BİR YILIN SONUNDA ARZU

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Zamanın ters, sohbetin faydasız, herkesin bezgin ve her başın bir ağrı taşıdığını görünce, evime kapanıp haysiyetimi korudum diyor, büyük filozof Farabî. Aslında her devir aynı, her devirde düşünen zekaların acıları ve intibaları aynı. Maziye karışan koca bir yıl daha. Ölüme doğru geri sayım. Bir taşı daha düştü ömür binamın. Bir yılın sonunda arzu diyordu Ahmet Haşim. Bu yılın sonundaki arzum güvende olmak, okunmak, anlaşılmak...

Neler okudum, neler yazdım? Birkaç eski kitap, dergilerde çıkan birkaç yazı ve haftalık gazetede köşe yazıları. Yeni bir ışıltı yok. Düşünce ve his dünyama kattığım yeni bir şey yok. İki bin yirmi dört'te yaklaşık on beş kitap okumuştum ve "Bilmek Azaptır" kitabı çıkmıştı. Bu yıl ancak beş kitap okuyabildim ve yeni bir kitap çıkmadı. Geriye doğru gidiş, tekamül yok, tekrar, yerinde sayma, şevk ve heyecanın giderek azalması, karamsarlık, ümitsizlik, isyan duyguları.

Siyasi mevzulara ve paylaşımlara elveda. Ekmek teknesinin hatırı için. Bu dünyada ve bilhassa bizim gibi ülkelerde özgürce düşünmenin ve konuşmanın bedeli ekmeğinden olmaktır. Çocuklarımı ekmeksiz bırakmaktansa düşüncesiz bırakmayı tercih ederim. "Ekmeksiz yaşarım ama hürriyetsiz yaşayamam" diyor, Said Nursi merhum. Çoluk çocuğu olmayan biri için bunları söylemek kolay. Hürriyetsiz yaşayan yüz binlerce mahkum var, hürriyetsiz yaşadılar ve hepsi serbest kalacak, yeni af yasasıyla. Ama ekmeksiz yaşamanın imkanı yok, sonu mutlaka rezillik ve ölümdür.

Hava kapalı ve hafif yağmurlu. Hüzünlü ve kederli bir hava. Doğanın doğallığı o kadar doğal ki! Doğaya karışmak, fazlalık olan bilinçten vazgeçmek, doğanın doğallığı içinde doğal bir şekilde erimek istiyor insan. Bir yağmur tanesi, bir kar tanesi, bir ağaç yaprağı gibi. Bilinç, insan ile doğa arasındaki en büyük engeldir. İnsanın taşıdığı bilinç bir fazlalık, bir işkence.

Gönlünü çatlatırcasına huşu içinde namaz kılıyorsun, dua ediyorsun, secdeye kapanıyorsun. Ama çevrende ve kendinde değişen bir şey olmuyor. Hayat pahalılığı değişmiyor, enflasyon değişmiyor, haksızlık değişmiyor, hukuksuzluk değişmiyor, adaletsizlik değişmiyor. Çünkü namazı doğal halinde bırakmıyorsun, namaza bilinç karıştırıyorsun, namaza bilincin eşlik etmesini istiyorsun. Olmamasının nedeni bu belki.

İbadetler üzerine derince düşününce ibadetlerden feyiz alamıyorsun. İbadeti doğal akışına bırakınca yani üzerine düşünmeyince feyiz alıyorsun. Üzerine düşünmek ibadetin doğallığını bozuyor. Büyük mistikler düşünceden feragat ettikleri, düşünceyi tamamen terk ettikleri ve yalnızca ibadete (eyleme) devam ettikleri için büyükler.
 

BİR YILIN SONUNDA ARZU

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.