Reklam Alanı

BİLGİYİ DEĞERLİ KILMAK

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

"Cehalet bitti şükür! 

Bilgiyle bilgisizlik arasındaki o anlamsız ayrım kalktı! 

Artık herkes her şeyi biliyor. 

Artık herkes kendini şehvetle seviyor. 

Kaldıysa bir huzursuzluk, o da bilmeyenlerin bilenleri 

küçümsemesinden başka bir şey değil!

Herkes bilgi zehirlenmesinden ölecek!..."

(Şükrü Erbaş; Kuş Uçar Kanat Ağlar)

Bilgiye tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar hızlı ulaşılabilen bir çağı yaşıyoruz. Bilgiyi içselleştirerek, hikmetle, değerle, hakikatle, bilince dönüştüremedikten sonra bilgi ancak kişiye bir yük olacaktır. Bugün bilgi ile ilişki biçimimiz; kendimizi tanımaya, kendimizi aramaya, kendimizi bilmeye hizmet etmiyor. Çünkü bugün insan bilginin öznesi değil nesnesidir ancak... 

Bugün bilgi çoğaldı ancak sığlaştı, derinliğini yitirdi, hepimiz her şeyi biliyoruz, zahmetsizce her bilgiye istediğimiz gibi ulaşabiliyoruz. Ancak bilincimiz yok. Mesele bilgiyi çoğaltmak değil, bilgiyi anlamlandırmakta, bilgiyi derinleştirmekte, bilgiyi idrake ve şuura dönüştürebilmekte.

Bilgiyle kurulan temasımızda sıkıntı var. Dahası bilgiye temas edememek gibi bir sıkıntı yaşıyoruz. Evet, esas olan bilgiye ulaşmak değil bilgiyle temasa geçebilmektir. Bilgiye temas ederek, bilgiyi bilince, şuura dönüştürerek ancak sıhhatli bir sonuca ulaşabiliriz. Değilse şuursuz bilgi insana yük olmanın ötesinde bir anlam ifade etmeyecektir. Bilginin kafa karışıklığa sebep olmaması için şuur gerekecektir

“İlim ilim bilmektir/ İlim kendin bilmektir/ Sen kendin bilmezsin / Ya nice okumaktır.” diyen derviş Yunus bu bağlamda sahih bir bilgi kuramcısıdır. Bilgi insanın kendini bilmesine kendini bulmasına hizmet ederek şuura dönüşecektir. İnsanın kendisini bilmesine yaramayan,  buna hizmet etmeyen bilgi de, okuma da yersizdir. Kendini bilmeye yarayacak bilgi tam da olması gerektiği gibi, bilgiyi kaynağı olan irfana götürecektir. İrfanla ceset olan bilgiye ruh üflenmiş olacaktır.  İnsanın bilgisi kendini bulmasına hizmet etmeli, hatırlatmalıdır kendisini kendisine, neyi kaybettiğini hatırlatmalıdır. 

Değerle buluşabilen hayata değebilen bilgiden bahsediyoruz. “Yaşamla Yoğrulmuş Bilgi” diyordu Ahmet İnam ve “Bilgi Sağlığı” kavramına dikkatimizi çekiyordu: "Bilgi sağlığı bozuk insanların giderek çoğaldığı bir çağdayız... Bilgi sağlığı bozuk insanlar, bilgiyle mutsuz, bilgiyle kaygılı, bilgiyle yılgın, çökkün, sabırsız, sinirli, kıskanç, kafası karışık, bilgiyle zayıf iradeli, bilgiyle mızmız insanlardır. Elbette bilgiyle kibirli, bilgiyle kasıntılı, kendini beğenmiş, edepsiz, ölçüsüz, dengesiz, bilgiyle kaba, küçümseyici insanlar da vardır... İnsan sağlığının, yalnızca bedensel, yalnızca duygusal, düşünsel olduğunu sanmak bir yanılgıdır. Bilgilerimizle girdiğimiz ilişkiler de bizi hasta edebilir. Kafamızı "düzleştirip", yargı gücümüzü kısıtlayabilir..."

Ne diyoruz; mesele bilgiyi çoğaltmak değil; bilgiyi anlamlandırmakta, bilgiyi derinleştirmekte, bilgiyi idrake dönüştürebilmekte… Bu bağlamda geldiğimiz noktada modern bilgi anlayışının, yaşama katma değer sunan, hayata değer katan, bilgiyi değerle, hikmetle buluşturan, bilgiyi değer/li kılan anlayıştan uzaklaştığını ifade edebiliriz.

 Çözüm için de diyoruz ki; önceliğimiz malumat olan bilgiden ziyade hayata değen ve hayatı değerli kılan bilgidir. Salt bilgiyi ve bilmeyi değil, bilgeliği; malumatı değil hikmeti; sözü değil özü; maddeyi değil manayı esas alan, iyiye, güzele, doğruya ve dahi hakikate ulaştıracak bilgi anlayışına ihtiyacımız var. İşte o zaman, bilgiye ilgiyle yaklaşmış olarak, bilgiye gereken değeri vermiş oluruz. İşte o zaman, bilgi insana değecektir, hayata değecektir, başkasına, ötekine değ/ecektir. İşte o zaman, bilgiyi, hayat bilgisine ve değ/ere dönüştürerek değerle buluşturmuş ve de değerli kılmış olacağız...

BİLGİYİ DEĞERLİ KILMAK
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.