Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
“Gazetelerin haberine göre, Fransız Dr. Emanuelle Cartier bağışladığı organlarıyla üç kişinin hayatını kurtardığı için, ona cennetlik deniliyor. Organ bağışlayan veya insanlara büyük hizmetler yapan herkes Cennete mi gider?” diye düşünülebilir mi?
Efendim; öncelikle Fransız Dr. Emanuelle Cartier’i kısaca tanıyalım.
O yıllarda yayınlanan gazetelerin haberlerine göre; “Antalya'da tatilde beyin kanaması geçiren Fransız plastik cerrah 52 yaşındaki Emmanuelle Cartier Meylan'ın bağışlanan organları bayramda 3 kişiye hayat verdi. Fransa'nın Lyon kentinden erkek arkadaşı ve kızı Marion Gveyffier ile tatil için 12 Ağustos'ta Türkiye'ye gelen 52 yaşındaki Fransız plastik cerrah Emmanuelle Cartier Meylan, Kemer'de kaldığı Fransız tatil köyünde 17 Ağustos'ta beyin kanaması geçirdi. Özel bir hastaneye kaldırılan Fransız doktorun 2 gün süren tedavisinin ardından beyin ölümü gerçekleşti. Kadın doktorun tıp öğrencisi kızı Marion Gveyffier, annesinin tüm organlarını bağışladı. Fransız doktorun iki böbreği Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsü'nde gerçekleştirilen ameliyat ile Emine Bilensoy (45) ve Betül Yıldız'a (31), karaciğeri ise Konya Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'nde Gülsevim Öztürk'e (54) nakledildi.”
Şimdi gelelim, “Gazetelerin haberine göre, Fransız Dr. Emanuelle Cartier bağışladığı organlarıyla üç kişinin hayatını kurtardığı için, ona cennetlik deniliyor. Organ bağışlayan veya insanlara büyük hizmetler yapan herkes Cennete mi gider?” sorumuzun cevabına…
Öncelikle, Cennete girmek için iman sahibi olmak yani Müslüman olmak şarttır. Bu şartı Cenneti, Cehennemi ve her şeyi yoktan yaratan Allahü Teâlâ koydu. İnsanların böyle bir yetkisi yoktur. İnsanlar kendi düzenleri için kanunlar, kurallar koyarlar. Mesela, Türkistanlı, Azerbaycanlı veya başka ülkedeki bir Türk, Türkiye’ye gelse, Türk vatandaşlığına kabul edilmediği sürece, Profesör olsun, Nobel ödülü alsın veya Edison gibi Bilim Adamı olsun, Türk vatandaşına tanınan haklardan faydalanamaz. Mesela, oy kullanamaz, Milletvekili olamaz. Çünkü T.C. vatandaşı değildir, vatandaş olmayan, bu haklara sahip olamaz. Cennete girmek için de, Cennetlik kimliğine sahip olmak gerekir. Bunun için de, Müslüman olmak, Amentü’de bildirilen altı şarta inanmak ve beğenmek, yalnız Müslümanlığın hak, diğer bütün dinlerin bâtıl, geçersiz olduğuna inanmak şarttır. Allahü Teâlâ, eski hak dinleri Nesh ettiğini yani yürürlükten kaldırdığını, şimdi hak din olarak sadece İslam’dan razı olduğunu Kur’an-ı Kerim’de açıkça bildirmektedir.
Gezmek için bile gelen turistleri hâlâ pasaportsuz kabul etmeyen ülkeler vardır. Cennete de, İman pasaportu olmadan alınmaz. Gayrimüslimler, Müslüman olmadıkça, insanlığa ne kadar çok iyilik etseler de, nice faydalı buluşları olsa da, iman pasaportları olmadığı için onlara Cennete girme izni verilmiyor.
Bir Âyet-i Kerime meali şöyledir:
“Kâfirlerin faydalı işleri fırtınalı bir günde rüzgârın savurduğu küller gibidir. Âhirette o işlerin hiç faydası olmaz.” [İbrahim 18]
Günahlardan arınmak içinde her fırsatta tevbe istiğfar etmekte fayda vardır.
Ehl-i Sünnet İtikadında olmak, kul haklarını ve kazaya kalan Farzlarını ödemek ve haramlardan vazgeçmek şartı ile Cuma günü Sabah Namazından önce, aşağıdaki duayı okuyanın bütün günahlarının affedileceği Hadis-i Şerifle bildirildi.
Dua şudur:
“Estagfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh.” [Ramuz]
Peygamber Efendimiz, “-‘Estagfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüverrahmanürrahim el-hayy-ül-kayyumüllezi la-yemutü ve etubü ileyh Rabbigfir li’ istiğfarını 25 defa okuyanın, odasında, ailesinde, evinde ve şehrinde kaza, bela olmaz” buyurdu. Bunu ayrıca her sabah ve akşam da üç kere okumalıdır. [Günde 25 kere okunmalı, ayrıca sabah ve akşam üçer kere okunmalı] Âlimlerin çoğu, talebelerine ve evlatlarına bunu okumalarını tavsiye etmişler, çok faydasını görmüşlerdir. Bu nimetlere kavuşabilmek için Ehl-i Sünnet İtikadında olmak ve dinimizin emir ve yasaklarına riayet etmek şarttır. İtikadı bozuk olanın, bid'at ehlinin okuması fayda vermez. (Mearicülhidaye)
Tevbe edebilmek, Hak Teâlâ’nın büyük nimetlerinden biridir. Günah işleme korkusu ile tevbeyi asla geciktirmemelidir. Çünkü, Hadis-i Şerifte “Sonra yaparım diyenler helak oldu” buyuruldu. Yani tevbeyi ve diğer iyi işleri geciktirenler, bu günün işini yarına bırakanlar, aldandı, ziyan etti. (İ.Gazali)
Kul hakkının kefareti için, hak sahiplerine iyilik ve dua etmelidir. Hak sahibi ölmüş ise, o kimseyi rahmetle anmalı, çoluk çocuğuna ve vârislerine ihsanda bulunmalıdır! Günahları için istiğfara devam etmelidir.
Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:
“Allahü Teâlâ, istiğfara devam edeni, her sıkıntıdan kurtarır, her darlıkta bir genişlik verir ve ummadığı yerden rızıklandırır.” [Nesai]
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)
0 Yorum