TEMBELLİK VE KUMAR İLLETİ

Kıymetli dostlar öncelikle herkesi canı gönülden selam ve muhabbetle selamlamak istiyorum. Nasılsınız, iyi misiniz? Her daim iyi olmaya çalışın.

Kıymetli dostlar bu haftaki konumuz pandemi döneminde toplumumuzun içine sinmiş olan zehirli bir salgını ele alacağız. Bu salgın kuşkusuz tembellikten meydana gelen kumar ve boş işlerden başka bir şey değildir.

Pandemi döneminde salgının verdiği etkiden dolayı ülkemizde ve dünyanın hemen hemen çoğu yerinde insanlar evlerine kapanmak zorunda kaldı. İnsanlarımız ister istemez bu süreçte vücutsal olarak aktif bir çalışma sergileyemedi. Buda günümüzde devam eden sorunları meydana getirdi. En önemlisi çalıştığımız ortamlarda çabuk sıkılma, işlerimizden bunalma, tahammül seviyemizin azalmasına ortam hazırladı. Benim kanımca pandemi biyolojik bir savaştı. İnsanların yarısı vücutlarına çeşitli kimyasallar yerleştirilip bağışıklık sistemlerinin zayıflaması planlanıp nüfusu azaltma politikası olduğunu düşünürüm.

Diğer bir husus ise aile yapısı ve kişilerde aktif çalışma düzeni bozuldu. Herkes kolay para kazanmanın derdine düştü. Üretim azaldı, millet borsa ve çeşitli yatırım yollarına yöneldi. Bu da günümüzde yaşanan enflasyon ve ekonomik sorunları meydana getirdi. Eskiden iş konusunda seçici davranmazken son zamanlarda tembellikten dolayı kolay para kazanmanın oluşturduğu rehavetten dolayı her türlü işi yapmama yolu açıldı. Tabi bu demek olmuyor ki çalışılan yerlerde işçinin hakkı veriliyor. İster istemez toplumda vatandaş iş seçmek zorunda kaldı. 

Kıymetli kardeşlerim, bizlerin üretmesi, çalışması aktif şekilde mekanizmamızın iş görmesi gereklidir. Çünkü çalışan demir pas tutmaz. İnsana en güzel kazanç anlının teriyle elde ettiği kazançtır. 

Nedense pandemi sürecinden sonra ülkemizde hemen hemen herkes emlak ve araç alım satım işine yöneldi. Herkes borsaya, çeşitli kumar oyunlarına yöneldi. Belki ek bir gelir elde etmek gayesiyle yapılmış olsa da sonucu kötü şeyler meydana getirdi. Piyasada serbest bir ticaret ağı oluştu. Çeşitli manipüleler meydana geldi. Sabit bir fiyat listesi oluşmadı. Ve ister istemez ekonomi kötü etkilenmiş oldu. Ben ekonomist değilim ancak bunu anlamak için ekonomist olmaya gerek yok. Her şey açıkça ortadadır. Tembelleştik. Üretmez olduk. Ve günümüzde ekonomik olarak devletimizin makamlarında bile tasarrufa gitmek zorunda kaldı. Evet, devlet makamlarımızda tasarrufa daha önceden gidilmeliydi. Çünkü devletimizin çoğu makamında şatafat ve israf gözler önündeydi. 

Diğer bir tembellik konusuysa milletimiz ek kazanç adı altında bitcoin ve borsaya da girmiş oldu. 

Ülkenin hemen hemen herkes kesiminden vatandaşın telefonunda borsayla ilgili birden fazla uygulama bulunmakta olup herhangi bir yerde çalışmış olup elde ettiğimiz kazancımızın bir kısmını belki daha fazla kazandırır veyahut bir ek gelir olur mantığıyla girdiğimiz borsa ve bitcoin de maalesef ki erimiş vaziyettedir. Bu sebepten dolayı ailelerin yapısı da bozulmuş oluyor. Boşanmalar, çoluk çocuğun rızkının harama gitmesi veyahut haram olmayan ancak kapitalist rejimlerin kurduğu para kazanma mantığı gösterdiği uygulamaların avuçlarına kaptırılmış oluyor. 

Kıymetli dostlar, çalışmak derken aktif çalışmak lazımdır. Üretmek lazımdır. Sadece maddi boyutla çalışmak değil manevi boyutla da çalışmak gereklidir. En basit örneği pandemi sürecinden sonra akrabaların birbirini ziyaret etmeye takatleri yokmuş gibi bir görüntü mevcuttur. 

Peygamber efendimiz bizlere sıla-yı rahimi emretmektedir. Sılayı rahim akrabaları ziyaret edip gözetmektir. Değerli dostlar, ayağı kalkmamız lazım. Üstümüzdeki ölü toprağı atmamız lazım. Paramızı, çoluk çocuğumuzun rızkını çeşitli kumar olan yerlere kaptırmayalım. Çünkü borsa, bitcoin çeşitli şans oyunlarının kurucuları kaybetmek için bu oyun ve sistemleri kurduklarını düşünmüyorum. Kumar masasında kazanan olmaz. Kumar masasında kazanan tek kişi masasının sahibidir. 

Kendimizi, vaktimizi boş şeylere kaptıramayalım. Müslümanın boş vakti olmaz. Boş işlerle de uğraşacak vakti olmaz. Müslüman bir işi bitirince diğer bir işe koyulan kişidir. Sözünü unutmayalım. İki günü aynı olanın hüsranda olduğunu unutmayalım. 

Çalışkan, dik duran, ekmeğini, rızkının Allahtan geldiğine inanan ve bunun içinde çaba gösterip rızkını boş işlerde harcatmayan birer birey olmak dileğiyle.