İnsan, ilk doğdu günden öleceği son güne kadar hep bir başkasının desteğine muhtaç bir şekilde yaşamını idame eder. Doğdu ilk günden evlilik çağına kadar ailesinin desteği, evlendikten sonra eşinin desteğine ve yaşlanıp ölünceye kadarda torun ve evlatlarının desteğine muhtaçtır. Genişletebildiğiniz kadar genişletin.
Karşılıklı veyahut karşılıksız insan insana muhtaç şekilde yaratılmıştır.
Süper güçleriniz olsa bile illa eksik olan bir gücünüz mevcuttur. Yüce Allah bunu bir sistem içerisinde yaratmıştır. Yanı sıra herkese bir kusur hediye etmiştir. Bu kusuru hediye etme sebeplerinin içerisinden en önemlisi başkasının kusurunu açığa çıkarıp yüzüne vuracağımız zaman eğer erdemli bir insansak kendi kusurumuzu görüp başkasının kusurunu ifade etmekten kaçınmamızdır.
Okullarda müdürlerin yardımcısı, iş yerlerinde patronların ustabaşları, evlerde babalar veyahut sorumluluk alan evlatlar birer yardımcıdır. Maalesef ki insanlar başkasına muhtaç olmama şiarını o kadar abartmış durumdadırlar ki şahsi kanaatimce başkasından istemeyip başkasının da kendisinden istememesini sağlama düşüncesi olduğudur. Yanılgı içinde bir döngüdür bu. Herkes bir gün muhtaç olmam dediği kişiye muhtaç olacaktır. Çünkü Yüce Allah, insanları farklı farklı yaratıp birbirileriyle tanışıp kaynaşmasını emretmiştir. Bu emrin içinde var olan saye ise kuşkusuz insanın iletişim olanağı kadar birbirine yardım etmesidir.
Düşen birinin elinden tutmak, düşünce size uzatılacak bir elin var olmasını sağlar. Zor durumda birisinin çektiği zahmeti gidermek zor duruma düştüğünüz zamanda Allah’ın sizlerin de düştüğü zor durumda engellerinizi kaldırmasına vesiledir. Kimse ben kimseye muhtaç olmam, kimseye el açmam, ben yeterim kendime dememelidir. Her güzelin bir kusuru her evin bir sorunu mevcuttur. İnsan, beşer şaşar. Gerçekten öyledir. Düşmem dediğini unutup düşünce şaşkın şaşkın etrafa bakar. Hz. Musa, yüce Allah’tan bir yardımcı olarak kardeşini istemiştir. Fatih Sultan Mehmet, Akşemseddin olmasaydı belki İstanbul’u alamayacaktı, Padişah tek yetseydi sadrazam ve vezirleri olmazdı. Yardım etmek başkasının yardımına yetişmek insan olmaya erişmektir. Eskiler “İş görmek iyidir, işin görülür bu söz diridir” derler. İnsan, araftayken tarafını belirlemelidir. Yaşadığımız bu hayat ahiret ve gideceğimiz yer arasında bir köprüdür. Bu köprüden geçerken geçiş şekliniz araftan çıkıp gideceğiniz yeri belirler. Şu şekilde düşünmenizi de isterim. Bir insan sizden yardım istemişse demek ki o insanı size Yüce Allah göndermiştir.
Yüce Allah’ın gönderdiğini geri çevirmek sizce sizin vicdanınıza ters değil midir? Ya da Allah size birini gönderse boş geri gönderir misiniz diye bir soru yöneltsek hepinizin cevabı bellidir. O zaman gerekeni yapmamız insanlık görevimizdir. Sizden yardım isteyen birini kendinize yalvartırsanız yüce Allah’ta siz bir şeyi ondan talep edince sizi yalvartmadan uzun bir süre bekletmeden vermez. İş görenin işi görülürde ki mana bundan ibarettir. Yardımlaşmayı okuduğunuz üzere çeşitli şekillerde süzgeçten geçirdik. En önemlisiyse toplumun şahdamarını belirleyen husustur.
Birbirimize yardım etmedikçe aramızdaki iletişim kopacak ve birbirimize karşı gizli bir nefret beslemeye sebep olacağız. Bu değildir ki her istenilen ve her talep edilen yardımı karşılayalım ancak elimizden gelen bir şeyi tanıdığımız ve yakınımız olan birisinin talep etmesine rağmen geri çeviriyorsak insanının insana muhtaçlığı ve yardım etmediğiniz şahsın o zor günde elinden tutmadığınızı asla unutmayacağını insan fıtratı gereği olduğunu unutmayınız. Yardımlaşın, dayanın birbirinize bu şekilde kurtuluşa erişip temiz bir toplum olacaksınız.
0 Yorum