Dünya tarihini her anlamda etkilemiş olan Türkiye Milleti, son dönemlerde ülkesinde büyük sorunlar yaşamaktadır.
Herkesin gözleri bölgesel olarak Türkiye’nin üzerindeyken Türkiye’de yönetim takımının gözleri hangi yönde olduğunu veyahut bakış açısı ne tarafa dönük olduğu herkesin aklında yer etmiş bir sorudur.
Birçok kıtaya yayılmış olup her yerde ülkemizin bayrağı altında iyilik ve destek saçan ülkemiz, dış sınavlarda iyi neticeler aldığı bizlere gösterilmiş olsa da maalesef ki iç sınavlarının çoğunu teker teker kaybetmektedir.
Türkiye, nüfus çoğunluğu Müslüman olan bir ülke konumundadır. Yaşayan nüfusun yüzde sekseni hatta daha fazlası Müslümanken var olan hayat tarzı Müslümanlığa aykırı bir durumu gözler önüne sermektedir.
Şiddet, öfke, yolsuzluk, liyakatsizlik, adaletsizlik ve en fazla görülen uyuşturucu kullanımı Türkiye’yi büyük oranda zedelemiş vaziyettedir.
Bir ülke dışarı kapalı olmamalıdır. Evet, dışarı kapalı olmamalıdır derken bu kadarda açık olması büyük sorunları da beraberinde getirmektedir.
Sinema, müzik ve birçok aktivite alanının Avrupa ve ABD’nin kültürel yapısına uygun olup ülkemize gelişinde bizlere yansıtılması maalesef ki bizlerde ters tepmiştir. Ya da bazıları için istenilen durum ortaya çıkmıştır. Bize göre istenilen bu olmadığını varsayarsak!
İzlenen ve çekilen dizilerin çoğu cinsellik, çete savaşları, uyuşturucuya özendirme velhasıl gangaster özentiliğini toplumumuza aşılanması, öz benliğimiz olan İslam dini ve Anadolu kültürel yapısıyla ters olmasından büyük olayların gündeme gelmesine sebebiyet doğurmaktadır.
Uyuşturucu kullanımı ABD ve Avrupa’da serbest olması ve hayat koşulların sosyal medya üzerinden yaygınlaşmasıyla ülkemizde özenen gençlik te uyuşturucu kullanımını normal karşılayıp farkında olmadan geleceğini yakarak çevresine büyük zararlar vermektedir. Üstüne madde bağımlısı birçok kişi maddeyi bırakma değil de Avrupa ve ABD’de serbest olmasından kaynaklı ülkemizde neden serbest değil diye sorular sorarak farkında olmadan ülkesine düşman kesilip uyuşturucuya izin vermedikleri için düşmanlık beslemeleri de büyük bir şaşkınlığı meydana getirmektedir.
Moda, zenginlik, magazin gibi birçok ortamda uyuşturucu kullanan kişilerin son dönemlerde gündemden düşmemesi ve kullandıklarının ortaya çıkması üstüne üstelik caydırıcı cezalar almaması toplumda birçok gencin bu yola meyletmesine sebep olmaktadır.
Ülkemiz gençlik adına var olan iç sınavını yavaş yavaş kaybetmektedir.
Ailelerimiz asıl olan İslam yaşam şeklini ve Allah’ın varlığını çocuklarına aşılamayı bırakmasından veyahut öğrettikten sonra başıboş bırakarak ney düğü belirsiz kişilerle evlatlarının arkadaşlık etmelerine müsaade etmeleri, gençlerimizin kötü yollara düşmesini kaçınılmaz kılmaktadır.
Allah inancı, Anadolu insanını müthiş şekilde onaran ve sosyal yapısının dizaynı hususunda nokta atışlarına etki ederken artış gösteren deizm ve gençlerin izledikleriyle ateizmin yaygınlaşması ekonomiyi problem etmekten tutunda istediği zenginliğe kolayca ulaşmamasından kaynaklı kötü yollara düşmeleri kaçınılmaz olmaktadır.
Yönetici takımı bu dünyanın geçip gideceğini en azından inanan tayfanın bunun bilincinde olmasıyla yaptıkları işleri Allah’ın kurallarına göre yerine getirmeye çalışmaları hem yönetim hem halk tarafından büyük değişimleri de beraberinde getirecektir.
Halka şükredin, sabredin, hırsızlık yapmayın, kötü işlere bulaşmayın deyip ardından her türlü kötülüğü meydana getiren yönetici takımının oluşması kaos ve iç sorunların sayısının artmasına dolaylı olarak sebep olmaktadırlar.
Her toplumun bir özelliği vardır. Türk toplumu savaşçı yapısıyla hafızalarda yer edinirken bugün oluşan gençliğin bu yapıdan uzaklaşması da son dönemde Ortadoğu ve dünyanın birçok yerinde meydana gelmiş olan savaşların oluşumu, gençliğin kurtarılıp gelecekleri için mücadeleye döndürülmelerinin ne kadar önemli olduğunu bizlere hatırlatmaktadır.
Öz benliği Anadolu kültürü ve İslam inancı olan bir topluluk bu yapının dışında kendisine ait olmayan ABD ve Avrupa kültürüyle yaşamaya yeltenmesi büyük gediklerin açılmasına neden olmaktadır. Ve olmaya da devam edecektir. Bu değildir ki Avrupa ve ABD’de gelişim gösteren iyi şeylere kapalı kalalım. Konunun anlaşıldığını varsayarak genliğimizin ve toplumumuzun öz benliğini yeniden kazanmasını dileyerek yazımıza noktayı koyuyorum.