GÜNÜMÜZ GÖZÜYLE- İNSAN

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sahi ne oldu bize? 

Matem mi değdi sinemize!

Bir selam vermez olduk önümüze

Başımız göğe değmez 

Kibrimiz kimedir

Bence Rabbimize!

Sözcüklere böyle başlamak geldi içimden içimi ancak böyle anlatmak istedim. İnsanlar artık eskisi gibi değil! Muhabbeti, dostluğu, kardeşliği hatta insanlığını yitirmiş vaziyetteler. 

Günümüzün insan profili maalesef üzücü bir duruma gelmiştir.

İnsanlar birbirine sırf menfaati için katlanmakta kimse kimsenin yüzüne bakmaya ve katlanmaya takatti yok, herkes birbirinden tiksinircesine yaklaşmakta. Birisi birine bir acziyetini ifşa edince o acziyetiyle mahcup ve dalga konusu olmakta, sahi insanlar ne yapmaktadır? 

Parasıyla böbürlenen, konumuyla artistlik eden, gücüyle övünen insan, başkasına sırf kendi menfaati için katlanan,  doğaya zarar veren, ticaret ahlakını bozan, savaşları başlatan, katliamları yapan, insanlığın sonunu hazırlayan, hayvanları katleden, ormanları yakan, fakir fukaranın hakkını gasp eden, adaletti sadece saray ismi olarak düşünen insan!

Yürürsün yeryüzünde kibirle 

Kaybetmem dersin fark edersin kabirde 

Bir parça etsin bir kuru kemik sanki demirden 

Alırlar seni tahtadan bir at üzerinde

Başın değer tahtaya kimse girmez kabre seninle

Kırma, incitme kimseleri dilinle

Yaşamak insan olmaktır oda edebinle!

Başımıza gelen her şey biz insanlar olarak insan gibi davranamadığımızdan gelmiştir. Depremler olunca can kayıplarının sebebi depremler değildir. Müteahhitlerin yaptığı inşaatlardır. Ormanlar yanar, doğaya zarar verilir yapan insanlardır. Savaşlar olur insanlar ölür yapan yine insanlardır. 

Erlind Loe- DOPPLER kitabında yazarın insanlar üzerine birkaç mükemmel açıklaması vardır. Zaten kitabın konusu insanlardan kaçıp ormana sığınıp ormanda yaşamayı seçen bir karakterin hayat hikâyesini anlatmaktadır. “ Ormanlar güvenlidir, insanlardan tiksiniyorum, insanlara, denizlere güven olmaz. Ama ormanlara güvenilir. Hem ben onunla anlaşma yaptım, yaşadığım sürece ben ondan öldükten sonra da o benden faydalanacak, nasıl bir anlaşma bence iki taraf içinde çok kazançlı!”

Bu aralar kendimi Doppler gibi hissetmediğimi söylersem yalan söylemiş olurum. İnsanları genel manada analiz ederken gözüme çarpan en önemli nokta kişilerin başkalarına konum ve parasına göre yaklaşmış olup değer göstermiş olmaları, bende insanlara karşı bir tiksinti ve nefret duygusu pekiştirmiş vaziyette!

Yaparım, ederim, benden güçlüsü yok, aklıma koyduğumu başarırım, yok be ben paraya önem vermem, aslında içimde kötülük yok, bu tarz sözcükleri duyduğunuz an IQ seviyenizin etkileneceğini hatırlatmakta fayda görmekteyim. Muhtemelen karşınızda duran kişinin cehaleti o kadar yüksek ki en çok fikir sahibi olduğu şeye sizi ikna etmekte!

Ne yapabilirsin ey insan, 

Etin nedir budun ne 

Kimsin sen rabbin izin vermezse 

İşin gücün dalavere 

Kandıramazsın kimseyi sana güvenmezse

İnsanlar insanlara güven konusunda da mükemmel bir hayal kırıklığı yaşıyor. Kimse babasına bile güvenmiyor. Parasını öz evladına dahi teslim etmekten çekinen bir kuruşunun hesabını yapıp sığındığı düşünce yapısıysa zor günler! 

Bu gidiş nereye böyle!

Aniden gelecek bir sahipdar var. Ne yaptığın, neyle uğraştığının hiçbir önemi olmadığı beş dakika daha vermeyecek bir sahipdar! Alıp emanetini çekip gidecektir. Ama biz neden ölmeyecek gibi yaşar vaziyette ısrarla devam etmekteyiz.

İnsan olmak için çok büyük çabalara ihtiyacımız yok aslında!

Maddeden yani menfaatti bir kenarı bırakıp sırf çıkarsız ve karşılıksız iyilik ve iletişimi arttırdığımız an bilmeliyiz ki insanlığın ilk adımlarını atmış olacağız. Birbirimizi sevmenin kıymetini kaybetmeden önce anlamamız için birbirimizi insan olduğumuz için sevmeyi denemeliyiz.

Sar beni ey dost!

Bende insanım sende

Uzat ellerini tut ellerimden

Bırak çıkar olan her şeyi 

Donat sevgi ve muhabbetle 

İşte o zaman insan deriz kendimize!

GÜNÜMÜZ GÖZÜYLE- İNSAN

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.