Reklam Alanı

YAŞLIYA SAYGI VE YETİMİ GÖZETMEK

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Muhterem Kardeşlerim… Hazreti Ali’nin, bir ihtiyara saygısından dolayı, önünden yürümeyip arkasından gittiği bildiriliyor. Bir kimseye sırf yaşından dolayı da olsa saygı duymak gerekir. Efendim; İmam-ı A’zam hazretleri, İmam-ı Ebu Yusuf’a, “İlim sahiplerine hürmet et! Yaşlılara saygı, gençlere sevgi göster” buyurdu. Özellikle Müslüman ihtiyarlara saygı göstermek gerekir. Kötü-iyi ayrımı yapmadan herkese iyilik etmelidir! Mesela, belediye otobüslerine genç yaşlı, sağlam sakat, kadın erkek, zengin fakir, Âlim cahil gibi çeşitli sınıflardan insanlar binmektedir. Güçsüzlere yardım etmeli, otobüse binerken, inerken yardımcı olmalı, onlara yer vermeli, ihtiyarlara, muhtaçlara yardım etmelidir. Bu husustaki Hadis-i Şeriflerden birkaçı şu mealdedir: “Güçsüzlere, hastalara, yaşlılara ve küçüklere merhamet ediniz!” [Şir’a] “Yaşlılarımıza hürmet ve ikram, Allahü Teâlâ’ya saygıdandır.” [Buhari] “Büyüklerimizi saymayan, küçüklerimize acımayan bizden değildir.” [Buhari] “Halkı içindeki ihtiyar, ümmeti içindeki Peygamber gibidir.” [İ. Neccar] Şu üç şey, Allahü Teâlâ’ya tazimdendir: 1- Müslüman olarak yaşlanan kimseye ikram, 2- Kur’an-ı Kerimi ezberleyene ikram, 3- İlim sahibine ikram. [Ramuz] “Müslüman olarak ihtiyarlayan kimseye ikram eden, Nuh aleyhisselama ikram etmiş gibi sevab alır. Nuh aleyhisselama ikram eden de, Allahü Teâlâ’ya ikram etmiş olur.” [Hatib] “Tekbiri, Tahmidi, Tesbihi ve Tehlili sebebiyle Müslüman olarak ihtiyarlayan bir Müminden daha efdal kimse yoktur.” [İ. Ahmed] (Tekbir Allahü ekber, Tahmid Elhamdülillah, Tesbih Sübhanallah, Tehlil ise, Lâ ilahe illallah demektir.) Peygamber Efendimizin, “Allahü Teâlâ, yemin ederek, ‘Müslüman olarak ihtiyarlayana azap etmekten hayâ ederim’ buyurdu” dedikten sonra ağladığı görüldü. Sebebi sorulunca, “Allahü Teâlâ, kendisinden hayâ ettiği hâlde, Ondan hayâ etmeyene ağlıyorum” buyurdu. (Beyheki) YAŞLILARA HÜRMET Dolmuşta, otobüste otururken iyi mi kötü mü olduğu bilinmeyen yaşlı kimseler geliyor. Bunlara yer vermek, yaşından dolayı hürmet etmekte fayda vardır. Dinimiz, ihtiyarlara hürmet etmeye büyük önem vermiştir. Bir Hadis-i Şerif meali: “Bir genç, bir yaşlıya, yaşından dolayı hürmet ederse onun yaşına varınca, Allahü Teâlâ, ona gençleri hürmet ettirir.” [Şir’a] Burası, Etme, bulma dünyasıdır. Bugünün gençleri, yarının ihtiyarlarıdır. İhtiyara hürmet ederken, zengin fakir, iyi kötü ayırmamalıdır. Zengine zenginliği için hürmet edilmez. Malından dolayı zengini yüceltenin, fakirliğinden dolayı fakiri aşağılayanın lanete müstahak olduğunu bildirmişlerdir. (Şir’a şerhi) Ana, baba gibi büyükler, yaşlılar geldiği zaman, ayağa kalkarak karşılamak gerekir. Büyükler geldiği zaman, kalkarak karşılamak müstehabdır. Kendi gelince, ayağa kalkılmasını sevmek mekruhtur. YETİMİ GÖZETMEK Akıl-baliğ olan çocuk, yetimlikten çıkmış sayılır. Yetime iyilik etmek çok sevaptır. Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki: “Yetimi güzel terbiye ederek büyütenle Kıyamette beraber oluruz.” [Buhari] “Akraba veya yabancı bir yetimi kendisini kurtarana kadar bakana Cennet vacip olur.” [Ebu Davud] “Allahü Teâlâ, yetim bulundurulan ve ona iyilik yapılan evi sever.” [Taberani] “Yetime yakın ol, ona acı, başını okşa, beraber yemek ye! Böyle yapanın, kalbi yumuşar ve ihtiyaçları karşılanır.” [Haraiti] “Sabredip sevabını umarak yetime bakanla, Cennette beraber oluruz.” [Taberani] “Cennetin kapısını ilk önce ben açacağım. Bu sırada, bir kadın, benden önce davranacak, buna kim olduğunu soracağım, o da, ‘Yetim kalan çocuklarıma bakan biriyim’ diyecektir.” [Ebu Ya’la] “Evlerin en iyisi, yetime iyilik yapılan evdir. En kötüsü de yetime kötülük edilen evdir.” [İbni Mace] “Çocuklarının hepsini aynı derecede tutup, yetime haksızlık eden Allah’tan uzaklaşmış olur.” [İbni Asakir] “Yetimlerin, fakirlerin geçimini üstüne alan, Allah yolundaki bir Mücahid gibi veya gündüz Saim, gece Kaim sevabına kavuşur.” [Buhari] [Saim; oruç tutan, Kaim; gece ibadet eden] “Cennette “Dar-ül-Ferah” denilen köşke, ancak, müminlerin yetimlerini sevindiren girer.” [İ.Neccar] “Kalbinin yumuşamasını ve hacetinin görülmesini istersen, yetime acı, onun başını okşa ve ona yediğinden yedir.” [Taberani] [Yetimin başını okşayana, hac sevabı verileceği de bildirilmiştir.] “Yetimi ağlatmaktan sakının!” [İsfehani] “Şu iki zaif hakkında Allah’tan korkun! Dul kadın ve yetim çocuk.” [Beyheki] “Yetim talebesine gücünün yetmediği işleri teklif eden hocaya elim bir azap vardır.” [İ.Rafii] YETİMİ SEVİNDİRMEK Yetimin başını sıvayana çok sevap verileceği bildiriliyor. Akıl baliğ olunca yetimlik biter. Sıvamaktan kasıt, her ne şekilde olursa olsun onu sevindirmektir. İlla başını sıvamak demek değildir. Mesela onun bir ihtiyacını alıp vermek suretiyle onu sevindirmektir. Başını sıvayıp da, “Kerata sen ne yaramazsın” diyerek onu azarlarsak, başı sıvanmış olur ancak sevindirilmiş olmaz. Hadis-i Şerifte buyuruluyor ki: “Sırf Allah rızası için yetimin başını şefkatle okşayan, elinin değdiği saçlar sayısınca sevaba kavuşur.” [İ. Ahmed] Demek ki onun saçlarını okşarken Allahü Teâlâ’nın rızası düşünülmelidir. Herkesi sevindirmek sevap ama, yetimi sevindirmek daha fazla sevaptır. Herkesi üzmek günahtır ama yetimi üzmek daha çok günahtır. Herkesin malını haksız yere yemek haram ama yetiminkini yemek daha büyük günahtır. Hadis-i Şeriflerde buyuruluyor ki: “Büyük günahlar yedidir: Bunlardan biri de yetim malı yemektir.” [Bezzar] “Kıyamette, Allah katında büyük günahların en büyüğünden biri yetim malı yemektir.” [İbni Hibban] “Allahü teâlâ yetim malı yiyeni Cennete koymaz.” [Hakim] “Kıyamette bir topluluk ağızlarından alevler çıkar vaziyette kabirlerinden kalkarlar. Allahü Teâlâ, [Nisa suresinin onuncu âyetinde mealen] ‘Haksız yere yetim malı yiyenler, karınlarına ancak ateş sokmuş olurlar. Bunlar, alevli, çılgın bir ateşe sokulacaktır’ buyuruyor.” [Ebu Ya’la] Yetimlere iyilik edilmesi ve infakta bulunulması emrediliyor. (Bekara 83, 215) Yetimi sitemle defedip hakkını gasp edene şiddetli azap vardır. (Maun 2) Hazreti Yakub ve bir yetim Bir kimse, Yakub aleyhisselama sual etti: - Gözün niçin görmüyor, belin niçin büküldü? - Gözüm, Yusuf’a ağladığım için görmüyor. Bünyamin’e üzüldüğümden dolayı da belim büküldü. Bu sırada Cebrail aleyhisselam gelip dedi ki: - Halinden şikayet mi ediyorsun? - Ben sadece kederimi Allahü Teâlâ’ya arz ediyorum. Ya Rabbi, gözleri görmez, beli bükülmüş şu çok yaşlı ihtiyara merhamet eyle! İki oğlumu bana geri ver! Cebrail aleyhisselam dedi ki: - Allahü Teâlâ selam ediyor ve buyuruyor ki: İki çocuğun ölü bile olsaydı, seni sevindirmek için onları diriltirdim. Gözünün görmemesi ve belinin bükülmesinin sebebi şudur. Bir gün oruçlu, aç, fakir bir yetim sana gelmişti. Sonra bir koyun kesip ailenle yediğin halde ona da göndermeyi hatırlayamadın. Ben yetim ve fakirleri sevdiğim kadar hiçbir şeyi sevmem. Haydi bir yemek hazırla, fakirleri davet et! Yakub aleyhisselam da, oruçlu olanları akşam, oruç tutmayanları da sabah yemeğe davet etti. (Hakim) Bilindiği gibi, nihayet iki çocuğuna kavuştu. Şu halde yetime merhamet etmeli, ona zulmetmemeli, hakkını yememelidir! Allahü Teâlâ cümlemizi büyüklerini sayan, saygı gösteren ve yetimleri gözeten, yardım edip sevindiren kullarından eylesin. (Amin)
YAŞLIYA SAYGI VE YETİMİ GÖZETMEK
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.