Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
“Sofrada, tabağın kenarından ve kendi önünden yemek sünnettir” deniyor. Tabaktaki meyveleri yerken çeşitli meyve bulunan tabağın orta tarafından almak caizdir. Fakat başkasının önünden almak yine caiz değildir. (Seadet-i Ebediyye)
Davet edilen yere gitmenin sevap olduğu, bunun için haram işlense de gitmek gerektiği söylenmektedir.
İbni Âbidin’de bu konu ile alakalı olarak buyuruluyor ki:
“Haram olan şeyler, odada ise gidilir, sofrada ise gidilmez. Bilmeyerek gidildi ise, kalbi ile beğenmeyerek oturulur veya bir bahane ile geri dönülür. Çünkü haram işlememek için, Sünnet terk edilir. Gıybet etmek veya dinlemek, çalgıdan ve oyundan daha büyük günahtır. Davet edilen yere giden kimse, söz veya makam sahibi ise, sofrada günaha mani olmalı veya geri dönmelidir.”
Yemekleri, keyif için, lezzet için yememeli, Allahü Teâlâ’nın emirlerini yerine getirmeye kuvvet bulmak için diye niyet etmeli öyle yemelidir.
Yemekten sonra dişleri misvak ile, kürdanla temizlemek sünnettir, temizliktir. Temizlik imanı kuvvetlendirir. Dişler arasından kürdan ile çıkarılan şeyleri yutmamalıdır. Bu temizliği musluk başında yapıp, diş arasından çıkan kırıntıları, delikli taşa atmalı, sofrada bulunanları iğrendirmemelidir. Dil ile toplanan yutulabilir. Fesleğen, nar dalı ve kamış, incir, ılgın, süpürgeden hilal, kürdan olmaz.
Süleyman bin Cezâ hazretleri, Eyyühel-Veled kitabında konu ile alakalı olarak buyuruyor ki:
“Su içerken bir solukta içme, üç defada iç. Terli iken soğuk su içme, uyku arasında su içme, çok su içme. Bunların hepsinin vücuda zararları vardır. Bir toplantıda su istendiği zaman, baş taraftan su vermeye başla, sağdan dolaş. Peygamber Efendimiz; ‘Su içeceğiniz vakit, ayakta içmeyiniz. Vücudunuza zararlıdır. Yalnız abdestten artan su ve zemzem ayakta içilebilir’ buyurdu.”
İlaç yutmak için içilen su ayakta içilebilir. Yolcu, her suyu ayakta içebilir denildi. Suyu yavaş yavaş emerek içmelidir.
“Yemeğe başlamadan önce ve yemeği yiyip bitirdikten sonra, elleri yıkamanın hükmü nedir?” konusu ile alakalı olarak Fetâvâyi Hindiyye’de deniyor ki:
“Yemeğe başlarken ve bittikten sonra elleri yıkamak Sünnettir. Yemeğe başlarken Bismillahirrahmanirrahim demek ve yemek sonunda da Elhamdülillah demek Sünnettir. Sağ el ile yemek, sağ el ile içmek Sünnettir.”
Yemek yemenin farzı dörttür:
1- Yediği zaman, doymayı ve içtiği zaman kanmayı, Allahü Teâlâ’dan bilmek.
2- Helalinden yemek.
3- O yediklerinde kuvveti geçinceye dek, Allahü Teâlâ’ya kulluk etmek.
4- Eline geçene kanaat etmek.
Yemeğe başlarken, Allahü Teâlâ’ya ibadet etmek, Onun kullarına faydalı işler görmek ve Allahü Teâlâ’nın dinini, ebedî saadet ve huzur yolunu bütün insanlara yaymak için kuvvet elde etmeye niyet etmelidir.
Yemeye ve içmeye başlarken Besmele okumalıdır. Yeme ve içme sonunda Elhamdülillah demelidir. Bunları söylemek ve yemekten önce ve yemekten sonra el yıkamak, sağ el ile yemek ve içmek Sünnettir. Resûlullah Efendimizin yemekten sonra okuduğu ve okunmasını emrettiği dualar, Şir'at-ül-İslâm şerhinde ve Mevâhib-i Ledünniyyede yazılıdır. Yemektekilere hatırlatmak için Besmele, yüksek sesle söylenebilir.
Hazînet-ül-Me'ârif kitâbı, Ebû Dâvud, Mu'âz bin Cebel ve Enes bin Mâlik hazretlerinden gelen şu Hadîs-i Şerifi nakletmektedir:
“Bir kimse, yemek yedikten sonra, Elhamdülillahillezî at'amenî hâzet-ta'âm ve rezekanî-hi min gayri havlin minnî ve lâ-kuvvete derse, geçmiş ve gelecek günahlarından çoğu af olunur. Yeni bir elbise giydiği zaman, elhamdülillahillezî kesânî hâzessevb ve rezekanî-hi min gayri havlin minnî ve lâ kuvveh derse, geçmiş ve gelecek günahlarından çoğu af olunur.”
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri de, yemeklerden sonra, şu duayı okurlardı:
“Elhamdülillahillezî eşbe'anâ ve ervânâ min-gayri-havlin minnâ ve lâ kuvveh. Allahümme at'imhüm kemâ at'amûnâ.”
Yemekten evvel el yıkarken, önce gençler, yemekten sonra, önce yaşlılar yıkar.
Yemekten sonra elleri kâğıda silmenin caiz olmadığı, Fetâvâ-yı Hindiyye’de yazılıdır.
Yemekten önce el yıkanınca kurulanmaz. Yemekten sonra yıkayınca bezle silip kurulanır. Yemekten önce el yıkarken ağzı da yıkamak Sünnet değildir. Fakat cünübün, ağızını yıkamadan yemesi mekruh olup, hayız hâlindeki hanımın mekruh değildir.
Tuzluğu, tabağı ekmek üstüne koymak, elini, bıçağı ekmeğe silmek mekruhtur. Bu ekmek yenirse, mekruh olmaz.
En iyi derece, az yemek az uyumaktır
“Bir Müslüman’ın yemede ve içmede nelere dikkat etmesi ve nasıl hareket etmesi gerekir?” konusunda Şir'at-ül-İslâm kitabında buyuruluyor ki:
“Çağırılmayan sofraya oturmamalıdır. Sofrada herkesten çok yememelidir. Karnı doyunca, bunu günah işlemekte kullanmamak için dua etmelidir. Bunun kıyametteki hesabını düşünmelidir. İbadet yapmaya kuvvetlenmek niyeti ile yemelidir. Aç iken de, yavaş yavaş yemelidir. Önce büyükler başlamalıdır. Üçten çok ‘ye’ diyerek, kimseye sıkıntı vermemelidir. Ev sahibinin sofraya oturmayıp hizmet etmesi caizdir. Birlikte yediği zaman, misafirleri doymadan, yemekten elini çekmemelidir. Yemekte korkunç ve iğrenç şeyler söylememelidir. Ölümden, hastalıktan, Cehennemden konuşmamalıdır. Sofraya gelen yemeklere bakmamalıdır. Bir lokmayı yutmadan önce, ikinciyi eline almamalıdır. Yemek arasında, bir şey için, hatta namaz için, sofradan kalkmamalıdır. Namazı önce kılmalıdır. Eğer, hazırlanmış yemekler soğuyacak veya bozulacak ise ve namaz vakti, yemekten sonra kılmaya elverişli ise, namazdan önce yemelidir. Yemek kaldırıldıktan sonra, sofradan kalkmalıdır.
Yol üstünde, ayakta, yürürken yememelidir.
Hadis-i Şeriflerde;
“İnsan kalbi, tarladaki ekin gibidir. Yemek, yağmur gibidir. Fazla su, ekini kuruttuğu gibi, fazla gıda kalbi öldürür”,
“Çok yiyeni, çok içeni Allahü Teâlâ sevmez” buyuruldu.
Çok yemek, hastalıkların başı, az yemek yani perhiz yapmak ilaçların başıdır. Midenin üçte biri yemeklere, üçte biri içeceklere ayrılmalıdır. Üçte biri hava payı, yani boş olması en aşağı derecedir. En iyi derece, az yemek ve az uyumaktır.”
Bir veya birkaç kişi yemek yerken, oraya gelen bir kimse, açsa ve sofraya çağrılacağını bilirse, yemek yiyenlere selam verebilir.
Allahü Teâlâ cümlemizi kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)