Şanlıurfa tarih bakımından Türkiye hatta dünya genelinde önemli bir şehir. Kentin en önemli kültürel ve tarihsel yapılarının başında ise hamamlar geliyor.
Daha önce sık sık Şanlıurfa’daki tarihi yapıların korunmasını gündeme getiren Sanat Tarihçisi ve Yazar Cihat Kürkçüoğlu, bu kez tarihi hamamların korunmadığını belirterek sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı.
Kentte bulunan tarihi hamamların bilinçli bir şekilde yıkıldığını söyleyen Kürkçüoğlu, eski hahamların restore edilerek Şanlıurfa turizmine kazandırılması gerektiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil. Yine de söylemeliyim. Tarihi yapılarımızı yıkmada üzerimize yok…
Onlarca hanı, hamamı, onlarca tarihi evi, şehir surlarını ve tarihi yapıyı yıkmışız. Kimliğimiz yok ediliyor. Yetsin artık. Urfa’da yirmi bir Osmanlı hamamından on ikisini yıkmışız. Geriye kalan dokuzundan sadece; Serçe Hamamı hamam olarak faaliyette. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce restorasyonu yapılan Veli Bey Hamamı kısmen kumaş mağazasına kiralanmış ve korunuyor. Restore edilen vezir hamamı turizm amaçlı (restoran) kullanılıyor. Diğer altı adedi kaderine terk edilmiş olup yıkılmaları bekleniyor.
Urfa’ya “turizm şehri” diyoruz. Denizimiz yok, ormanımız yok, doğal güzelliklerimiz yok. Sadece peygamberlerin ayak izleri (inanç turizmi), tarihi yapılarımız, ören yerlerimiz ve arkeolojik kazı alanlarımızdan dolayı turist çekiyoruz.
Urfa başta olmak üzere Harran, Birecik, Siverek gibi tarihi kentlerimizi habire tahrip edersek, beton yığınlarına dönüştürürsek turist Urfa’ya ne için gelecek?
Urfa’da özel şahıs mülkiyetindeki sekiz adet hamam; kamu kurum ve kuruluşlarımız, belediyelerimiz ve mahallî idare birliklerimiz tarafından kamulaştırılmalıdır. Ya da restorasyonları için mülk sahiplerine mali destek sağlanmalıdır.
Kamulaştırmada ve restorasyonda kısmen de olsa taşınmaz kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi amacıyla emlak vergisinin yüzde 10’u oranındaki katkı payında biriken fondan yararlanılmalıdır.
Artık yıkanma amaçlı tercih edilmeyen bu hamamlar restore edildikten sonra; semt kütüphanesi, geleneksel el sanatları merkezi, resim sergi salonu, ressamlar/hattatlar atölyesi, Urfalı edebiyatçı ve şairler müzesi, keçe müzesi (keçeci hamamı) vb. işlevlerle kültür ve turizmin hizmetine sunulmalıdır.”
Kürkçüoğlu, ayrıca Şanlıurfa’da daha önce yıkılan ve hala ayakta olan hamamları da sıraladı.
“YIKTIĞIMIZ URFA HAMAMLARI
Paşa Hamamı (Yıldız Meydanında idi), Samsat Kapısı Hamamı, Hacı Beg Hamamı (11 Nisan Kurtuluş İlkokulu yerinde imiş), , Muharrem Hamamı, Meydan Hamamı, İbni Maktül Hamamı (Bey Kapısı’nda Mahmutoğlu Kulesi kuzeyinde, kalıntıları Kent Müzesi olarak kullanılıyor), Mencek Hamamı, Karaburç Hamamı (Harran Kapı Mahallesinde imiş), Danakovan Hamamı (Haşimiye’de Mevlevihane’nin batısına bitişik imiş), Halil’ür Rahman Hamamı (Balıklıgöl’de bugünkü amfitiyatro’nun yerinde imiş), Kuloğlu’nun Hamamı (Saraçlar Çarşısı civarında imiş)-, Ayaklı Hamam (Sarayönü’ne adını veren Osmanlı Hükümet Sara’yının kuzeyine bitişik imiş).
GÜNÜMÜZE ULAŞAN URFA HAMAMLARI
Arasa Hamamı (İsotçu Pazarında),Veli Bey Hamamı, Sultan Hamamı, Vezir Hamamı, Cıncıklı Hamam, Serçe Hamamı, Şaban Hamamı, Kızlar Hamamı (Cıncıklı Hamam bünyesinde) ve Keçeci Hamamı (Sultan Hamamı bünyesinde) adlarındaki dokuz adedi günümüze Ulaşmıştır”.
0 Yorum