reklam alanı

HİLAFETİN KALDIRILMASINA ÖNCÜLÜK EDEN URFALI ŞEYH!

Kürt Tarihi Dergisi 5inci sayısında, Urfalı Şeyh Mustafa Safvet Yetkinin hilafetin kaldırılması için 53 mebusa öncülük ettiğine yer verdi. Dergi, Şeyh Mustafa Safvetin Türk

HİLAFETİN KALDIRILMASINA  ÖNCÜLÜK EDEN URFALI ŞEYH!

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Kürt Tarihi Dergisi 5inci sayısında, Urfalı Şeyh Mustafa Safvet Yetkinin hilafetin kaldırılması için 53 mebusa öncülük ettiğine yer verdi. Dergi, Şeyh Mustafa Safvetin ‘Türk milletinin selameti muhafazası için hilafetin kaldırılmasını ve Osmanoğullarının yurtdışına çıkarılmasını talep ettiğini, akabinde yapılan oylamadan sonra da Hilafetin kaldırıldığını ve Osmanlı Hanedanının yurtdışına gönderildiğini yazdı Hüseyin Vassaf ve Albayraka göre, Şeyh Safvet Meşrutiyet döneminde kendisine bir tekke tahsis edilmediği için Hanedana ve Meşayihe olan öfkesinden, Hilafetin kaldırmasında, tekke ve zaviyelerin kapatılması hususunda TBMMde önemli rol oynamıştır. Şeyh Safvetin icraatları bir kısım tarikat ehlinde şaşkınlık ve kızgınlık yaratmıştır. MUSTAFA ARISÜT/İPEKYOL MECLİS-İ MEŞÂYİH REİSLİĞİNDEN HİLAFET KARŞITLIĞINA: ŞEYH MUSTAFA SAFVET EFENDİ Hilafetin kaldırılış yıldönümünde, Kürt Tarihi Dergisi Sever Işıkın yazısı ile süreci yayınladığı belgelerle tekrar hatırlattı. Hilafetin kaldırılışına öncülük eden kişinin Urfalı Şeyh Mustafa Safvet Yetkin olduğuna yer veren dergi, tüm ayrıntıları şu şekilde yayımladı. İŞTE DERGİDE YAZILANLAR Şeyh Safvet, Cumhuriyet dönemi inkılaplarına onay veren ulemanın içerisinde yer almıştır. Elbette Şeyh Safvet bu konuda ‘istisna değil, fakat önemli bir örnektir. Söz konusu ulemanın inkılapları dini bir söylem içinden onayladıklarını özellikle belirtmek gerekir. Yani onlar din dilini kullanarak İslami bir anlam evreni üzerinden inkılâplara meşruiyet kazandırmaya çalışmışlardır. Aşağıda Şeyh Safvet örneğinde göreceğimiz gibi ulemanın bir kısmı inkılâpları adeta ‘Hulefa-i Raşidin dönemine (Dört Halife Devri) dönüş olarak analiz etmiş ve desteklemiştir. Seküler değişimlerin bu dini savunması kadar ilginç olan bir diğer şey ise dönemin birçok seküler-laik siyasetçisinin de aynı dini/İslami söylem üzerinden inkılapları kutsamasıdır. HİLAFETİN KALDIRILMASI Şeyh Safvetin farklı şekilde hatırlanmasına vesile olan en önemli icraatı şüphesiz ki hilafetin kaldırılması için 53 arkadaşı ile birlikte meclise önerge vermiş, önergesi kayıtlara şu şekilde geçmiştir: ‘Hilafetin İlgasına ve Hanedan-ı Osmaninin Türkiye Memaliki Haricine Çıkarılmasına Dair Urfa Mebusu Şeyh Saffet Efendi ile 53 Refikinin Teklifi Kanunisi. Şeyh, teklifinde hilafetin Türkiyenin dahili ve harici siyasetinde ikilik yarattığını, asırlardan beri Türk milletini sebeb-i felaketi ve ilahiye fiilen ve ahden bir Türk imparatorluğunun vasıta-i inkırazı olan Hanedanın Hilafet kisvesi altında Türkiyenin mevcudiyetine daha müessir tehlike olacağını” ifade etmiş ve ‘hilafet imaret evail-i İslamda Hükümet mana ve vazifesinde ihdas edilmiş olduğundan dünyevi ve Uhrevi bilcümle ve zaif-i mütevecciheyi ifa ile mükelllef olan zamanı hazır hükümet-i İslamiye2nin yanında ayrıca bir Hilafetin sebebi mevcudiyeti yoktur. diyerek Türk milleti(nin) selameti muhafazası için hilafetin kaldırılmasını ve Osmanoğullarının yurtdışına çıkarılmasını talep etmiştir. OSMANLI HANEDANI DA YURT DIŞINA YOLLANDI Mecliste yapılan görüşme ve akabindeki oylama neticesinde “Hilafetin İlgası ve Hanedan-ı Osmaninin Türkiye Cumhuriyeti ve Maliki Haricine Çıkarılmasına Dair Kanun” çıkarılmıştır. 431 sayılı, 3.3.1924 tarihli 13 maddeli kanun ile “Hükümet ve Cumhuriyet mana ve mefhumunda esasen mündemiç olduğundan Hilafet makamı mülğadır (madde 1) denilerek hilafet kaldırılmış ve “Mahlu Halife ve Osmanlı Saltanatı münderisesi hanedanın erkek, kadın bil cümle azası ve damatlar Türkiye Cumhuriyeti memaliki dahilinde ikamet etmek hakkında ebediyen memnudurlar. Bu hanedan mensub kadınlardan mütevellit kimseler de bu madde hükmüne tabidirler” şeklindeki 2. madde ile de Osmanoğulları yurtdışına çıkarılması kararlaştırılmıştır. HİLAFETİN KALDIRILMASINI İSTEDİĞİ SAVUNMA Hilafetin kaldırılmasını savunan Şeyh, mecliste yaptığı konuşmasında hilafetin, Hz. Peygamberin hadis ile sabit olduğu üzere, kendisi ve Cihar-ı Yari Güzinden (dört halife) sonra Emevi Devletinin ortaya çıkması ile hilafetin esası olan hak ve adaletin sarsılmaya başladığını ve böylece hilafetin son bulduğunu söyler. Şeyh Safvet devamla “Dini İslam nazarından hilafet hak adil üzere icrayı hükümet olduğundan herhangi bir Hükümeti İslamiye adil ve hak üzere umuru ammeyi idare ederse o Hükümetin yeryüzünde Allahın halifesi” olacağını ve bu yönde önergenin kabulünü istemiştir. Aslında şeyhin Cumhuriyetin ilanını da benzer şekilde dini bir argümanla ve şevkle savunduğunu belirtmek gerekir. 29 Ekim 1923 günü Teşkilat-ı Esasiye de (Anayasa) değişiklikler kabul edilip, Türkiye Cumhuriyeti ilan edilmesi üzerine söz alan şeyh şunları söylüyor: “Biz bugün Teşkilatı Esasiyemizde Cumhuriyei tasrih (belirtmekle) etmekle tamamiyle Hulefayı Raşidin Efendilerimizin devrine rücu etmiş (dönmüş) bulunuyoruz. Çünkü o zamanlar teşekkül eden Devleti İslamiye (Cumhuriyeti uhuvviye) idi ondan dolayı teşekküratımı tekrar ediyorum. Hüseyin Vassafın Sefine-i Evliyasında aktardığına göre tarikat ehli şair onu hicveden şu rubaiyi yazmışlardır: Anı ya Rabbi ateşinde kavur Külünü asman-ı kahra savur Uyuyarak en şeniine küfrün Şeyh Safvet Efendi oldu gavur. ŞEYH MUSTAFA SAFVET KİMDİR? Bu kısa girişten sonra Osmanlının son dönemi ile Cumhuriyet döneminin önde gelen simalarından biri olan Şeyh Safvet Efendinin biyografisi şu şekilde. Mustafa Safvet Efendi, 3 Aralık 1866da Urfanın Hacı Gazi Mahallesinde doğdu. Babası Abdülkadir Kemaleddin Efendi, annesi ise Zehra hanımdır. Aslen Musulun Erbil kasabasından olan Abdülkadir Efendi (1897/1315) Urfadaki Halveti tekkesinin şeyhi idi. Mustafa Safvet, Urfadaki ilk eğitiminden sonra Mısıra giderek Camiül Ezherde eğitim gördü. Urfaya döndükten sonra Urfa eski müftüsü Hacı Abdüllatif Efendinin yanında eğitimini tamamlayarak icazet aldı. 1903-1904 (1318) Ağustosunda Urfa İdadisine Farsça ve ahlak dersi hocası olarak tayin edildi. 1908-1909 yılları arası Urfa Bidâyet Mahkemesi azası olarak görev yaptı. Şeyh Safvet, Bidayet Mahkemesi azası iken Aralık 1908de İttihad Terakki listesinden Urfa mebusu seçildi. 3 Ağostos 1918de Şeyhülislam Musa Kazım Efendi zamanında Meclis-i Meşayih Reisliğine atandı ve milletvekilliğinden istifa etti. Bu vazifesi 9 Mart 1919 (1335) tarihinde sona erdi. Bir süre Oğlanlar Tekkesinde Kadiri meşayıhını temsil etti. 22 Mart 1919de görevden alındı ve Tetkik-i Mesahif ve Müellafat-ı Şeriyye Meclisi başkanlığına atandı (18-25 Kasım 1919). 3 Ekim 1920de (1336) bu görevden ayrıldı; fakat aynı ayın içinde son şeyhülislam Mehmet Nuri Medeni tarafından yeniden göreve iade edildi. 23 Temmuz 1922de Şeyhülislamlık bünyesindeki Darul -Hikmetil İslamiyye azalığına tayin olundu. Bu teşkilatın lağvedilmesiyle birlikte memuriyet hayatı sona erdi. Şeyh Safvet, TBMMnin 2nci dönem seçimlerine katılıncaya kadar Urfada Halveti tekkesi postnişinliği yaptı. Urfadaki tekke hala kendi ismi ile anılmaktadır. Hem ulema hem de meşayih silkine intisap etmiş olan Şeyh Safvet, Tarikat icazetini Kadri tarikatının Halisiye kolunun kurucusu Şeyh Abdurrahman Halis Talabaninin oğlu ve halifesi olup babasının makamına postnişin olan Ebul- Muhsin Ali et –Talabaniden (ö.1330) almıştır ve onun halifesidir. Şeyh Safvetin kayınpederi Urfalı Şeyh Abdulkadir Sıddıkı Efendi (1315/1897) ise Şeyh Abdurrahman Halis Talabaninin halifesidir. Şeyh Safvet, Temmuz 1923te yeniden Urfa milletvekili seçilerek 11 Ağustosta meclise katıldı. Mecliste Umur-i Diyaniye, İrşad, Şeriye ve Evkaf, Nizamname-i Dahili, Umuru Tasarrufiye, Diyanet ve Evkaf ve Memurin-i Encümeni Mahsusu komisyonlarında çalıştı. Nizamname-i Dahili Komisyonu Başkanlığı ve Diyanet ve Evkaf Komisyonu sözcülüğü yaptı. Mecliste toplam 17 önerge veren Şeyh Safvet bu önergelerle ilgili genel kurulda konuşmalar yapmıştır. 27 Ekim 1950de vefat eden Şeyh Safvet, Cumhuriyet döneminin ünlü denemecisi, sanat tarihçisi ve estetikçisi Suut Kemal Yetkinin babasıdır.
HİLAFETİN KALDIRILMASINA ÖNCÜLÜK EDEN URFALI ŞEYH!

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.