetti: “Bu uygulamanın en ağır yükünü çocuklarımız çekmektedir. Kış aylarında sabah 07.00’de, hatta 06.30’da, zifiri karanlıkta evden çıkıyorlar. Soğukta, ışıksız sokaklarda, güvenlik riski altında okula gidiyorlar. Uyku düzenleri bozuluyor, dikkat süreleri düşüyor, öğrenme kabiliyetleri azalıyor. Bilim insanları açıkça söylüyor. Biyolojik ritimle oynamak, sağlık üzerinde kalıcı olumsuz etkiler yaratır. Kadınlar, sabah erken saatlerde karanlıkta toplu taşımaya mecbur kalıyor. Güvenlik endişesi, iş yaşamının ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Emekçiler, sabahın köründe evden çıkıyor, dönüşte yine karanlığa yakalanıyor. Bu uygulama, emekçinin yaşam kalitesini, öğrencinin güvenliğini, kadının özgürlüğünü zedeliyor. Eğitim, aydınlıkla başlar. Çocuk sabah ışığında uyanır, güne güvenle başlarsa öğrenir. Ama biz çocuklarımızı, karanlıkta yola çıkarıp karanlıkta okutuyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı’nın görevi, öğrenme koşullarını kolaylaştırmaktır.  Ancak bu uygulama, çocukların fiziksel ve psikolojik sağlığını riske atmaktadır. Karanlıkta başlayan bir gün, zihinsel yorgunlukla, dikkat dağınıklığıyla, halsizlikle geçmektedir. Bu durum, eğitim hakkının ihlali anlamına gelir.” 

“TÜRKİYE, ULUSLARARASI TİCARET VE İŞ DÜNYASI AÇISINDAN DA BÜYÜK BİR UYUM SORUNU YAŞAMAKTA”

Tanal, kış saati uygulamasına geçmeyerek uluslararası ticaret ve iş dünyası açısından da büyük bir uyum sorunu yaşandığını öne sürerek “ Çünkü eğitim, yalnızca okulda değil, güvenli bir ortamda başlamalıdır. Kış saati uygulamasına geçmeyen Türkiye, uluslararası ticaret ve iş dünyası açısından da büyük bir uyum sorunu yaşamaktadır. Avrupa ülkeleri kış saatine 25 Ekim’de geçecek. Biz hâlâ yaz saatindeyiz. Avrupa ile saat farkı ikiye çıktı. Toplantılar, iş görüşmeleri, finans piyasaları senkronizasyon sorunları yaşıyor. Üretim, ihracat, uluslararası koordinasyon aksıyor. Ama Orta Doğu ülkeleriyle saatlerimiz artık aynı! Yani zamanla birlikte yönümüz de değiştirildi! Bu soruyu sormak zorundayız: Türkiye’nin yönü nereye çevriliyor? Batı’nın hukukuna mı, yoksa Orta Doğu’nun keyfi yönetimlerine mi? Kış saati uygulamasına geçmemek, bir teknik tercih değildir. Bu, siyasal bir tercihtir. Avrupa ile bağlarımızı gevşetip, Orta Doğu coğrafyasıyla aynı saate geçmek, zihinsel bir yön değişikliğidir. Türkiye, saatini doğuya çevirdikçe, demokrasiden, hukuktan, bilimden uzaklaşmaktadır. Saatler sadece zamanı değil, medeniyet yönünü de gösterir. Bu yön artık halkın değil, sarayın saatine göre ayarlanıyor.” İfadelerine yer verdi. 

“YENİDEN AYDINLIK SAATLERE, AKLA, BİLİME, HUKUKA DÖNÜLMELİ” 

Yeniden yaz saati uygulamasına geçilmesi gerektiğini belirten Şanlıurfa Milletvekili Tanal, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı“ Bu kararın gerçek amacı nedir? Enerji mi tasarruf ediliyor? Hayır. Kamu yararı mı gözetiliyor? Hayır. Halk mı kazanıyor? Hayır Kâr eden kim? Elektrik dağıtım şirketleri, enerji tekelleri, özel sermaye. Yani kazanan bir avuç, kaybeden milyonlar. Bu düzenin adı “enerji politikası” değil, enerji rantı politikasıdır! Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve yürütmenin başı Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum: Devlet, halkının refahı için vardır. Devletin saati, şirketlerin kârına göre değil, vatandaşın yaşamına göre ayarlanmalıdır. Anayasa’nın 5. maddesi der ki: “Devletin temel amacı, kişinin refah, huzur ve mutluluğunu sağlamaktır.” Bugün bu ilke çiğnenmiştir. Karanlıkta kalan çocuk, huzur bulamayan kadın, yorgun düşen emekçi için devletin saati durmuştur! Biz diyoruz ki: Bu ülkenin saati, Iğdır’a değil, halkın kalbine göre ayarlanmalıdır. Türkiye, yeniden aydınlık saatlere, akla, bilime, hukuka dönmelidir. Çocuklarımızın sabahları güneşle başlamadığı bir ülkede enerji tasarrufu değil, insan kaybı yaşanır. Halk karanlıkta, şirketler aydınlıkta kalıyorsa, bu sistemin adı “enerji politikası” değil, siyasi zulümdür! Bu ülke, karanlığa değil, aydınlığa mahkûmdur! Ve biz o aydınlığı, halkın iradesiyle, hukukun gücüyle, bilimin ışığıyla geri getireceğiz!”

Şanlıurfalı vekilden yaz saati isyanı! Halk karanlıkta şirketler aydınlıkta

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.