ÖZEL HABER | Her adımında ayrı bir tarihin izlerini taşıyan Şanlıurfa’da, çoğumuzun bilmediği tarihi miraslardan biri de Gürgelen Höyüğü’dür. Harran Ovası’nda yer alan bu höyük, yüzey araştırmalarıyla tespit edilen buluntulara rağmen bugüne kadar geniş çaplı bir kazı çalışmasıyla gün yüzüne çıkarılabilmiş değil.
TAİHİN SESSİZ TANIĞI
Yaklaşık 2,6 hektarlık bir alanı kapsayan Gürgelen Höyüğü, ortalama 6 metre tepe yüksekliğine sahiptir. Bilim insanları tarafından yapılan yüzey araştırmalarında, höyüğün tarih öncesi dönemlerde yerleşim gördüğü net şekilde ortaya kondu.
HALAF-UBAİD GEÇİŞ DÖNEMİNE TARİHLENDİRİLİYOR
Höyükte bugüne kadar sistemli bir arkeolojik kazı yapılmadı. Ancak yüzeyde tespit edilen çakmak taşı aletler ve boyalı seramik parçaları, Gürgelen Höyüğü’nün MÖ 5800–5300 yılları arasına, yani Halaf-Ubaid geçiş dönemine tarihlendirilebileceğini gösteriyor.
Elde edilen sınırlı bulgular, Gürgelen Höyüğü’nün dinsel ya da anıtsal bir merkezden ziyade, günlük yaşamın sürdüğü bir yerleşim alanı olduğunu düşündürüyor. Tarım, hayvancılık ve basit üretim faaliyetlerinin yürütüldüğü küçük bir köy yerleşimi olabileceği değerlendiriliyor.
HALAF-UBAİD DÖNEMİ NEDİR?
Halaf-Ubaid dönemi, Yakın Doğu tarihinde Geç Neolitik ile Kalkolitik dönem arasındaki geçiş süreci olarak tanımlanıyor. Bu dönemde süslü Halaf seramikleri yerini daha sade Ubaid tarzına bırakırken, yerleşimler büyüyor, toplumsal yapı daha düzenli hale geliyor. Şanlıurfa ve çevresi, bu kültürel dönüşümün yaşandığı önemli bölgelerden biri olarak kabul ediliyor.
KORUMA ALTINDA AMA YETERİNCE BİLİNMİYOR
Gürgelen Höyüğü, tescilli arkeolojik alanlar arasında yer almasına rağmen, kamuoyunda yeterince tanınmıyor. Yapılacak ayrıntılı kazılarla höyük, Şanlıurfa’nın kültür ve turizmine önemli katkılar sunabilir.


0 Yorum