HAKİKİ MÜSLÜMAN DEMEK

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Muhterem Kardeşlerim…

Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz. 

Efendim;

Hakiki Müslüman olmak demek, yalnız adete tabi olarak ibadet etmek değil, İslâm’ın emir ettiği güzel ahlakı edinerek, insanlık vazifelerini yaparak, ruhen de tertemiz olmak demektir. İbadet eden, fakat hileyi zeka eseri sayan, insanları aldatan, hatta bazen zararlı propagandalara aldanarak insan öldüren, ortalığı yakıp yıkan, yalan söyleyen bir kimse, Müslüman olduğunu söylese de, hakiki Müslüman değildir. 

Allahü Teâlâ, Kur'ân-ı Kerimde Furkân Sûresinde, bir Müslüman’ın nasıl olması icap ettiğini beyan buyurmuş, açıkça bildirmiştir. Bunu tefsir etmek için, Ehl-i Sünnet Âlimleri fazlasıyla kitap yazmışlardır. Fakat biz, kendimizi halâ fena, kötü huylardan kurtaramıyor, Kur'ân-ı Kerimde bildirildiği gibi çalışmıyor, Allahü Teâlâ’nın emirlerini yapmıyor, sözüne sadık olamıyor, sokaklarımızı pislik içinde bir harabeye çeviriyor, ruhen ve bedenen temizlenemiyoruz. 

Halbuki, elimizde bize bütün bu güzel şeyleri emir eden, ne yapmamız lazım geldiğini açık açık bildiren, Allahü Teâlâ’nın kelâmı Kur'ân-ı Kerim, Peygamber Efendimizin sözleri, emirleri ve Ehl-i Sünnet Âlimlerinin kitapları vardır.

“Allahü Teâlâ şükredenlerin mükafatını verecektir” buyuruluyor. Bunu Allahü Teâlâ vadediyor.

Burada şükretmek demek, Kur'ân-ı Kerimin istediği gibi, tam Müslüman olmak demektir. Allahü Teâlâ’nın verdiği nimetleri, O’nun emrine uygun olarak kullanmak demektir. 

Bugün dünyada bir milyardan fazla Müslüman olduğu bildirilmektedir. Dünyada her 4 kişiden biri Müslüman’dır. 

Eğer bu Müslümanlar, Allahü Teâlâ’nın emir ettiği gibi, ruhen ve bedenen tertemiz insanlar olur, birbirlerine kardeşçe bağlanır, çalışır, her sahada ilerlemeye başlarsa, Allahü Teâlâ da, onlara mükafatını verecek, o zaman Müslümanlar, tıpkı orta çağda olduğu gibi, medeniyetin en önüne geçeceklerdir. 

Allahü Teâlâ, bize bunu vadediyor. Allahü Teâlâ, hiçbir zaman vadinden dönmez.

Bir Müslüman’ın, kendi hatalarını, işlediği günahları düşünmesi ve bunları düzeltmesi gerekir.

Herkes, kendi kusurlarını görmeli, Allahü Teâlâ’ya karşı yaptığı kabahatleri düşünmelidir. 

Allahü Teâlâ’nın, kendisine ceza vermekte acele etmediğini, rızkını kesmediğini bilmelidir. 

Ananın, babanın, dine uygun emirlerine itaat etmeli, dine uygun olmayanlara karşı gelmemeli, fitneye sebep olmamalıdır. Hakiki Müslüman böyle olur.

Allah’tan korkan bir kimse, O’nun emirlerini yapmaya, yasaklarından sakınmaya titizlikle çalışır. Hiç kimseye kötülük yapmaz. Kendine kötülük yapanlara sabreder. Yaptığı kusurlara tevbe eder. Sözünün eri olur. Her iyiliği Allah için yapar.

Kimsenin malına, canına, namusuna göz dikmez. Çalışırken, alışveriş ederken, kimsenin hakkını yemez. Herkese iyilik eder. Şüpheli şeylerden kaçınır. Makam sahiplerine, zalimlere yaltaklanmaz. İlim ve ahlak sahiplerine saygı gösterir.

Arkadaşlarını sever ve kendini sevdirir. Kötü kimselere nasihat verir. Onlara uymaz. Küçüklerine merhametli ve şefkatli olur. Misafirlerine ikram eder. Kimseyi çekiştirmez. Keyfi peşinde koşmaz. Zararlı ve hatta faydasız bir şey söylemez. Kimseye sert davranmaz. Cömert olur. Malı ve mevkii herkese iyilik etmek için ister.

Hadis-i Şerifte, “İnsanın dini, arkadaşının dini gibi olur” buyuruldu. 

Ahlakı bozan, şehveti harekete getiren kitapları okumamalı, böyle radyo ve TV’den sakınmalıdır.

Mal, mevki arkasında koşmamalı, koşanlardan hiçbiri muradına kavuşamamıştır. Malı, mevkii hayır için arayan ve hayır işlerde kullanan, rahata, huzura kavuşmuştur.

Bir Hadis-i Şerifte, “Çok az bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların [nâfile] ibadetleri toplamından daha iyidir” buyuruluyor. 

Her günah, Allahü Teâlâ’ya isyan olduğundan, büyüktür; fakat bazısı, bazısına göre küçük görünür. Bir küçük günahı yapmamak bütün cihanın nafile ibadetlerinden daha sevabdır, çünkü nafile ibadet yapmak farz değildir. Günahlardan kaçınmaksa farzdır. (Rıyad-un-Nasıhin)

Allahü Teâlâ cümlemizi kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)

HAKİKİ MÜSLÜMAN DEMEK

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.